Zihnimin kavgaları

http://www.nativa.com.tr/zihnimin-kavgalari/

Tatilden herkese merhaba;

Bu yazıyı koca bir sene yoğun bir çalışma temposundan çıktıktan sonra tatilden yazıyorum. 10 gündür tatildeyim ve son 2-3 gündür kendimi vicdanımla kavga ederken buluyorum. Bir yanım “sen bu yıl çok çalıştın tatili hakettin, keyfini çıkar” derken, diğer yanım; “en azından birşeyler yaz, yapılması gerekenler listendeki başlıkları yapmaya başla” diye birbirleriyle aşıklar gibi atışıyorlar.

Size de böyle olur mu ? En azından tatil konusunda olmasa bile yaşamın içinde ikilemde kaldığımız ne çok an olur değil mi? Bir yanın birşey der, diğer yanın başka birşey.

Aşklarımızda, söylemek istediklerimizde, yapmak istediklerimizde, hatta üzüldüğümüzde, ağlamak istediğimizde bile. Bir çocuk gibi ağlamak isteriz fakat içimizde bir taraf “kontrolünü kaybetme güçlü ol der” hep. Gitmek isteriz, bir yanımız hep “kal” der. Susmak isteriz, “cevap ver” der. Neden diye sormak isteriz, “sorgulama, dengeni bozma“, “hayat standartlarını, konforunu tehlikeye atma” der.

Bu ikilem genelde bize öğretilenler ile içimizden gelenler arasında yaşanır. Şems’in bir sözü gelir böyle zamanlarda aklıma.

“Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden bilebilirsin hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Evet, nereden bilebiliriz ki altının üstünden daha iyi olamayacağını? Hiç tecrübe ettik mi? Hiç o düzeni bozma cesaretini gösterebildik mi? Hayır diyebildik mi önümüze sunulanlara ? Belki birkaç ufak tefek detaya, o kadar. Hiç denemeden çoğumuz bunu düşünmemeyi seçeriz. “Kader böyle” der geçeriz. Diğer seçeneği bilmeden sadece sonuçları tahmin ederek devam ederiz.

Kişisel gelişim uzmanları olarak, bu durumda kalmış bir çok kişiye rehberlik ediyoruz. Yazımı sizlere küçük bir hediye oyun sunarak bitirmek istiyorum:

**Sakin kalacağınız bir yerde oturun ve bir elinize bir fikri diğer elinize diğer fikri alın.

**Bu iki fikri sanki iki sen varmış gibi birbiriyle konuşturmaya başlayın.

**Onlar sohbet eder ve kendi fikirlerini savunurken Siz sadece seyirci kalın.

Bakalım sonuç ne olacak?