Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '16

 
Kategori
Blog
 

" Mutlu insan yazamaz " mı?!

" Mutlu insan yazamaz " mı?!
 

Mutlusu da yazar mutsuzu da insanın... Boş lafın kimseye faydası yok!


Hani, mutlu insan yazamaz, diye bilinen bir klişe vardır ya... Bu saçmalığı ciddiye alacak olursak... Yalnızca Milliyet Blog'da on binin üzerinde yaşamından memnun olmayan arkadaşımız olduğunu kabullenmek zorunda kalırız. Ve sadece bu bile, ortaya atılan iddianın tutarsızlığını kanıtlamaya yeter.

Bilinçli bir tercihle dram yazanlar, melankolik ruh hallerinini yapıtlarına yansıtanlar elbette bulunur edebiyat dünyasında... Kimi insan, bazı yazar, hüzünle besler ruhunu; kabul... Ama be kardeşim, aramızda böyleleri mevcut diye, mutlu insan yazamaz, düşüncesini genellemeye kimin hakkı olabilir?

Bunca ödüllü, Oscar'lı, mürehfeh şekilde, refah içinde yaşamaya yetecek düzeyde kazanç sahibi ortadayken... Sırf birileri öyle istiyor diye, mutlu insan yazamaz, diye yumurtlamanın anlamı var mı?

Sinirlenmek, öfke duymak, gadre uğramak boşalma ihtiyacı doğurabilir içimizde. Sıkıntı, kasvet, tıkanmışlık; bunalımlı, buhranlı hallerimiz satırlarımıza katıklık edip, yazı yoldaşı olsa da masamıza... Bunlardan cesaretlenip, mutlu insanın yazamayacağını söylemek, en hafif deyimle, safdilliktir.

Yüreğine kalemle kağıt derdi düşen her kişi, yazabilir elbette. Kimi sevinçlerini, kimi üzüntülerini anlatır. Bazısı neşeyle, keyifle, zevkle anlatır meramını, bazısı ağlaya zırlaya, gözyaşı döke döke...

Kullanılan yöntem, tercih meselesi... Kimse başkasına karışamaz bu konuda. Şu bir gerçek ki, klavye şakırdatmamıza neden olabilecek binlerce değişik ruh hainin sahibiyiz. Sırf insanlığımız dahi başlı başına bir yazın konusudur.

Kaldı ki, herkesin sözü en önce kendisini ilgilendirir. Dileyen yasını yazar, dileyen düğününü... Arzu eden pozitif düşüncelerini anlatır, arzu eden hezeyanlarını... Herkes kafasına göre takılabilir, gönlünce dökebilir, dizebilir sözcüklerini ekranına...

Yazı, sınırlanamayacak, tek tipleştirilemeyecek, bir forma, standart formasyonlara sokulamayacak derecede zengin ve kendine özgü bir uğraş... Hal böyleyken... Bu faaliyeti sadece mutsuz Adem'lerle Havva'lara havale etmek, abesle iştigaldir. Vakti olana kolay gelsin. Ben almayayım!

 

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..