Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

"Hangisi gerçek"...Senin varlığın mı benimki mi?

"Hangisi gerçek"...Senin varlığın mı benimki mi?
 

Arzuların karanlık okyanusunda o gönüllü boğulmalardan hemen önce...Nedir, nedir o asıl istenen? Hani o andan bir an kadar öncesinde; henüz tutkunun teni alev alev yakan o yapışkan, o dehşet veren parçalayıcı girdabına düşmenin az öncesinde....

Hani biryandan bizi vahşi hayvanların çığlıklarına karşı durabilecek denli gözü kara hissetirirken öte yandan da, bir köle kadar çaresiz halde o şehvet denen efendiye esir eden o buğulu, meditatif halden hemen önce; nedir asıl istenen?...

Yalnız geçen bir gecenin şafağa varmasından az önce kadının gözleri, bir rüyanın sonuna denk gelen dakikalarda aralanır ve karanlıkta parlayan bir çift gözle buluşur göz bebekleri. O an yanında yatan adamı ve onun da uyanık olduğunu fark eder...

Bir an hafızasından şüphe etse de az sonra, yanılmadığını anlayacaktır...Yalnız başlayan gecesi aslında, yalnız devam ederken bu olan zihninin ona oynadığı bir oyundur...Belliki düşünceleri uzaklardan bir misafiri buyur etmiştir yatağına.

Usulca yorganın üzerinden sıyırır. Çıplak bedenin kaplayan ürperti yanında yatan adamın tenin sıcaklığı ile dinginleştiğinde; bu olan biten ona rüyada olamayacağını söylesede, henüz yaşananı anlamlandırması da mümkün olmamıştır.

"En iyisi ona sormak"... diye geçirir içinde "nasıl olsa uyumuyor? " Ve sorar: "Hangisi gerçek"... "Senin varlığın mı benim ki mi?" Adam kadının cevaplamak için sözcükleri kullanmak yerine, saçlarını okşamaya başlar... ve yataktan doğrulmaksızın kadına biraz daha yanaşır...ona doğru uzanır ve ardından kadının üşüyen çıplak bedenini örter...

Her ikisininde gözbebekleri arasında bir kirpik mesafesi kalana dek...
Her ikisinde nefesi birbiri içinde eriyip bir tek nefes olan dek...
Her ikisinde bedeni tek bedenmişcesine yakın, bir tek bedenmişcesine tanıdık olan dek; ne kadın adama, ne adam kadına dokunmaz...

Ve ardından adam; kadının saatlerdir okşadığı saçlarına usulca bir buse kondurur...Aralarında yaşanan sadece sıcak sımsıcak bir şevkat ve ardı sıra gelen yıllardır zindanda sanki prangalara vurlmuşcasına dizginlenmiş ve şimdi çözülmüş salt sevgidir...

Kadın o ana değin yaşadığı tüm sevişmelerin içinde aradığının bu tek buse olduğunu anlar...Sıcak yürekten gelen bir tek buse...Oysa buna erişebilmek adına; ne çok..ne çok aldanış yaşamıştır, ne çok yerine koyma, ve ne çok sevisiz sevişme...

"Arzunun, tutkunun ve şehvetin az öncesinde...demişti kadın gözlerini yumarken; neydi hemen o anın öncesinde asıl hissettiğim?...Tüm bunları yaşamadan hemen önce...Alnıma koyulacak bir tek öpücükle başlayan bir sevişme belkide"...dediğindeyse gözkapakları kirpikleriyle çoktan buluşuvermişti...

Kadının yaşadığı; ona rüyasında gelen cevapla kendini tanıma yolunda sunulan bir armağandı besbelli..."Hangisi gerçek...senin varlığın mı benim ki mi?" dediği adama, sabah olup uyandığında verdiği cevaptan dolayı minettardı..Rüyasında olsa da...

Sevgi ve ışıkla,
Ayna

29.05.2008
 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..