(GS+Hakem)-(BJK)=4-2

(GS+Hakem)-(BJK)=4-2

Yukarıdaki bir matematik denklemi değil!

21.12.2008 günü, yani bu gün, yani en kısa günün olduğu zaman diliminde oynanan Galatasaray-Beşiktaş maçının sonucu!

Yer Ali Sami Yen Stadı…

Oynayanlar, Galatasaray+Hakem=Beşiktaş

Her hareketi ile göklere çıkartılan Galatasaray ve Beşiktaş sahaya çıkıyor. Çok kısa süre sonra Galatasaray’ın hakem desteği ile oynadığı hemen anlaşılıyor.

Hakem Cüneyt Çakır, geçen sene Galatasaray-Fenerbahçe kupa maçında olduğu gibi yavaş yavaş Beşiktaş’ı doğramaya başlıyor!

Hala hafızalardaki yerini koruyan ve Fenerbahçeli 3 oyuncunun kırmızı kart görerek, şampiyonluğa bile etki eden o maçtaki Gökhan Gönül’ün gördüğü kırmızı kartı unutmak mümkün mü?

Gelelim bu günkü maça, Galatasaray’ın birinci golünde Servet, topu elinden kaçıran Rüştü’nün üzerine tabanı ile öyle bir geliyor ki! Bu hareket direk sarı kartla cezalandırılmalı! Ancak, hakem bırakın Serveti cezalandırmayı ağalara giden topu gol olarak veriyor.

Arkasından Beşiktaş’ın golü! Maç 1-1

Maç bu skorla devam ederken, hakemin yüzüne dikkatle bakılırsa, fırsat kolladığı çaldıkları düdükten anlaşılıyor!

Ve birden hakemin beklediği pozisyon geliyor. Arda topla ceza sahasına giriyor. Ceza sahasının aut çizgisine 1 metre kadar mesafede sola çalımı atıyor ve top auta giderken, Holosko ayağını uzatıyor ve yere basılı vaziyette tutuyor. Zırt düdük! Ne o? Penaltı! Skor 2-1 maç kaldığı yerden devam ediyor.

İlk yarı bu skorla bitiyor.

İkinci yarı maç dengeli şekilde başlayıp, devam ederken Delgado ve Beşiktaşlı oyunculara üst üste fauller yapılıyor. Ancak bir türlü kart çıkmıyor. Fauller devam ediyor…

Yine böylesi bir faul sağanağı altında kalan Beşiktaşlı oyuncular ve özellikle Kaptan Delgado, kendisine yapılan bir faulden sonra düştüğü yerde kalkarak, önce kendisini gösterip, sonrada bir işareti yaparak, kart gösterdiğini söylüyor. Hareketlerden bu açıkça anlaşılıyor. Hakem’e fırsat doğuyor ve Çart; ikinci sarıdan kırmızı kartını çıkartıp, Beşiktaş’ı 10 kişi bırakıyor. Mustafa Denizli Delgado maçtan çıkarken, kart işareti yapıyor. Hakeme tepki göstermesi gerekirken, kendi oyuncusuna kızıyor!

Bundan sonra maç 12 ye 10 devam ederken, karşılıklı atılan birer golden sonra hakem; Beşiktaş’tan bir oyuncu atmasına rağmen Beşiktaş yılmayıp, Galatasaray’ın üzerine gelmeye devam ettiğini görerek, Lincolin ile ikili mücadeleye giren Uğur İnceman’ın yaptığı harekete de Penaltı(!) çalıyor! Maç 4-2 olunca herkes rahatlıyor! Tabi en fazlada hakem Cüneyt Çakır rahatlayıp, çevresine gülücükler dağıtmaya başlıyor!

Ve maç malum skorla bitiyor.

Gelelim Beşiktaş’ın oynadığı futbola; Değişen fazla bir şey yok, aynı işi ikide bir yapıyorlar! Bu günde ikide birin iki ile çarpımını elde ettiler!

Batı Cephesinde değişen bir şey olmadığı gibi Beşiktaş’ın kalesini koruyan kaleci Rüştü Reçber’de de değişen bir şey yok. Yediği 1 ve 3. golü görünce bunu anlamamak mümkün değil! Zaten Penaltılar hakemin hediyesiydi!

Gelelim Televizyonlardaki uzmanların(!) tartışmalarına; Galatasaray yine göklere çıkartılıp, Beşiktaş’ın yanı sıra, Fenerbahçe’de yerin dibine sokulmaya devam ediliyor!

Benim naçizane bir önerim olacak. Boş verin maçları, şampiyonayı! Galatasaray’ı hemen şampiyon ilan edin! Boşuna bu halkı oyalamayın. Özellikle Trabzonlular, siz eğer ligi ilk dört içinde bitirirseniz öpün de başınıza koyun!

Elimde olmayarak burada bir sıralama yapmak istiyorum. Bu benim görüşüm! 1-Galatasaray, 2-Fenerbahçe, 3-Beşiktaş, 4-Ankara spor olur. Sonra da Trabzon, Sivas ve Kayseri gelir. Sonra mı? Bursa, Gaziantep öyle devam eder. Kocaeli, Hacettepe ve Antalya ligden düşer…