Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Haber
 

Şok gelişme; Yargıtay dinlemenin arkasında "siyasi irade" arıyor!...

Şok gelişme; Yargıtay dinlemenin arkasında "siyasi irade" arıyor!...
 

Dinleniyorsunuz...


Yargı mensuplarının dinlenmesinin deşifre olması ile kamuoyu gündemine yansıyan skandal devletin tepesinde trafiğin olağanüstü bir seyir almasına neden oldu.

Cumhurbaşkanın konunun taraflarını çağırarak krize el koyduğu haberi bu gün gündeme düştü.

Yurttaşların dinlenme kaygısı ile korku içinde yaşadığı günümüzde özel hayatın sınırlarının çoktan aşıldığı bilinen bir gerçek.

Zaman, zaman internete düşen dinleme kayıtları herhalde bir gün lazım olur diye biriktirilen kasetlerin gündem yaratmak/değiştirmek üzere tedavüle sürülmesi yüzeysel olarak değerlendirilmesi sığ bir bakışın dışa vurumu olsa gerek.

Asıl gözden kaçan teknolojinin sağladığı olanakların yasal/yasadışı yöntemlerle kullanılarak bireysel hak ve özgürlükleri sınırlayıp toplumun baskı altına almasıdır. Gazetecilerin cep telefonlarını sık, sık değiştirdiği yolundaki haberler yeni değil. Basın mensuplarının kendini özgür hissetmediği bir ülkede nasıl demokrasiden söz edeceğiz.

Bürokraside tepe noktalarda olanların, yargının, siyasette etkin rol alanların, hatta sıradan yurttaşın dinlenme korkusu ile yaşamaları nasıl bir demokrasi anlayışı ile açıklanabilir.

Yargı mensuplarının dinlenmesine olanak sağlayan iznin TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in Adalet Bakanı olduğu dönemde verildiği ortaya çıktı. “5 Nisan 2008 ve 5 Eylül 2008 tarihli taleple hâkim ve savcıların dinlenmesine olanak sağlayan "soruşturma izni"ne dayanarak istenen "dinleme" taleplerini mahkemeler kabul etmiş. Olanlar olmuş, 2008 yılından beri yargıçlar ve savcıları da dinlemişler.

Danıştay Başkanı Mustafa Birden "Yargı mensuplarının dinlenmesi, fiziki takibe alınması, yazılı ve görsel basında haber ve görüntülerine sıklıkla yer verilmesi Mustafa Birden; i yargıyı kontrol etme ve üzerinde etkili olma gayesinden başka bir şey değildir. İnsan hak ve özgürlüklerine yönelik ihlallerin engellenmesinde çok önemli konumları bulunan yargıç ve savcıların aynı neviden hak ihlallerine muhatap olmaları, yargı bağımsızlığı veya yargıç güvencesini zedelediği gibi bu durumu insan haklarına saygılı, demokratik ülke kavramlarıyla bağdaştırma olanağı da bulunmamaktadır. Haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğine ilişkin Anayasal temel hak ve özgürlüklerde ciddi bir aşınma ve ihlalin varlığı söz konusu. Gelinen noktada sadece yüksek yargı mensupları değil, hakim ve savcılarla ilgili değil, tüm dinleme kararlarında gerekli özen ve hassasiyetin gösterilmediği görülüyor. "Bende dinleniyor muyum?" yolundaki endişe ve korkular toplumda ciddi bir güven bunalımı yaratmıştır. İnternette, haber ve yayın organlarında her gün yeni bir ses ve görüntü kaydı yer alıyor. Bu, mahkeme kararlarıyla yapılan teknik takip ve dinlemeler dışında gayri hukuki dinleme yol ve yöntemleriyle sıkça başvurulduğu konusunda kamuoyunda yaygın bir kanının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Toplumda oluşturulan güven bunalımı en kısa sürede telafi edilmeli, en etkili ağızlardan kamuoyuna tatmin edici açıklamalar yapılmalıdır." diyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul'da yürütülen tüm soruşturmalardan bilgisi olan ve kamu adına 32 yıldır çalışan adalet görevlisi. Adalet

