"Ateşli çocuğa soğuk duş aldırmayın"

Bu gün birçoğumuzun bildiği, birçoğumuzun ise merak ettiği bazı sağlık konularına dikkat çekmek istiyorum. Uzmanlar en çok bildiğimizi sandığımız konularda bile her gün şaşırtıcı önerilerde bulunuyor. Tıp ilminin sürekli gelişmesi bu değişimleri de beraberinde getiriyor. Bir hastalığa çok iyi geldiğine inanılan bir ilacın aslında hiç iyi gelmediğini duyup şaşırıyoruz.

Uzman önerilerine geçmeden önce kendi vücut ve akıl sağlığımın yanına koyduğum araştırmalarımdan doğan kişisel inancımı sizinle paylaşmak istiyorum. Siz izin vermeden hiçbir hastalık size musallat olamaz. Çok iddialı değil mi? Ben kendimde ve çevremde yaptığım araştırma sonucunda buna inandım. Şöyle ki; İnsan beyni sürekli çalışan, bütün organlara ne yapacağını bildiren bir makine. Siz onu kendi haline bırakırsanız o bedene bildiğini yaptırır. Yok, siz ona sürekli bir şeyler empoze ederseniz, bir süre sonra o empoze ettiğinizi yaptırmaya başlar. Açarsak, siz sürekli başınızın ağrıyacağını düşünürseniz, başınızın ağrıması kesindir. Hangi önlemi alırsanız alın önüne geçemezsiniz. Özel bir durum sonucu şekeri çıkmış iki tanıdıktan biri sürekli şeker ölçtürmeye, şeker hastalığı ile ilgili bilgiler edinmeye, şekerden uzak durmaya başladı. Diğeri ise unuttu.  Sonuçta, birinci kişi gerçekten şeker hastası oldu. Tabii bu hastalıklara değer vermeyeceğimiz, onları kale almayacağımız anlamına gelmemelidir. Bir örnek vereyim. Akşam evde misafirler var, kalabalığız. Birisi tansiyon unu ölçmemi rica etti. Ardından herkes tansiyonunu ölçtürdü. Tek merak etmeyen bendim. Hiçbir hastalığa, hiçbir mikroba hak ettiğinden fazla değer vermeyen ben 67 yaşındayım ve bu koca ömürde grip dışında bir hastalık tanımadım. Bu kafa ile gittiğim sürece de tanıyacağımı sanmıyorum. Bence sağlıklı yaşam önerilerine abartmamak kaydı ile dikkat edelim ama kafamızı sağlık problemleri ile de fazlaca doldurmayalım. Gelelim uzman önerilerine:

*Uzmanlar, ateşi olan çocuklara ateş çok yüksek değilse ve çocuk kendini kötü hissetmiyorsa, ilaç vermeden önce ılık bir duş (29-32°C) aldırmak gerektiğini söylüyor. Çocuğun normalden fazla sıvı almasına, susuz kalmamasına dikkat edilmesini öneren uzmanlar, "Bulunduğu odayı serin tutun (21-22°C civarında olmalı), mümkün olduğunca ince ve pamuklu giysiler giydirin. Üzerini soyup; el ve ayaklarını sıcak tutun ve doktorunuzun önereceği ateş düşürücüleri kullanın diyorlar. Ateş,

"-Özellikle 2 yaş altındaki bebeklerde görülüyorsa,

-Bebek ve çocuklarda 40 °C'nin üzerinde görülüyorsa,

-Ağlama, inleme ve dokunulduğunda huzursuzlanma varsa,

-Ememiyorsa ya da hiçbir şey yemek istemiyorsa,

-Ateşin yanında uyku eğilimi varsa,

-Bilinç değişiklikleri gözlemliyorsanız,

-Ciltte mor döküntüler oluşuyorsa,

-Daha önce "havale" geçirmiş ise,

-Genel görünümünde kötülük varsa,

-Boyun kısmında sertleşme varsa,

-Devamlı kusma, diyare (ishal) oluyorsa,

-Ateş 3 günden uzun sürmüşse hiç beklemeden hemen doktorunuza başvurun."

********

Kısırlığın çözümü çikolatada mı saklı?

Günlük yaşamda kullandığımız musluk suyu, pet şişe, plastik saklama kapları, gıda torbaları, mikrodalga fırınlar, klor-amonyak-parfüm içeren temizlik malzemeleri, sebze ve meyve yetiştirmede kullanılan tarım ilaçlarının 'Sebebi Bilinmeyen Kısırlığın' başrol oyuncuları olduğunu biliyor musunuz? Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Burçak Erzik, üreme sağlığı açısından siyah çikolata tüketilmesi önerisinde bulunarak, siyah çikolatanın içindeki flavenoidlerin, kan pıhtılaşma elemanları olan trombositlerin bir araya gelmesini engelleyerek, yumurtalıklarda kan akışını düzenlediğini bildirdi.

********

''Anneanne yemekleri yiyin"

Hacettepe Üniversitesi Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, kanserden korunmada beslenmenin önemine vurgu yaparken, halka, televizyon dan duyduklarını değil, anneannelerinden duyduklarını yemelerini önerdi. Tarhana çorbasına dikkat çeken Çelik'in önerdiği besinler arasında meyve, sebze, lifler, tahıllar var.

Her şeyin başı sağlık. Sağlıklı günler dilerim…

İzmir 2011