Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

"Osman Ayşe'yi seviyooo"

"Osman Ayşe'yi seviyooo"
 

Gece şevkatle şehveti bir arada, aynı yatakta, sarmaş dolaş yaşayabileceğine ve sabahında sıcak yatağından kızarmış ekmek kokularıyla uyanabileceğine inanmazdı adam...

Ama bunun olabildiğini ilk gördüğünde; her ne kadar bunu ona söylememişte olsa, onu karsısı yapmıştı işte...

Hayalini kurmaya bile çekindiği şeyleri vardı onun...hayalini kurup kavuşamadığında yokluğunun acısını ustura kesiği gibi içinde hissetmemek adına.

Severdi belki, belki bir çoğumuzdanda çok...ama o söylemezdi işte. Söylediğinde ya büyüsü bozulur yada, ifade ettiğimde yok olur diye korkardı çünkü.

O dile getirmesede sevdiğini, o söylemesede bunu; onu bildiği için buna onu zorlamayacak ilk kadınla evlendi o.

Sevmekten korkmayı ilk öğrendiğinde daha altı yaşındaydı...Bu hissi ilk defa mahalenin çocuklarıyla saklambaç oynarlarken sokaklarında kendini bildi bileli duran ve bin yaşında gibi gözüken; camları, lastikleri ve direksyonu hatta koltukları bile olmayan eski bir otomobil enkazının paslı kapısını açıp içine saklandığında yaşamıştı.

Ondan önce burayı keşfedip saklanan Ayşe onun ilk aşkıydı. Çapkın diyebileceğimiz türden bir çocuktu o, fırsatı kaçırmadı...Ayşe'nin orda oluşunu sanki görmemiş gibi oda arka koltuğun olması gerek yerindeki o metal çıkıntıya, hemen onun tüneyiverdi...ona doğru sokulup "sus" dedi usulca "burada ikimizide saklayacak kadar yer var."

Ayşe de mahallenin diğer çocukları gibi Osman'ın ilgisini farkındaydı. Kız arkadaşlarıyla kendi aralarında bunu konuşup, hatta mahallenin duvarlarına "Osman Ayşeyi seviyooo.." yazmışlıkları dahi vardı...

Ayşe, Osman yanına oturup "sus" deyince kıkırdadı...ve Osman bu kıkırdayışın da verdiği cesaretle Ayşe'ye sarılıp onu oracıkta öpüverdi...

İşte ne olduysa o anda oldu ya; Ayşe avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı...ve mahallede ne kadar insan varsa beş dakika içinde başlarına toplamayı becerdi...

Osman: "Çoluk çocuğa rezil olmakla kalsa yine iyi, birde annelerden babalardan yenecek bir araba azar, buda yetmiyormuş gibi bilmem kaç gün sokağa çıkmama cezası..." diye aklından geçirirken; aslında bunların hiç biri onu Ayşe'yi öperken hissettiği çoşku ve sonrasındaki istemezmiş gibi onu itişi kadar üzmüyordu. Hem öpüşürlerken de kaçmamıştı ki Ayşe... İşte Osman o gün "kadınlarlar işte... hepiniz aynısınız" deyişlerinin ilk tohumlarını böylece ekmişti...

Güvensizlik bir gecede yada, bir kişiye, bir defa yapılan bir hatanın sonunda hissedilen bir duygu değildir. Çoğunlukla güvensizlik o kişiden ziyade, o an güvenmediğinizi söylediğiniz kişiden çok daha önceleri güvenmemeyi size ilk öğreten duyulur...hemde hala, hemde her defasında...

Osman Ayşe'den sonra evlendiği kadın da dahil olmak kaydıyla, hayatına giren her kadına aynı cümleyi söyledi: "Kadınlar, hepiniz aynısınız işte..." ve sonrasında bu kadınlar içinde en çok güvendiği karısıyla evlenip, ardından evliliğini gereksiz ve yersiz paranoyaları nedeniyle sonlandırmak zorunda kaldı.

Sever söyleyemez, sever güvenemez, sever endişelenir, sever korkar...
Sevmemekten iyiyse de; sevgi de bu değil be adam...

Sevgi ve ışıkla,
Ayna

30.05.2008

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..