Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '13

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

'Diren Bozcaada'

'Diren Bozcaada'
 

Çanakkale’nin Bozcaada’sı ile ilk tanışmamız 1979 yılına denk gelir. O yıllarda ulaşım bugünkü Yeni İskele’den değil, eski Odunluk İskelesi’nden sağlanırdı. Vapur da yoktu. Büyük tekneler sınırlı sayıda insan ve araç taşırdı. Odunluk İskelesi’ne geldiğimiz ilk günü hiç unutmam. Kıyıda demir atmış tekneler; Yakar Kaptan ve Necdet Kaptan tekneleriydi. (İkisi de rahmetli oldu) Bir tane daha vardı ama onun adını şu an hatırlayamadım. Biz Yakar Kaptan ile adaya geçtik. O yıllarda adaya gelen giden çok fazla olmadığı için tekneler yaklaşacağı zaman halk iskeleye koşar, tanıdık tanımadık herkesi karşılar, hoş geldiniz derlerdi. Kime geldi isek ona da “gözün aydın” derlerdi.

Teyzem Bozcaada’ya yerleşmişti. Biz de onu ziyarete gitmiştik. Gidiş o gidiş. 1979 yılından bugüne kadar ayağımız Bozcaada’dan hiç eksilmedi. Hatta Yeni İskele’deki yazlık evlerden birini satın aldık. Artık bizde Çanakkaleli olmuştuk.

Bozcaada’nın 34 yıllık hikâyesini bir kitapta toplamak istediğim için burada daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim. 1979 yılından bugüne kadar adada gerçekleşen olumsuz değişikliklere şahit olduk. Bozcaada’nın nasıl ranta teslim edildiğini, o güzelim bağlarının nasıl satıldığını, bağ evlerinin nasıl yazlık evlere dönüştüğünü izledik.

O yıllarda kilitlenmeyen kapılar, daha sonraları kilitlenir oldu. “Hoş geldiniz”, “Gözünüz aydın” sözleri artık söylenmiyor. Boydan boya uzanan kıyıları hoyrat ayaklar altında çiğneniyor. O altın sarısı Ayazma sahilinin yaz aylarındaki görüntüsü içimizi acıtıyor. Dört bir yanına kondurulan otel ve motelleri gördükçe üzüntümüz artıyor. Eski halini düşündükçe kahroluyoruz.  Elbette her yerleşim yeri değişmek, çağa ayak uydurmak zorunda. Ancak, eskiyi koruyarak, tarihi dokuya zarar vermeden değişim ve gelişim sağlanmalı. Bozcaada’da bu ne yazık ki sağlanamadı.  

Bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdi de yeni bir talan hazırlığı başlamış. Adına “koruma” planı” deniyor ancak halk bunun bir talan planı olduğunu düşünüyor. Tümü 3. derecede sit alanı olan adaya uygulanmak istenen yeni planla ada daha da betonlaşacak. O güzelim Rum mahalleleri ve kalan üzüm bağları belki de kapanın elinde kalacak.

Belediyelerin birinci görevi, bulundukları yeri korumaktır. Koruyamamış olmalı ki Bozcaadamızın “imha” planını durdurabilmek için Bozcaada Forumu oluşturulmuş.

https://www.facebook.com/BozcaadaForumu

Forum katılımcıları, “Bozcaada’ya dokunmayın, bırakın Bozcaada olarak kalsın.”diyorlar.

Evet, Bozcaada’yı bırakın. En azından bugünkü hali muhafaza edilsin.

Ege’nin incisine yazık etmeyin!

Tülay Hergünlü

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..