Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '08

 
Kategori
İnançlar
 

''Size ne, mehdinin gelip gelmeyeceğinden?!..''

''Size ne, mehdinin gelip gelmeyeceğinden?!..''
 

''Size ne, MEHDİ' nin gelip-gelmiyeceğinden?!..'' Söylendiği gibi, ''Mehdi diye bir zât'' var mı gerçekten? Varsa gelmiş midir? Gelmişse nerededir?

Gelmişse, şu an nerdedir ve ne yapmaktadır? Henüz gelmemişse, ne zaman gelecek? Gelecekse eğer, geldiğinde ne yapacak? Geldiğinde, herkes O'nu tanıyabilecek mi?...

MEHD ile alâkalı, bunlara benzer daha bir çok soru sorulabilir. Sorulan sorular, İslâm Âlemi'ndeki hatırı sayılır bir çok din âlimi de referans gösterilerek cevaplandırılabilir...

Fısatım olduğunda, MEHDİ mes'elesine; yukarda sıraladığım veya bunlara benzer sorulara cevap bulabilmek maksadıyla, zaman zaman dönmeye çalışacağım...

Bu yazımda; devamlı olarak MEHDİ mes'elesiyle ilgilenen İslâmi bir grubun, bâzı mensuplarıyla yaşadığım bir hâtıramı anlatacağım.

Şu anda İslâmî gazetelerin birinde yazı yazan bir yazarımız, ''Beklenen Zât MEHDİ(!)'' hakkında, köşesinde sık sık yazı kaleme almakta.

Kendisinin, yıllar önce köşe yazarlığı yaptığı bir gazete'de ben de muhabirlik yapıyordum.

Kendisini severim. Aynı camia'nın içerisinde olmamıza rağmen, tartıştığımız zamanlar çok olmuştur.

Bir müddettir, O gazeteyi İnternet'ten tâkip etmek şifreli ve paralı olduğu için, kendisini takip edemiyorum ama O, mutlaka MEHDİ hakkında hâlâ yazıyordur büyük bir ihtimalle?..

Neyse...

Bu yazar arkadaşımız, âbimizle bir Ramazan'da berâberce, yanımızda üç arkadaşımız daha var, bir yere iftara gidiyoruz. O arkadaşlardan birisi, O yazar arkadaştan çokça etkilenmiş olduğundan herhalde, arabada sohbet olsun diye belki de, âniden;

> dedi. Kısa süren bir suskunluktan sonra,

Sorunun muhatabı daha cevap vermeden;

> deyince, sorunun muhatabı Yazar da;

> dedi. Ben de;

> dedim.

>dedi.

> deyince;

> dedi bana, biraz da kızarak. Ben, tekrar;

>diye sorunca;

>dedi.

Lâfın tam burasında, yolculuk yaptığımız şahıslardan bir tânesi, herhâlde ortaya başka bir şey mi attı, ne oldu bilemiyorum.

Sonradan da hep kendi kendime;'' Yâhu Hocam!..MEHDİ bir görev'le Allah tarafından gönderilmiyecek mi?..Eğer öyleyse, ne demek gücü yetmiyor?..Allah, bir vazife ile göndermiş olduğu Zât'ı güçsüz bırakır mı?!..>> vs.şekl'inde sormadım diye hep kızarım kendime.

Ondan sonraki buluşmalarımızda da çok konuştular MEHDİ'yi...

Ben de hep;

> tarzında konuşmalarımız, tartışmalarımız oldu.Fakat;

> şekl'inde, sormak nasip olmadı sevgili Hoca'ya.

Bayağı uzun zamandır görüşemiyoruz kendisiyle. Nezâketen ism'ini vermedim burada. Bilmiyorum bu yazım, dolayısıyla yukardaki sorum, kendisine ulaşır mı?

Gazetedeki yazılarını önceleri okuyordum internet'ten...

Şimdi o da olmuyor...

Çünkü yazı yazdığı gazete, üyeliği de ''para'ya bağlamış''.

Fakat tahmin ediyorum, bi şekilde, bu yazım kendisine ulaşacaktır.

Ulaştığında da;

< yâhu="" hocam!..mehdi="" bir="" görev'le="" allah="" tarafından="" gönderilmiyecek="" mi?..eğer="" öyleyse,="" ne="" demek="" gücü="" yetmiyor?..allah,="" bir="" vazife="" ile="" göndermiş="" olduğu="" zât'ı="" güçsüz="" bırakır="" mı?!..="">> şekl'indeki sorum'u cevapsız bırakmıyacağını da biliyorum.

Sağlık ve Muhabbetle kalın...

Bektaş Azizoğlu
06.01.2007, pazar
Üsküdar-İSTANBUL

 
Toplam blog
: 344
: 580
Kayıt tarihi
: 24.11.07
 
 

İlkokul'u Düzce'nin Gölyaka İlçesi, Açmaköy'ünde bitirdikten sonra, Ortaokul'u Gölyaka'da okuyup,..