Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

"Farklı" bir yazı

"Farklı" bir yazı
 

Dokunurken dokunduklarınızın sizden kaçtığını, İşitirken farkı bir şeyler fısıldandığını


Farklı olmanız için farklı bir şeyler yapmanız gerekiyor aslında. Ya da en azından farklı olduğunuzu birilerine ispat etmeniz için kendi kişiliğiniz dışında farklı arayışlar içerisine girmeniz.

İçerisinde bulunduğunuz ortama yabancılaştığınızı hissettiğiniz zamanlar olmuştur.

İnsanların sizi anlayamadığını, sizin dertlerinize ortak olamadığını, sevinçlerinizi sizinle paylaşamadığını görerek bedeninizin sizde kalıp, ruhunuzun başka bir yerlere gittiğini sanırsınız.

Dokunurken dokunduklarınızın sizden kaçtığını, işitirken farkı bir şeyler fısıldandığını, görürken göremediğiniz şeylerin sizinle alay ettiğini, otururken, kalkarken, yürürken, koşarken hep bir şeylerin sizden koptuğunu, bu kopuşların sizi her geçen dakika ölüme yaklaştırdığının bilincine varırsınız.

Gerçekler karşısında sizin verdiğiniz tepkiyle başkalarının verdiği tepkiyi karşılaştırırsınız.

Yalanla gerçek arasında yol alırken işlediğiniz günahları düşünüp hüzünlendiğiniz de olur.

Bir anda kabuğunuza çekilip insanlardan kaçmak, dışarı çıkıp insanların yüzüne haykırmak istersiniz dönem dönem.

Yaptıklarınızla yapamadıklarınızı, sevdiklerinizle nefret ettiklerinizin muhasebesini yapmaya koyulursunuz.

“Ben mi iyi bir dostum, yoksa benim dostlarım benden daha mı iyi” derken dostlarınızla aranızdaki ince çizgiyi yeniden çizmek gelir aklınıza.

Sürekli bir sorumluluk bilinci vardır beyninizde; eşinize, çocuklarınıza, arkadaşlarınıza, ülkenize dair.

“Eşimle eşit miyim?, Çocuklarımla dost muyum?, Arkadaşlarımın arkasında mıyım?, Ülkemde iyi bir vatandaş mıyım?” düşüncesi sizi zaman zaman bulunduğunuz mekanda düşüncelere sevkeder.

Birilerinin sizi anlayamıyor olması içinizde derin bir boşluk bırakır. Zembereği boşalan saatin hızla dönüyor olması gibi döndükçe ömründen ömür giden dünyanın durumu gelir aklınıza.

Maddiyatla maneviyat arasında yalpalayan dünyanın sonunu düşünürsünüz. Düşünür ama çare bulamazsınız.

Olaylar karşısında çaresiz kaldığınızı, bir şeyler yapmak isteyip de yapamadığınızı kendinize dert edinirsiniz.

“Ben mi farklı düşünüyorum, insanlar mı farklı düşüncelere yönelmiş!”dediğinizde kafanızda çakan soru işaretleri geceleri yatağınızda size rahat uyku vermez.

Tüm bu düşünceler beyninizi kemirirken farklı olmak için çok da farklı olmak gerekmediği fikrine sahip olursunuz.

Farklı olduğunuzu birilerini farkettirmek için de kıyasıya bir uğraş vermeniz gerekmediğin sonucuna ulaşırsınız.

Kendi kişiliğinizin, kendi fıtratınızın dışında farklı şeyler yaptığınızı sanırsınız; ama asıl o yaptıklarınızdır size ait olan, o gerçekten de sizsinizdir.

Farklı arayışlara, farklı beklentilere, farklı sorgulamalara girmek isterseniz dışarıya çıkıp, insanların arasına girmeniz yeterli.

Farklı mekanların birbirinden farklı insanlarını tanıdıkça ne derece farklı olduğunuzu görürsünüz.

Siz hiç bu farklılığın farkına vardınız mı?

 
Toplam blog
: 78
: 658
Kayıt tarihi
: 05.07.08
 
 

İstanbul Üniversitesi'ni bitirdikten sonra, değişik yayınlarda editöryal çalışmalara başladım ve ..