Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '13

 
Kategori
Efsaneler
 

"Güzel günler göreceğiz, güneşli günler!"

"Güzel günler göreceğiz, güneşli günler!"
 

Tahir Kadem öğretmenin bir tablosu (Işığın Yönü)


Kuva-yi Milliye önderleri önceliği meclis kurmaya ve milli iradeyi hâkim kılmaya verdiler. Yunus Nadi’den bir anı o karanlık moralsiz günlerden (1920) umutları günümüze kadar taşır.
*
30 Ekim 1918 Mondros ateşkes anlaşmasıyla birlikte İstanbul’a dönen milli mücadele kahramanları, mütarekenin Osmanlı’nın teslim anlaşması olduğunu öngörebiliyorlardı. İstiklal Savaşı’nın kumandanı Samsun’a çıkışının ardından Erzurum Kongresi’nde siyasi rol üstlenmek için kendi deyişiyle “silk-i askeri”den yani askerlikten ayrıldı ve şöyle dedi:
“Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askerî bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, 'ordu' adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki yurdu savunmak ve korumak olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya, ulusun kendisine kalıyor. Buna Kuva-yi Milliye diyoruz...”
*
1921’de Ankara’daki Meclis ordularına başkumandan atanması, askerin isteği değil, TBMM’nin kararıdır. Bu, “şartlı” bir atamadır, o “şart”lardan en önemlisi başkumandanlığın geçici bir süre ile sınırlı olmasıdır. İstiklal Savaşı halinin zorunlu kıldığı bir durumdur ve muhaliflerin komuta heyetini “zor durumda bırakma” hesaplarını da bünyesinde barındırır. Tarihi kararıyla Büyük Millet Meclisi askeri konularda bütün yetkilerini ve dolayısıyla sorumluluğu İstiklal Savaşı aktörlerine veriyordu.
O kahramanlar ki, ordu kurmadan önce meclis kurdular ve TBMM’nin kararını “emir” kabul ettiler.
*
“Tek Adam” suçlamaları milli kahramanları içine sindiremeyen, değişim ve dönüşümü kabullenemeyen Karabekir’ler, Orbay’lar üzerinden siyaset sevdalılarının yöneltip durduğu emperyalizm veya manda söylemleridir. "Bu nedenle inkılâplar 'dikta'dır."
Oysaki İstiklâl Savaşı kahramanları bırakın diktatörlüğü, “Tek Adam” olmak gibi kavramların tamamen karşısındadırlar.
*
Öyleyse diktatörle, mazlumların lideri arasında nasıl bir fark vardır?
“Halkı sindirmek” ya da “ezik bir milleti ayağa kaldırmak…”
Ulusal kahramanların tek isteği milli direnişi örgütlemekti. Meclis kurulmadan önce aralarında Edirne ve Lüleburgaz kongrelerinin de bulunduğu kongreler bunun en somut göstergesidir. Öyleyse kongreler tek adamlığa, diktatörlüğe, mandacılığa ve saltanata karşı bir hesaplaşma değil de nedir?!
Onlar, Milli İrade’nin kendilerinde değil TBMM’de tecelli ettiğini, milletin iradesine ipotek konulamayacağını söylerler. Millet üzerindeki yayılmacılığın, saltanat gibi hâkim sınıf ya da yönetici sınıfın iktidarının doğal ve meşru gösterilmesini kabul etmezler. Sınıfsal çıkarların evrensel çıkarlarmış gibi ifade edilmesini reddederler. Mücadelelerinin amacı budur.
*
TBMM’nin ilk askeri zaferi 11 Ocak 1921’de Birinci İnönü, bir tesadüf değildir. TBMM 23 Nisan 1920’de kurulduğuna göre ilk askeri zaferin Meclis’in kuruluşundan neredeyse bir yıl sonra kazanılması, önceliğin meclis kurmaya ve milli iradeyi hâkim kılmaya verildiğinin açık bir göstergesidir.
Yunus Nadi: “Mühim olan ordudur. Neden rahatsız oluyorsunuz?” dediğinde;
“Hayır,” demektedirler,
“Mühim olan meclistir. Meclis olmaksızın, milletin iradesi tecelli etmeksizin, ordu falan kuramazsınız. Orduyu kurmak büyük servetlerle olabilir. Ve bu, ancak milletin rızasıyla gerçekleşebilir.”
*
“Liderlik” üzerine bir söz var, bugünlerde “facebook.com”da gençlerin beğenisini alıyor, görüyorum.
O kahramanlar diyordu ki; “Bir liderin gelmesini bekliyorsanız o zaman bizi anlayamamışsınız demektir.” Nazım Hikmet’in dediği gibi “Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler… Motorları maviliklere süreceğiz…”

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..