Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

"Anlamaz ki öküz!"

"Anlamaz ki öküz!"
 

Paylaşım sitelerini kırıp geçiriyormuş. Siz de görmüş olmalısınız. Görüntü ve ifade itibari ile kendisi de kullandığı hakaret sözcüğünden farklı değilmiş gibi duran bir hemcinsim, eşi ile paylaşım konusunda “Anlamaz ki öküz!” diyor. Üstüne bir de "Camış!" ekleyişi var ki; gülmekten yarılıyor millet! 

Aşağıda linkini verdiğim videoyu bu kadar kısa sürede popüler kılan temel etmen ne olabilir?! 

Sakın toplumsal bilinçaltının dışa vurumu olmasın bu paylaşım? Belki de yüzdesi azımsanmayacak kadar çoğunlukta olan kadınların ortak sesidir. Ya da meşhur kadın erkek çıkmazı… 

Nedeni ne olursa olsun, kökleri derinde olmalı. Yoksa bu kadar büyük bir patlamaya neden olmazdı. 

Mükemmelist bir yaklaşımla, ütopik ilişkileri anlatmayacağım. Biliyorum ki; ancak ütopyası olanlar; kendi ortak ütopyalarını yaratabilirler. Biliyorum ki; ancak aynı dili konuşup kendisi bir BİREY olabilmiş iki bütünden GÜÇLÜ bir TEK çıkar. 

“Anlamaz ki öküz!” diyor. 

Belki de öküzün anlayabilmesi için onun dilini konuşmak gerektiğini bilmiyor. Öyle ya; öküz "Geh bili bili" diye çağırılmaz ki! Ya da "Gel pisi pisi" deseniz ne anlar?! 

Herkesin anladığı bir dil vardır. Onunki de öküzce. Elbette öküzceyi bilmeniz sizi de öküz yapmaz, tıpkı İngilizce bilmenin sizi İngiliz yapmadığı gibi. Geçici süreyle bu dili konuşur ve bir öküzle anlaşabilirsiniz. Fakat özünüz öküz değilse, anlaşmanın devamlılığı konusunda bir garanti yok. 

Söz konusu dilin kullanımı ile ilgili kısa bir anım var, durun onu anlatayım size. 

Daha bir ay önce çevremdeki gençlerden biri dert yanmaya başladı: 

“Ölüyorum onun için ama ne kadar içten davranırsam davranayım, istediğim gibi olmuyor bir türlü?” dedi. 

“Nasıl yani?” dedim, anlatmaya başladı. 

“Ben ilgilendikçe uzaklaşıyor benden. Bazen aramalarıma cevap vermiyor, bazen meşgule düşürüyor, mesajlarıma iki gün sonra cevap veriyor…” 

“Dur gerisini tahmin edeyim, buluştuğunuzda da ‘kafam karışık’ diyor değil mi?” 

“Evet ya! Nasıl bildiniz?” 

“Mesele bunu bilmek değil ki?! Mesele senin öküzceyi bilmiyor olman!” 

Afalladı. Hiç duymamış ki böyle bir dil. Fransızca ve İngilizce biliyordu ama Öküzceden haberdar değildi garibim. Gözler fal taşı: 

“O ne demek?” 

Kısaca, kelime hazinesi yüz sözcüğü geçmeyen, sezgi-algı-zarafet-his gibi kavramlardan bîhaber olan öküz grubunun dilinden söz ettim. Malum kısa ve kolay bir dildir. Detayları yoktur. Öküz detaydan ne anlasın(!) 

Anlatımım bittikten sonra sordum: 

“Sen çok mu istiyorsun bu öküzü?” 

Gözleri parladı. Belli, çok sevmiş onu. Sevgiye saygısızlık edilmez…

“Öyleyse, not et bakalım” deyip birkaç kısa taktik verdim. 

Aradan iki hafta geçti. Sevinçle aradı beni ve buluştuk. Gülleri beş yaprak, yüzü mutluluk tablosuydu: 

“Taktikleriniz işe yaradı! Bensiz olamıyor şimdi” dedi. Sayıp döktü kendisi için yapılanları. Ardından; 

“Siz kendiniz için uyguladınız mı bu taktikleri?” demesin mi?! 

Ben zoofili değilim ki!’ diyemedim. Güldüm. Sadece güldüm… 

Evlenirlerse, yaklaşık on sene sonra, videodaki kadın gibi serzenişte bulunacağından adım gibi emin olduğum bu güzel kıza iyilik mi yaptım yoksa kötülük mü, bilemiyorum… 

Aziz Valantine de evlilik yasağına inat gizlice evlendirdiği o gençlerin gelecekte nasıl olacaklarını düşünmüş müdür? İşte onu da bilemiyorum… 

Bildiğim tek şey; sevebilmek ulvidir ve ancak seveni yüceltir…

Sevebilen tüm gönüllerin sevgililer günü kutlu olsun… 

 

 

İlgili videonun linki: http://video.milliyet.com.tr/Oyle-okuz-gibi-bakiyor_1_47938.htm

 

... 

 
Toplam blog
: 135
: 3170
Kayıt tarihi
: 23.07.08
 
 

Eğitim sürecinin bazı bölümleri Almanya ve İngiltere'de olmak üzere en son PAÜ'den eğitim uzmanlı..