Bakanlığı Başmüfettişi M.A'nın başvurusu üzerine telefonlarının mahkeme kararı ile dinlendiği için meslek hayatımın en üzüntülü günlerini yaşadığını söylüyor. Başsavcı Engin <ı>" Adalet Bakanlığı müfettişinin başvurusu üzerine bir mahkemenin benim iş, ev ve cep telefonlarımın dinlenmesi için karar verebileceğini hiç beklemezdim. Mahkeme kararı ile dinlenebileceğim aklımdan bile geçmezdi. Çok üzgünüm, çok kırgınım. Tabii ki ben de yasal yönden hakkımı arayacağım. Telefonlarımın dinlendiğine ilişkin karar olduğunu ben de televizyonlardan öğrendim. Buna niçin gerek duyulduğunu öğrenmek için Adalet Bakanlığı'na başvurup gerekli belgeleri istedim. Bunları inceleyeceğim ve yasal haklarımı kullanacağım.<ı>" dedi.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker yargıç ve savcıların dinlenmesi üzerine "Olayın bu boyuta gelmesi yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı açısından üzüntü verici. Bizi rencide ediyorlar" demiş... Gerçeker'e göre; "Bu gün yargının hedef tahtası, savunma konumunda olması kabul edilebilir, hazmedilebilir bir konu değildir. Dolayısıyla böyle bir sistem içinde yargı bağımsızlığından ve kuvvetler ayrılığından bahsetmek mümkün değildir." Yargıtay Başkanı'na göre 12 Eylül en ağır hasarı yargı üzerinde yaratmıştır. Yargı bağımsızlığını yok etmiştir. Gerçeker'e göre bu gün toplumda "dinlenme paranoyası" oluşmuştur.

Dinlenme üzerine siyaset arenasında kopan fırtına “açılım”ı bile gölgeledi.

Önceki gün Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila’nın sorularını yanıtlayan Yalçınkaya, özetle şunları söyledi:

Anayasa ihlali var mı bakacağız: Yargıtay Başsavcılığı’nın görevi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, Atatürk devrimlerini, hukuk devleti ilkelerini, Cumhuriyet’in tüm değerlerini korumaktır. Bu ilkelerin güvencesi bağımsız Türk yargısıdır. Basına yansıyan bilgileri kesinleştirdikten sonra soruşturmanın diğer aşamasına geçilecektir. Siyasi partilerin tüzükleri, programları ve eylemleri Anayasa’nın 68. maddesine aykırı olamaz. 68. maddenin 4. fıkrasında; siyasi partilerin tüzük, program ve eylemlerinin hukuk devleti ilkelerine aykırı olamayacağı yazılı. Eğer bu hüküm ihlal edilmişse o zaman Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddesinde yazılı olduğu gibi Başsavcılık olarak bizim görevimiz başlar. 98. madde siyasi partilerin kapatılması davalarını düzenliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olarak bu bilgi ve belgeleri Anayasa’nın 68/4 ve Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddeleri açısından incelemeye almak zorundayız.”

Siyasi makamın onayı: ”Telefon dinleme hukuk devleti ilkelerine aykırı biçimde yapılıyorsa, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa’nın 68/4 maddesiyle ilgilidir. Telefon dinleme, kayda alma, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinin hangi hallerde yapılabileceği yasada detaylı biçimde belirlenmiştir. Hâkim ve savcıların dinlenmesi nasıl yapılıyor? Dinleme kararı nasıl alınıyor? Bu işlem zinciri içinde Bakan’ın veya ona bağlı kişilerin onayı olduğuna göre siyasi otoriteyi dolayısıyla siyasi partiler hukukunu ilgilendirir. Adalet Bakanı veya onun adına hareket eden kişinin, dinlemenin yasadaki koşulları mevcut değilse onay vermemesi gerekir.

Bu, istediğimiz bir şey değil ama..: Bu (siyasi parti kapatma) istediğimiz bir şey değil ama bize verilen görevin gereği ve elbette bir süreç.”

Yüksek yargının dinlenmesinin arkasında “siyasi irade”nin olduğu kanıtlanırsa anayasaya göre istemeselerde gerekeni yapmak zorunda kalacaklarını belirten Yalçınkaya’nın açıklamaları siyasetteki gerilimi artırdı.

Vatandaşta oluşan BBG evi paranoyasının yansımaları ilginç gelişmelere neden olacak görzüküyor.

Bu gün gündeme yansıyan haberlere göre Cumhurbaşkanı devletin tepesinden hızla duruma el koydu!

Bu arada gündeme “sanal ihbarcı subayın” yeni bir mektubu düştü.

Koca kulak” skandalı olarak özetleyeceğimiz gelişmelerin arkasından Ankara’da hızlanan trafiğin oluşturduğu yeni gerilimlere tanık olacağız...

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..