Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Haber
 

"Dursun Çiçek'in oğlu Genç Sivil" haberine kaç farklı yorum üretebilirsiniz?

"Dursun Çiçek'in oğlu Genç Sivil" haberine kaç farklı yorum üretebilirsiniz?
 

Ünlü “ıslak/kuru imzalı belge”nin baş aktörü Dursun Çiçek’in oğlu ile ilgili geçen gün çok ilginç bir haber yayınlandı.

Haberi isterseniz kısaca hatırlayalım;

“Albay Çiçek'in oğlu Deniz Çiçek’in, darbe karşıtı Genç Siviller hareketinin kurucularından olduğu anlaşıldı. Oluşum, adını ilk kez, "19 Mayısları, militarize stadyum gösterilerinden kurtaralım" kampanyasıyla, 19 Mayıs 2003'te, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in davetiyle gittikleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde duyurmuştu. Meclis'te düzenlenen forumun açılış konuşmasını yapan kişi o dönem Sabancı Üniversitesi öğrencisi olan Deniz Çiçek'ti. Meclis'teki forumda Çiçek'le birlikte konuşma yapan gençlerden biri de, o günlerde ODTÜ öğrencisi olan Taraf yazarı Yıldıray Oğur'du.

Çiçek'in babasıyla ilgili yaptığı haberler nedeniyle Taraf Gazetesi'ne kızgın olduğunu söyleyen Yıldıray Oğur "Dursun Çiçek'le tanışmıyorum ama Deniz'le yakın arkadaştık. Kendisiyle bir süredir görüşmüyoruz ama babasının güvenilir ve masum olduğunu söylüyor. Taraf Gazetesi'ne de haberlerinden dolayı çok kızgın" dedi

Deniz Çiçek, Sabancı Üniversitesi'nden 2005 yılında mezun oldu ve halen Amerika'da Colombia Üniversitesi'nde yüksek lisans yapıyor.”

İlk okuduğum andan itibaren bu haberden nasıl bir sonuç çıkarmam gerektiği konusunda tam olarak emin olamıyorum. Olaya farklı açılardan bakmaya çalıştıkça oldukça alakasız sonuçlara varmak mümkün. Aşağıda yer alan maddeler kendi fikirlerimi yansıtmıyor. Sadece başka zihniyetlerce nasıl algılanabileceğine dair bir tahmin çalışması yaptım. İşte çıkardığım ama birbiri ile çelişen birkaç sonuç;

1- Bakın görüyorsunuz işte, TSK mensubu Albay Dursun Çiçek aslında hiç de darbeci birisi değil. Hatta son derece demokrat. O kadar ki, oğlunun darbe karşıtı bir oluşum içinde yer almasında bir sakınca görmüyor. Hiç darbe yapma eğiliminde olan bir asker kendi çocuğunun, giriştiği faaliyeti baltalayacak bir oluşumda yer almasına izin verir mi?

2- İyi, tamam. Dursun Çiçek oldukça demokrat bir asker olabilir ama demokrat olması, oğlunun ne idüğü belirsiz bir oluşumda yer almasına izin vermesini gerektirmez ki? Genç siviller dediğimiz, Soros ve Fettullah A.Ş. tarafından finanse edilen, aklı çelinmiş gençler örgütü değil mi? Demokrasinin demokrasi karşıtlarına karşı korunmaya muhtaç olduğunu en başta bir askerin bilmesi gerekir. Bir TSK üyesi bu tip faaliyetlere karşı uyanık olmayacak ve kendi yakın çevresini bu oluşumlardan uzak tutmayacak da kim tutacak?

3- Sakın, Albay Dursun Çiçek, TSK’yı zor duruma sokmak için içeri sızdırılan bir F tipi örgüt üyesi olmasın? Üstlerinin haberi olmadan böyle bir belge hazırlayıp, altına da imza attıktan sonra, bu belgeyi kendi eli ile sızdırması hiç de göz ardı edilmeyecek bir ihtimal. Hatta hatta ihbarcı subay bile kendisi olabilir. Baksanıza oğlu bile, özel bir üniversite bitirdikten sonra, şu an ABD’de yüksek lisan yapabiliyor. Sahi, hocaefendi de ABD’de yaşamıyor muydu? Baksanıza 2003 yılında Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’le beraber konuşma yapmakta da hiçbir sakınca görmemiş.

