"Domuz Gribin"den kaç kişi ölecek?

Hani dilimize giren “Domuz gibi” lafı var ya; işte “Domuz gribi” de aynen öyle…

Malumunuz olduğu üzere, Domuz Gribi’nin çıkış yeri Meksika…

Bu melanet hastalık bu zamana kadar dünya üzerinde birçok ölüme neden oldu!

Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) yapılan açıklamaya göre, domuz gribinden ölenlerin sayısının 4 bin 525'i bulduğu bildiriliyor.

Domuz gribinin 191 ülke görüldüğü yine Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri tarafından söyleniyor.

DSÖ sözcülerine göre, hastalığın kuzey yarımkürede, özellikle ABD, Meksika, Kanada'nın kimi bölgeleri, İrlanda, Belçika, Hollanda, İsrail ve Japonya'da yayılmasını sürdürdüğü, güney yarımkürede ise gerilediği bildiriliyor.

Bu güne kadar Kuzey Yarı Küre, 3 bin 292 kişinin öldüğü, 146 bin 16 kişinin hastalandığı, domuz gribinden en çok etkilenen bölge olmaya devam ediyormuş.

Avrupa'da da 59 binden fazla vakanın belirlendiği, en az 193 kişinin hastalıktan öldüğü de yine Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri tarafından açıklandı.

Gelelim ülkemize:

Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ dün kameralar karşısına olmasa bile, televizyon temsilcilerinin karşısına geçerek, sanki muhalefetteymişçesine yazdığı senaryoları anlattı.

Senaryo-1: Hastalığın şu anki seyrine göre, hiç aşı yapılmaz ve tedbir alınmazsa Türkiye’de 21 milyon kişinin hastalanacağı, 5300 kişinin hayatını kaybedebileceği, dolaylı kayıplar hariç salgının toplam maliyetinin 1.1 milyar TL olacağı…

Senaryo-2: Risk gruplarına aşı yapılır ve gerekli tedbirler alınırsa 1.8 milyon kişinin hastalanacağı, 400 kişinin hayatını kaybedebileceği, salgının maliyetinin 640 milyon TL olacağı…

Bakan Akdağ, yayılmayı önlemek için okulların kapatılabileceğini, yarıyıl tatilinin uzatılabileceğini, okullardaki eğitimin TV ile devam ettirilmesinin söz konusu olabileceğini, aşıların ücretsiz olacağını ayrıca belirtti.

Domuz Gribi’nin ortaya çıkmasından bu yana ülkemizde görülen 472 vakanın 157’sinin virüsü yurtiçinde, 315’inin virüsü yurtdışında aldığı Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından açıklandı.

Sayın Sağlık Bakanı’nın 7 yıldan beri iktidarda olduğu ve aynı görevi yaptığını bilmeyenimiz var mı? Ayrıca Bakanın prof. Unvanlı bir bilim adamı olduğunu da biliyoruz! 7 yıldan beri bakanlık yapan bir bilim adamının, televizyoncuların karşısına geçerek, halkı tehdit eder gibi yazdığı senaryoları açıklaması, yaptığı görevle ne kadar uyumlu?

Sağlık Bakanlığı, senaryo yazma yeri mi? Yoksa vatandaşın sağlığını ilgilendiren konularda çözüm üretip, gerekli tedbirleri alma makamı mı?

İnsanın aklına şöyle sorular takılmıyor da değil; AKP halen kendisini muhalefette sanıp, iktidar olduğuna bir türlü inanamıyor mu? Buna Sağlık Bakanının açıklamalarının dışında, çok güzel bir örnek de; Başbakan Yardımcısı Bülent ARINÇ!..

Başbakan Yardımcısı Bay Bülent ARINÇ “Askerlikte zengin fakir ayrımı yapıldığını, Anadolu insanına haksızlık yapıldığını” açıklamış. Belki haklı olabilir! Ancak Bülent Arınç böyle şikâyetleri dile getirecek bir makamda değil ki. İktidarda! Varsa böyle bir sorun, (görünen o ki var!) bu sorunu çözme ve yapanlar hakkında işlem yapma makamında.

Sırf askeri kötülemek için ulu orta konuşuyorlar. Bakın biz sizin sorunlarınızı biliyoruz havasındalar ancak her hangi bir çözüm üretmek yok!