Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '08

 
Kategori
Eğitim
 

"100 Temel Eser" Niçin Temel Eser Değil?

"100 Temel Eser" Niçin Temel Eser Değil?
 

Çocuğu okula giden anne babaların bildiği üzere öğrencilerin okuması gereken 100 Temel Eser var. Gündemdeki kapatma davasının iddianamesine de konu olmuş bu 100 Temel Eser ile ilgili çok iyi bir araştırma yapılmış. Neden 100 Temel Eser olmadıkları açıkca anlatılmış. Eğitim-Sen'in (İstanbul 2 nolu şube) bir kitapçık halinde sunduğu bu sorunun cevabı geçti elime geçen gün. Çocuğu olanların dikkat etmesi gereken hususlar maddelendirilmiş. Kitapçıktaki maddeleri sizinle paylaşmak istedim.

MEB, "Ana hedefi yeni nesillerde okuma alışkanlığı kazandırmak ve onlarda Türkçe bilincini uyandırmak" olan bir kitap listesi için eğitimci, yazar ve bilim insanlarından bir kurul oluşturdu. 18 aylık bir çalışma sonucunda kurul tarafından iki proje üretildi. 123 kitaplık İlköğretime Yönelik Okuma Programı İçin Kitap Öneri Listesi ile 134 yazar ve kitapların yer aldığı Bir Yazar, Bir Kitap projesi. MEB'e göre "123 kitaplık öneri listesi, öncelikle yaşayan yazarlara yer verdiği ve okuma programının hazırlanması esas olduğu için kabul görmedi." Bir Yazar, Bir Kitap projesi kapsamında yayınlanması kararlaştırılan 67 yazarın kitabının basımı da gerçekleştirilmedi. Bu gelişmeler sonucunda kurulun bir üyesi hariç sekizi istifa etti. MEB tarafından oluşturulan yeni komisyon 100 Temel Eser projesini üretti. 100 Temel Eser listesindeki kitapların İlköğretimin 5,6,7,8 sınıflarına yönelik olduğu belirtildi. Ancak aşağıdaki maddelerde, şeçilen bu eserlerin neden 100 temel eser olamayacağı çok iyi bir şekilde ortaya konmuş:

- Listenin, sayılarla sınıflandırılması, okumanın "zorunlu" olması, çocuğu kitaptan uzaklaştırır. Çocukları seçeneklerle ilgili bilgilendirmeli, onlara seçme özgürlüğü sağlanmalıdır.

- Listede okuma alışkanlığının temellerinin atıldığı okul öncesine ait bir öneri yoktur.

- Listede 70 yerli, 30 yabancı yazar yer almaktadır. Yaşayan hiçbir sanatçının eseri listeye alınmamıştır.

- Listedeki kitapların çoğu pedagojik açıdan çocuklara uygun değildir. Yüzyıl öncesinin kitabı çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmaz, onu kitaptan uzaklaştırır. En az 40-50 yıl öncesinin yaşantısını anlatan bu kitaplarda, çocuklar günümüze ait hiçbirşey bulamayacağı için sıkılacak ve kitaptan uzaklaşacaktır.

- Kitapların dili çocukları kitaptan soğutacak kadar eskimiştir. Anlaşılmayan sözcük, dize ve cümlelerle dil bilinci kazandırılamaz.

- 150-200 yıl önce kız ve erkeklere roller biçerek bunları çocuklara dayatan kitaplardan artık vazgeçilmelidir.

- Kitapları değerlendirirken temel ölçüt, onların edebi değeri olmasıdır. Kurgu gereği yazılanlardan anlamlar çıkarıp romanları tarih ya da biyografi kitabı gibi yorumlamak yanlıştır.

- MEB kitap önerirken yayınevi, çevirmen ya da kısaltma yapanın adı gibi ölçütler vermemiştir. Piyasada aynı kitabın onlarca çeşidiyle karşılaşmak mümkün. Kitabı satın alacak kişi, bunlardan hangisini alacak? Elbette en ucuz ve ince olanı.

