Zorumuza Giden Konu bu..

Amerika-CIA ülke varlıklarını özelleştirme yoluyla yabancı şirketlerin eline geçmesi için bu ülkede kardeşi kardeşe öldürttü, ardından terörü tırmanışa getirerek 12 eylül darbe girişimini gerçekleştirdi, daha sonra 24 ocak kararlarını meclisten geçirilerek neoliberalizm denilen serbest piyasa ekonomisi modeline imza atıldı Özal dönemi başladığı andan itibaren..

Bilindiği gibi Neoliberalizm, dünyadaki büyük şirketleri daha çok zengin etmek için yazılmış olan bir sistemdir. Emekçinin haklarını kısıtlayan ve düşük ücret ile daha çok çalıştırmaya yönelik olduğu da unutulmamalıdır.

Dünya şirketlerinin daha çok kazanması uğruna insan hayatının hiç mi hiç önemi olmaz. Bireyler dünya şirketlerinin adeta köleleri gibidir. Kandırılır kandırılır kandırılır. Kapitaliz sistemi zaten kandırma ve yalan üzerine kurulmuştur.

Ülkedeki bu denli ticari ahlaksızlıkların ve merhametsizliklerin müsebbibi, kırk yıldır uygulanmakta olan serbest piyasa ekonomisi modelidir. Modelin kendisinde bir anormallik yoktur, anormal olan eğitim seviyemizin yeterli olmaması ve özellikle eğitim seviyesi alt sınırda tutularak (Köy Enstitülerin kapatılasıyla) küresel sermaye patronlarının işlerini kolaylaştırmakta ve ülke ekonomisini istedikleri gibi yönlendirmektedirler.

Kırk yıl önce imzalamışsın, kurtulman mümkün görünmüyor.

Kırk yıldır mücadele edilen enflasyon ve hayat pahalılığını üreten de Amerika-CIA'dır zira terör örgütlerini örgütleyerek savunma giderimiz durmak bilmeyen noktalara taşıyarak bütçemizi sarsmakta ve özelleştirme kapsamıyla ülkenin varlıklarını satma noktasına getirmektedir. Amerika'nın amacı da bu zaten.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları 'Bağımsız Türkiye!' sloganıyla yola çıktığında bugünleri öngörerek Amerika'nın ülke varlıklarına göz dikeceğine vurgu yaparak doğru mücadelelerini veriyorlardı. İdamlarının ABD parmağının olduğu çok açık!

Konumuz bu değil.

Konu, ülke nereye gidiyor?

Hiç bir yere gitmiyor gitmeyecek..

Büyük fotoğrafa bakıldığında küresel ekonomiyi ellerinde barındıran dünya tüccarları ülkemizin coğrafi-kültürel-ekonomik ve siyasal yapısıyla değerlendiriyor ve ekonomilerini bu değerlere göre değerlendirmeye ve yönlendirmeye çalışıyorlar. Özal Demirel Çiller Yılmaz dönemleri dahil tüm dönemlerde enflasyon hayat pahalılığı döviz borsa problemleri hep yaşanmıştır, aslında yaşatılmıştır küresel sermaye tüccarları tarafından.

Normal koşullarda ekonomistler masaya oturur, bir ekonomi stratejisi belirler ve enflasyonun da döviz kurunun da serbest piyasa ekonomi koşullarında hangi noktada olması gerekirse o noktaya göre belirlemiş olurlar. Oysa küresel sermaye gücü anormal ekonomistlerin yani küresel güçlere uygun koşulları seçerek stratejilerini belirleyerek enflasyonu dövizi ters yüz ediyorlar.

Zorumuza giden konu bu!