Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '07

 
Kategori
Sanat Tarihi
 

" Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? " [3]

" Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? " [3]
 

İşte Nâzım Hikmet, böyle bir zamanda, tüm dünyada ilgiyle takip edilen, yeni bir düzen kurma çabası içindeki Küba’ya adımını atar. Tarih 1961 yılının Mayıs ayıdır... Dünya tarihine geçecek olan Domuzlar Körfezi çıkarmasının üzerinden henüz birkaç ay geçmiştir ve esirlerin serbest bırakılması için görüşmeler sürmektedir. Aynı günlerde Nâzım Hikmet, yaklaşık altı ay önce evlendiği Vera Tulyakova ile Avrupa’dır. Memet Fuat, bu dönemi şöyle anlatır:

“1961 Nisan’ında şair Paris’e ikinci kez gittiğinde yanında yeni karısı olarak Vera Tulyakova da vardı. Bu yolculuk bir balayı niteliğindeydi. Paris’te kırk gün kaldılar. Mayıs’ta Nâzım Hikmet oradan Dünya Barış Komitesi adına, Fidel Castro’ya Barış Ödülü vermek üzere, Havana’ya gitti. Küba’da devrimci coşkunun doruğunda buldu kendini...”

Şairin “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dizesiyle hepimizin belleğimize nakşolmuş “Saman Sarısı” adlı şiirini okuyalım biraz:
...
Kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta karlı pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geçti alnımın üzerinden
şair Nikolas Gilyen Havana'ya döndü çoktan
yıllarca Avrupa ve Asya otellerinin hollerinde oturup içtikti yudum
yudum şehirlerimizin hasretini
iki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü
...
Küba'dan döndüm bu sabah
Küba meydanında altı milyon kişi akı karası sarısı melezi ışıklı bir
çekirdek dikiyor çekirdeklerin çekirdeğini güle oynaya
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazı ortalarında Küba’nın resmini yapabilir misin
çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının
resmini yapabilir misin üstat
yazık yazık Havana’da bu sabah doğmak varmışın resmini yapabilir misin
bir el gördüm Havana’nın 150 kilometre doğusunda deniz kıyısına yakın
bir duvarın üstünde bir el gördüm
ferah bir türküydü duvar
el okşuyordu duvarı
el altı aylıktı okşuyordu boynunu anasının
on yedi yaşındaydı el ve Maria’nın memelerini okşuyordu avucu nasır
nasırdı ve Karayip denizi kokuyordu
yirmi yaşındaydı el ve okşuyordu boynunu altı aylık oğlunun
yirmi beş yaşındaydı el ve okşamayı unutmuştu çoktan
otuz yaşındaydı el ve Havana’nın 150 kilometre doğusunda deniz
kıyısında bir duvarın üstünde gördüm onu
okşuyordu duvarı
sen el resimleri yaparsın Abidin bizim ırgatların demircilerin ellerini
Kübalı balıkçı Nikolas’ın da elini yap karakalem
kooperatiften aldığı pırıl pırıl evinin duvarında okşamaya kavuşan ve
okşamayı bir daha yitirmeyecek Kübalı balıkçı Nikolas’ın elini
kocaman bir el
deniz kaplumbağası bir el
ferah bir duvarı okşayabildiğine inanamayan bir el
artık bütün sevinçlere inanan bir el
güneşli denizli kutsal bir el
Fide’'in sözleri gibi bereketli topraklarda şekerkamışı hızıyla fışkırıp
yeşerip ballanan umutların eli
1961’de Küba’da çok renkli çok serin ağaçlar gibi evler ve çok rahat evler
gibi ağaçlar diken ellerden biri
çelik dökmeğe hazırlanan ellerden biri
mitralyözü türküleştiren türküleri mitralyözleştiren el
yalansız hürriyetin eli
Fidel’in sıktığı el
ömrünün ilk kurşunkalemiyle ömrünün ilk kâadına hürriyet sözcüğünü
yazan el
hürriyet sözcüğünü söylerken sulanıyor ağızları Kübalıların balkutusu bir
karpuzu kesiyorlarmış gibi
ve gözleri parlıyor erkeklerinin
ve kızlarının eziliyor içi dokununca dudakları hürriyet sözcüğüne
ve koca kişileri en tatlı anılarını çekip kuyudan yudum yudum içiyor
mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
hürriyet sözcüğünün resmini ama yalansızının
...

Nâzım Hikmet’in Küba’ya hangi tarihte gittiği konusunda çok farklı tarihler olsa da, sayın Kutlu’nun José Marti Milli Kütüphanesi’nden temin ettiği, 13 Mayıs 1961 tarihli “Hoy” (Bugün) adlı gazetede yer alan bir fotoğraf ve altında yer alan bir haber her şeyi açıklar. Haberde “Dünyaca ünlü Türk şairi Nâzım Hikmet Milletlerle Dostluk Enstitüsü’nün davetlisi olarak dünden beri Havana’da bulunuyor” yazmaktadır. Bu haberin sonunda da “Küba’da yaklaşık olarak iki hafta kalacaktır” ifadesi, şairin Küba gezisinin süresi hakkında bizi bilgilendirmektedir.

Aynı gazetede yer alan son haber, 4 Haziran 1961 tarihlidir: “Birkaç gün önce son dönemlerin belki de en iyi Türk şairi sayılan ve hiç şüphesiz yaşayan şairlerin en önemlilerinden biri olan Nâzım Hikmet’le görüşmek üzere ICAP oteline gittik.” Buna göre şair iki haftadan biraz uzun süre Küba’da kalmış ve Mayıs’ın sonu ya da Haziran’ın ilk günlerinde dönmüştür.

Etkinliklere gelirsek... Şairin “Otobiyografi” şiirinde “elli dokuzumda on sekiz saate uçtum Prag’dan Havana’ya” dizesiyle anlattığı yolculuğu ve Küba’daki ilk etkinliği, gelmesinin ertesi günü, sonraları Küba Komünist Partisi’nin yayın organı olacak “Hoy” adlı gazeteyi ziyaretidir. Gazetedeki haberde “Saman Sarısı” şiirinde de adı geçen dünyaca ünlü Kübalı şair Nicolas Guillién tarafından ağırlandığı anlaşılır. Aynı ziyaret sırasında, şairin “Fidel Castro’nun devrimci Küba’sını tanıdığım için mutluyum, çok mutluyum. Gerek ülkeniz, gerekse lideriniz Türk gençliği tarafından çok seviliyor” şeklinde kısa bir açıklama yaptığı kaydedilir.

Sayın Kutlu, şairin ilk haftasıyla ilgili olarak yalnızca bir bilgiye rastlamıştır. Hoy gazetesinin 23 Mayıs tarihli haberine ve fotoğraflarına göre, 22 Mayıs 1931 Pazartesi günü, Ulusal Sanatçı ve Yazarlar Kongresi’nce, Nâzım Hikmet’in onuruna bir kokteyl verilmiştir. Kokteyle José Hernandez, Guillermo Cabrere Infante (26 Temmuz grubunun yayın organı olan Revolucion’un (Devrim) editörü), Fayad Jamis (şair ve ressam), Anton Arrufat, Manuel Diaz Martinez, Luis Suardinaz, Adigio Benitez ve Nicolas Guillen gibi birçok Kübalı sanatçı ve aydın da katılmıştır.

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..