Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '14

 
Kategori
Özel Günler
 

‘Herkesle ve hiç kimsesiz önder!

‘Herkesle ve hiç kimsesiz önder!
 

Alıntıdır.


Başarılarda sevinmeyen yoktur, çalışan, çabalayan hakettiği başarıya ulaşarak yüzümüzü güldürenlerimiz unutulmaz,   başarıyı yaşatanla beraber paylaşanlar da unutulmaz hemde, böyle düşününce;
 
Atatürk bize ulus olarak en onurlu bayramları yaşatan, adını dahi bilemeyeceğimiz üstün başarıların varlığını, bayrağımız başımızın üstünde varoldukça haklı gururumuzun kaynağı olabileceğini, kadın erkek değil, önce insan sonra ulus-millet olabilmenin önemini öğreten, ilk öğretmenimiz, milletini varedebilme çabasıyla kendini bir mum gibi eriterek yok eden kahramanımız, saygıyla ve rahmetle anıyor sözü Mümin Sekman'a bırakıyorum. Çok etkilendiğim kitabından bir bölümle;
 
"Hayatı Çaresizliklerle Dolu Bir Adamın Öyküsüdür!" 
 
7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı. 
 
8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda  kargaları kovalamakla geçirdi. 
 
10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki  hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı.
 
17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı. 
 
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir  hücrede hapis yattı. 
 
25 yaşında sürgüne gönderildi. 
 
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi  bulunduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu. 
 
30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti. 
 
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
 
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana'da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı. 
 
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı. 
 
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı. 
 
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.
 
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı. 
 
38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı. 
 
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı 
 
Sonra ne mi oldu? 
 
42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu! 
 
İÇİMİZDEN BİRİ?! 
 
Okuduğunuz öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. 
 
Şimdi düşünün, sizin başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk'ün karşısına çıkmamış bir engel var mı? 
 
Başarınızın önündeki engel ne? 
 
Paranız mı yok? 
 
Atatürk'ün de yoktu! 
 
Sağlığınız mı bozuk? 
 
Atatürk'ün de bozuktu! 
 
Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? 
 
Atatürk'ün de vardı! 
 
Bazı yakın arkadaşlarınız sizi arkadan mı vurdu? 
 
Atatürk'ü de vurdular! 
 
Aileniz çok zengin değil miydi? 
 
Atatürk'ünki de değildi! 
 
Amirleriniz hakkınızı mı yiyor? 
 
Atatürk'ünkini de yemişlerdi! 
 
Sizden daha beceriksiz ama hırslı insanlar, sizden daha hızlı yükselip size amirlik mi yapıyor? Atatürk'ün de başına gelmişti! 
 
Geçmişte bazı denemelerinizde başarısız mı oldunuz? 
 
Atatürk de olmuştu! 
 
Hakkınızda idam fermanı çıktığı için mi başarılı olamıyorsunuz? 
 
Atatürk'ün de başına gelmişti! 
 
Gündelik hayatta karşılaştığımız küçük ya da büyük kişisel sorunlar büyük başarıların önünde engel değildir. 
 
Atatürk kişisel kurtuluş savaşı ile ülkeyi kurtarma savaşını birlikte götürebilmişti.
 
Ona, "Para yok" dediler, "Bulunur" dedi, "Düşman çok" dediler, "Yenilir" dedi. 
 
Ve sonunda tüm dedikleri oldu! 
 
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde niçin, "Vazifeye atılmak için içinde bulunduğun şartların imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin," dediğini sanırım daha iyi anladınız.
 
Atatürk büyük yaşamak için yapılması gerekenleri de özetlemiş: 
 
"Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil küçük, araçsız, hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak o engelleri 
aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin."  
 
Mümin Sekman'a  ve Yaşar Nuri Öztürk'e saygılarımla  teşekkür ediyorum.
 
HER ŞEY SENİNLE BAŞLAR / KİŞİSEL KURTULUŞ SAVAŞINIZI BAŞLATIN" başlıklı kitabından:
 
"Herkesle ve hiç kimsesiz önder!" sözü Yaşar Nuri Öztürk' ün Yurt gazetesi 10 kasım 2012 yazısından alınmıştır.
 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..