- Klasik eserlerde çevirmen adı verilmiyor ya da kitap uydurma bir çevirmen adıyla yayınlanıyor. Yayınevleri, bir klasik eser yayınladıklarında, yazarın ölümünün üstünden 70 yıl geçtiği için kimseye telif hakkı ödemiyor. Sonuç, yazara ve çevirmene telif hakkı ödemek yok, bandrolsüz olduğu için vergi vermek de yok.

- 96 sayfanın altındaki kitaplarda bandrol muafiyeti olduğu için klasikler kuşa çevrilerek özgün biçimlerini yitiriyor. Yayınevleri, kitabı özgün sayfa yapısına bağlı kalıp vergi vermemek için kitapları kısaltarak piyasaya sürüyor.

- Listedeki iki başlık altında toplanan toplam 93 kitap ve bu kitap yazarlarının adı bulunmaktadır. Üçüncüsü olan hazırlanacak kitaplar başlığı altında ise, kitap adı gibi algılanabilecek 7 ürün adı yer almaktadır. Kitapların bir kısmını açıkça belirtip bir kısmı için de "hazırlanacak" demek istismara açık kapı bırakmak demektir. Bakanlığın kapıyı aralaması, kimi yayınevlerinin korsan kitaplar yayınlamasına yol açmıştır. Yazarı belli olmayan eser nasıl temel eser olur?

- Eserlerin islami söyleme uydurulması, bakanlığın ilkesizliğinin bir sonucudur. Sanat eserlerinin özgün biçimlerini bozma ahlaki değildir. Ahlak adına en çok söz edenlerin bunu yapması düşündürücüdür. Kargaşanın bir başka nedeni de telif ödemeden basılan kitapların denetlenmemesidir.

Örneğin: Pinokyo "Allah rızası" için ekmek istiyor.
Tolstoy'un İnsan Ne İle Yaşar adlı kitabında "Bana acıdınız, Allah sizden razı olsun" deniliyor.
La Fonten'den seçmeler'de balıkçı "Ya nasip" tilki ise "Allah yolunuzu açık etsin" dileğinde bulunuyor.
Heidi'de "Dua etmek insanı rahatlatır" öğüdü veriliyor.
Sefiller'de bir roman kahramanı için "Sevap alır mı?" diye sorduruluyor. Aynı romanın önsözünde
Victor Hugo "Allaha inanıyorum, ahirete inanıyorum, fakat hiçbir kilise papazını istemiyorum" diyerek
üstü kapalı hidayete erdiriliyor.
Anderson Masalları'ndaki Bülbül Masalı "Bir varmış, bir yokmuş, Allahın kulları çokmuş" tekerlemesiyle
başlıyor.

- Eserlerin islami söyleme uydurulup yayınlanmasıyla ilgili olarak Bakan Hüseyin Çelik şöyle demektedir:"Heidi'de bir kilise sahnesi vardır, buram buram Hristiyanlık propoganda edilir. Eğer Heidi'yi sevdiysen, Heidi'yi müslümanlaştırmaktan vazgeç, otur kendi Heidi'ni yaz." Bakan, islamcı ve rantçıların çıkardığı kitaplarla ilgili olarak:" Bakanlığımız bunları ne incelemiş, ne teşvik etmiş, ne onları okullara dağıtmıştır." demektedir. Doğrudur bakan bu kitapları serbest piyasa ekonomisinin dolaşımına bırakmıştır. Şimdi, koltuğunun altına 100 Temel Eser setlerini alan satıcılar, okul okul dolaşmaktadır.

-Yapılması gereken, yüzlerce kitap seçeneğinden oluşan bir katalog hazırlamak olmalıdır.

İşte bir partinin kapatılma isteğini demokrasi aşkına bağlamak isteyenlerin bu yazıyı okuyup, bir kez daha düşünmelerini istiyorum. Demokrasi kavramının içini boşaltarak bir ülkenin sisteminin içini boşaltmak isteyenlere de umarım bir ders olur bu. Takdir siz sevgili ve saygıdeğer eğitimciler, aydınlar, yazarlar, düşünürler ve velilerindir.
 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..