4- Eeeee.. Peki koskoca TSK böyle bir oyunu fark edemeyip neden Dursun Çiçek’i koruyormuş gibi davranıyor ki? Bu oyunu bozmanın en iyi yolu, “bakın içimizde bu tip yanlış yola sapan askerler olduğunda biz hiç müsamaha göstermeyiz, her türlü idari ve adli cezayı çeker” demiyorlar. Hem bu şekilde içine sızan bir F tipi üyesinden de kurtulmuş olmazlar mı?

5- Görüyor musunuz? Artık darbeciler kendi oğullarını bile ikna edemiyorlar. Yeni nesil, babasının mesleği ne olursa olsun, daha sivil ve özgürlükçü düşünebiliyor. Hatta fikirleri babasının çıkarına aykırı gelse bile, onları dile getirmekten çekinmiyor. Ah zamane gençleri.

6- Bence Deniz Çiçek oldukça saf bir çocukmuş. Baksanıza bugün babasının suçsuz olduğuna inanıyormuş, gerek bir zamanlar içinde yer aldığı oluşuma, gerekse de yayınlarından dolayı Taraf Gazetesi’ne çok kızıyormuş. Yani aklı daha yeni başına gelmiş. İnsan girdiği yolun sonunu hesap etmezse böyle olur işte. Attığın taş baş yarar ya da beslediğin karga gözünü oyar. Gençlik idealizmi işte.

7- Bak görüyor musun! Askerlerimiz son derece fedakâr. Kendi çocuklarını, aile bireylerini bile istihbarat faaliyetlerinde kullanabiliyorlar. Taaa o zamandan fark etmişler bu grubun başlarına dert olacağını. Çocuğu zamanında içeri yerleştirip, bilgi, belge sızdırmışlardır dışarı. Sonra deşifre olunca da, hooop yurtdışına. Hem de dikkat çekmeyecek şekilde eğitim bahanesi ile. Keşke bir de bu istihbarat başarılarını, operasyonel başarı ile taçlandırabilselerdi. O günleri de göreceğiz inşallah.

8- Eh tabi ülkede iktidarı ele geçirme faaliyetine önce evinden başlayacaksın. Sen daha bacak kadar çocuğunu ikna edememişsin, onu yola getirememişsin, bir de önce asker içinde bir grubu ikna edeceksin, ardından toplumun belirli bir kesimini. Bak Kenan paşa o işi ne güzel yapmıştı. Herkes dört gözle onun yapacağı darbeyi bekliyordu. Öyle kızları, damatları önceden ortaya çıkıp anti darbe örgütlerde filan çalışmadı. Mirim bu yeni personelde iş yok. Kendi çocuğuna müdahale edemeyen adam ülkeye nasıl müdahale etsin.

9- Bu ülkede çok garip hocam yaaa. Şu babalarla oğullar bir türlü aynı cephede yer alamadılar. Galiba bu ülkenin sorunu da, trajedisi de burada yatıyor. Bu ülke bölünmeye, çatışmaya mahkum. Ya kardeş kardeşi vurur, ya baba oğul birbirine ters düşer. En yakın aile bireylerinin bile yan yana gelemediği bir ülkede birlik, beraberlik elbette kurulamaz.

10- Ciddi ciddi bu ülkeye demokrasi geliyor galiba. Bir darbeye engel olacak ilk şey darbe tezgâhı içinde olan bir adamın, en başta oğlunun darbe karşıtı olması değil midir? Darbenin toplumsal dayanağının olmadığının en büyük göstergesi budur.

Üretebildiğim yorumlar bu kadar. Mümkün mertebe tüm zihinsel kulvarlardan geçmeye çalıştım. Ama zannedersem, en azından bu ülke vatandaşları için 71.999.990 adet daha yorum üretmek mümkün. Ancak bir olay için birbirinden tam zıddı komplolar üretmenin mümkün olduğunun gayet güzel örnekleri ortaya çıktı bence. Buna karşın, olabilir, mümkün, hayata daha yakın olasılıkları barınıdran yorumlar da var. Galiba ikinci tip zihniyetin çoğunluğu oluşturduğu bir topluma ihtiyacımız var.

Bugünlük de kendi fikrim saklı kalsın.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..