Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

“Gidiyorum, çünkü artık bildiğim, inandığım SABAH'ı yapma imkânım yok.”

“Gidiyorum, çünkü artık bildiğim, inandığım SABAH'ı yapma imkânım yok.”
 

ERGUN BABAHAN


Başlık, Pazar gününe kadar SABAH Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olan Ergun BABAHAN’ın <ı>“Gönüllü bir sürgün” başlıklı köşe yazısının içinden bir cümle…

<ı>“Onlar<ı> için bizim grubun sermaye yapısı önemli değildir, önemli olan SABAH ve atv'nin varlığıdır.”

<ı>

<ı>“20<ı> yıldır gazete yaptığım kurallar dün ne idiyse, bugün de o.”

Yukarıdaki cümleler de <ı>“<ı>SABAH'a saldırmanın dayanılmaz hafifliği” başlıklı yazısından, 16 Kasım 2008 tarihli…

16 Kasım 2008 tarihli köşe yazısında savunduğu SABAH gazetesinden, bu gün <ı>“Gidiyorum, çünkü artık bildiğim, inandığım SABAH'ı yapma imkânım yok.” diyerek ayrılma noktasına gelmiştir.

Şunu hemen belirtmem gerekir ki, Ergun BABAHAN, gazetenin <ı>“Genel Yayın Yönetmeni” koltuğuna tepeden inme öyle hooop diye inip gelen bir gazeteci değil. Bir defa bunu ortaya koyalım. Yetenekli, gerekli deneyime sahip, şunca senelik bir gazeteci…

Şunu da belirtmek gerekir ki <ı>“20<ı> yıldır gazete yaptığım kurallar dün ne idiyse, bugün de o.” Diyebilecek kadar kurallarına sahip…

O halde ne oldu da <ı>“…<ı>inandığım SABAH'ı yapma imkânım yok.” diyerek ayrılma noktasına gelmiştir?

Elbette <ı>“İnandığını” yapamama noktası esas nedeni… Bu ayrılık ise, Türkiye’deki <ı>“Medya”nın nereye geldiğinin bir göstergesidir.

Hepimizin bildiği gibi, saklısı gizlisi olmayan, alenen yapılan bir kayırmacılık sonucunda SABAH ve ATV gurubu Ahmet ÇALIK gurubuna, bir başka anlatımla Başbakan’ın damadının başında bulunduğu Ahmet ÇALIK gurubuna kelepir olanaklarla devlet tarafından satılmıştır.

Bu da şu demektir…

Artık SABAH ve ATV çalışanları, <ı>“gazetecilik mesleğini” yapamayacaklar <ı>“gazetede memur” olacaklar…

Birçok çalışan, ekonomik nedenlerle buna dayanabilir. Sadece <ı>“İşini” yapar ve maaşını alır. Onların hiç birini suçlama hakkımız olamaz, haddimiz de değildir.

Ancak…

Gazeteye ve televizyona <ı>“Yön verenler”, kurallarını belirleyenler için aynı şey söz konusu değildir. Onlar <ı>“Gazeteci” olmak ile <ı>“Gazete çalışanı” olmak arasında bir seçim yapmak zorundadırlar.

ATV, Cumartesi akşamı haber bülteninde, Ankara’da yaşanan doğalgaz faciası ile ilgili bir haberi bakın nasıl verdi…

Doğalgaz Genel Müdürünün basın toplantısındaki tavrını eleştirirken, bu basın toplantısını üstüne üstüne giderek veren diğer kanalları <ı>“…aynı sorumsuzlukla haberi veren…” kanallar olarak tanımladı…

Neden?

Çünkü Ankara’da yaşanan doğalgaz faciasının esas sorumlusu; Doğalgaz Genel Müdürü, o kişiyi deneyimsiz, bilgisiz ve <ı>“Kendilerinden” olarak oraya atayan Büyükşehir Belediye Başkanı, o belediye Başkanının bağlı bulunduğu siyasi parti ve sonuçta da o partinin konumu itibariyle elbette <ı>“İktidar partisi” oluyor…

Şimdi SABAH ve ATV’den bu olayın üzerine tüm boyutları ile gitmesini bekleyebilir misiniz?

Elbette bekleyemezsiniz, ama <ı>“Niye gitmiyorsun kardeşim” diye de sorgulayamazsınız. Çünkü o gazete ve televizyon kanalını Ahmet ÇALIK gurubuna <ı>“Bağlayan” bu iktidar partisi değil mi?

Basında <ı>“Yön verenlerin” kaderinde bu da vardır.

Ben bu <ı>“ayrılışı” veya kendi deyimi ile <ı>“Gönüllü bir sürgün”ü, <ı>“gazeteci” olmak ile<ı> “Gazete çalışanı” olmak arasında bir seçim olarak görüyorum.

Ergun BABAHAN bana göre <ı>“Gazeteci olmak” ve öyle kalmak yönünde bir seçim yapmış oluyor. Genel Yayın Yönetmenliği sırasındaki <ı>“Yön” vermesi tartışılabilir, doğru yapmıştır veya yanlış yapmıştır.

Anlaşılıyor ki öyle bir noktaya gelmiştir ki <ı>“Gazeteci” olmak ile <ı>“Gazete çalışanı” olmak arasında seçimini <ı>“Gazetecilik” yönünde yapmıştır.

Kayseri’mizin bir demesi vardır…

<ı>“Tosbağa (Kaplumbağa) değil mi, o bağ olmasa, bu bağ olur” derler.

Gazeteci de biraz tosbağaya benzer, <ı>“Yazma” tutkusu damarlarındaki kana, yüreğinin derinliklerine kadar işlemişse, o mutlaka bir başka bağda, bir üzüm çubuğunun altını bulur…

<ı>05 OCAK 2009

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..