Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '10

 
Kategori
Edebiyat
 

"Düşünce Okyanusu Mevlâna"

"Düşünce Okyanusu Mevlâna"
 

Ne diyor Mevlâna: ”Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.” Ama bitmiyor yaşamayı da öğreniyor; zamanı ve insanı… Öğrenmeyi sürdürüyor Mevlana: Sevmeyi, insan tenini, evreni, ekmeği, okumayı, düşünmeyi, namusun önemini de… Sonu şöyle bitiyor şiirin. ”Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. / Olur ya ... / Kalp durur ... / Akıl unutur... / Ben dostlarımı ruhumla severim. /O ne durur, ne de unutur...” Bir düşünce okyanusu işte… Okudukça, tanıdıkça, derinliğine indikçe yeniden öğreniyoruz onu, yeniden tanıyoruz, anlamına varıyoruz. Mevlâna eskir mi, eksilir mi? Olası değil. Yüzyılları deviren bu düşünürün, insan odaklı, sevgi bağlamlı gönül adamının bunca yüzyıl hiç eksilmeden, hiç yıpranmadan yaşaması, rastlantı değil elbette. Bunca yazılan, anlatılan, yorumlanan, adına kitaplar çıkartılan Mevlana’yı bu kez iki tanıdık isim Celal Oymak ile Nevin Balta ortak bir çalışmayla kitaplaştırmışlar. Gerçekten doğru kavranması, yararlanılması gereken Mevlâna'yı yeniden okura sunmuşlar:

Düşünce Okyanusu Mevlâna (*)


Celal Oymak eski bir dost; sanırım 40 yılı aştı arkadaşlığımız. Ta Ankara’lardan, Urfa’lardan... Nevin Balta’nın Gaziantepli olduğunu biliyorum. Hemşerim. Adını duyarım, okudum kimi yazılarını; ama tanışma olanağı bulamadım bugüne dek. İşte bu iki komşu kentli yazar dost, ortak bir çalışmayla Mevlâna'yı yorumlamışlar, onu genç kuşaklara anımsatma gereği de duymuşlar, derleyip toparlayıp okurlara sunmuşlar. Celal Oymak’la 2009 yılında 14. İzmir Kitap Fuarı'nda buluştuk. Uzun yıllar sonra buluşmanın sevinci ile kucaklaştık. Kanguru Yayınları Standında hem bu kitabını hediye etti, hem de anıları paylaştık. Ortak dostlarımızın kulaklarını çınlattık, şiirlerden, kitaplardan söz ettik. Dostlarımın yayımladıkları her kitaptan heyecan duyuyorum. Bir kitabı yayımlamanın ne denli uğraş, çaba verilerek oluşturulduğunu bilirim. Hele inceleme, araştırma kitaplarının daha bir zaman aldığını, emek gerektirdiğini de. Celal Oymak ve Nevin Balta dostların bu emek ürünü yapıtlarını da bu değerlendirme içinde okudum, yararlandım. Hele hoş görüsü, insana sevgisi varsıl bu bilge kişi Mevlana olunca yapıt, daha da duygulandım okurken. Ellerine, düşüncelerine, gönüllerine sağlık diyorum. “Yeniden yeniden Mevlâna okumak…” Doğan Hızlan kitabın arka kapağında yer alan yazısına böyle başlamış. Gerçekten bunca yüz yıldır sözleri, dizeleri, yaşam felsefesi, dünyaya bakışı insanları etkileyen Mevlâna okundukça, yeniden bir şeyler de buluyor insan.Doğan Hızlan'ın “derli toplu bir çalışma ve emek” demesi boşuna değil elbette.Bence de öyle. Kitap dört bölümden oluşuyor.Birinci Bölümde 2007 Mevlana yılı, Mevlâna’dan dünyaya aşk ve sevgi ve birlik çağrısı, yaşamı, çevresi, görüştüğü bilgin ve şeyhler, yapıtları var. İkinci bölümde dünya kültürüne etkisi, önemi, İslam sufizmi üzerindeki söylemleri bulunuyor. Üçüncü bölüm ise günümüzde Mevlana'dan yararlanmanın yanıtları yer alıyor.İnsanın önemi, Mevlana'nın çocuklara, gençlere, yetişkinlere öğütleri, hoşgörüsü, kadın konusunda düşündükleri de dikkat çekiyor. Dördüncü bölümde Mevlana üzerine söylenmiş değişik görüşleri okuma olanağı buluyoruz. Kitabın girişinde Celal Oymak bir sunu yazısıyla Mevlâna’yı “O gönüller sultanıdır. Olduğu gibi görünen alçakgönüllü bir insandır. O, yalnız Müslümanların değil, bütün insanların, ulusların, dinlerin de ozandır.” diyor. Talat Sait Halman da önsöz yazısında “Yüzyıllar ötesinden, Mevlâna bize ve bütün dünyaya aşkın, hoşgörünün, bağış ve barışın erdemlerini enfes şiirlerle ilham etti….Özlü inancın temizliğini, güzelliğini, coşkusunu anlattı….Dinler arasındaki ayrılıkların ötesine yöneldi.İnsanların kardeşliğini baş tacı etti….” Aslında yüz yıllardır eskimeyen, düşünceleriyle, iletileriyle örnek söylemler sunan bilge kişileri doğru yorumlamak, doğru okumak gerek. Softalığa, gericiliğe, tutuculuğa, çağ dışılığa yüz vermeden aydınlanma yolunda ki bilgilerine sağlıklı biçimde odaklanmalıyız. Mevlana, Yunus Emre gibi değerleri bu bağlamda değerlendirince gerçek ışıklı yüzlerinin ayrımına varmaz mıyız? Sekiz yüz yıldır yıpranmadan günümüze dek gelen ve yarınlara da hoş görülü düşünceleri, sevgiyle buluşan sözleriyle kalacak olan Mevlâna’yı genç kuşakların da izlemeleri gerektiğine inanıyorum. Onun özdeyiş gibi yüreğimize kazınan sözlerini yineleyerek sevgiyle kalın diyorum:

Yine gel, yine gel
Her kim olursan ol, yine gel
İster kâfir, ister Mecusi, ister putperest
İster yüz kere bozmuş ol tövbeni
Ümitsizlik kapısı değil bu kapı
Nasılsan öyle gel
(*)

Düşünce Okyanusu MEVLÂNA, 2.baskı. Kanguru Y. Ankara, Temmuz 2008,
231 sayfa
 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..