"İstifa Etme" erdeminden haberiniz var mıydı?

Bir görevi yerine getirirken eğer ilkelerinize ve inançlarınıza ters düşüyor, engellemeler ile görevinizi gereği gibi yapamıyorsanız...

 

Ya da yaptığınız bir işlem, sonuçta yanlış olmuş ise...

 

Erdemli insanlar görevlerinden derhal ve duraksamaksızın istifa ederler.

 

Mısır'daki insanlık dışı olaylar için, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterini de suçlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: “İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı.

 

Prof. Dr. İhsanoğlu’nun İİT Genel Sekreteri seçilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın büyük çabalarını hatırladıkça yazık diyorum. İİT böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek. Yoksa teşkilatta herkes parası kadar mı etkin? Yoksa General Sisi’ye giden paralarla İİT’nin suskunluk kaynağı aynı mı? Danimarka’nın, Hollanda’nın sesi İİT’ndan daha gür çıkıyorsa bu ne iştir?” diyor...

 

Aynı konuda Devlet Bakanı Bekir Bozdağ da: “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Mısır’daki zulüm karşısında sessiz kalması kabul edilemez. İslam İşbirliği Teşkilatı, kralların çıkarlarının değil İslam’ın teşkilatıdır. Ben İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olsam, çıkardım derdim ki ‘bu zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ediyorum’. Eğer işbirliğine yanaşmazlarsa çıkar derdim ki ‘ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’. İstifamı basardım oradan ayrılırdım. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü Mısır’da var mı?” diyor.

 

Bu ifadelere karşılık İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, yaptığı açıklamada özetle şöyle söylüyor: "...açıklamakta fayda vardır ki 57 ülkenin üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı, yapısı gereği sadece Genel Sekreter demek değildir. Her şeyden önce üye devletlerin ortaklaşa belirdikleri politikaların sonucu olarak İİT’nin tavrı ortaya çıkar."

 

Meselenin doğru tarafı, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Mısır'daki "Darbe" ve arkasından gelen vahşet üzerine tepki vererek istifa etmemesi değil. Çünkü Mısır'da doğup büyümüş olan İslamoğlu'ndan daha iyi Mısır'ı bilen olmaz.

 

Mesele, Genel Sekreterden AKP'nin beklentisi... 

 

Başından beri yanlış olan hükümetin "Ortadoğu Politikası"na istifa ederek destek vermemiş olmasıdır.

 

Dünkü yazımda, seçimle işbaşına gelen Mursi'nin, demokratikleşme talebi olan Mısır'ı nereye götürdüğünü anlatmaya çalıştım.

 

"Müslüman Kardeşler" adındaki teşkilatın adamı olan Mursi, Müslüman görüntüsü altında, Müslüman öldüren bir teşkilattan destek almaktadır. Ülkesine demokrasi yerine şeriat getirme yoluna girmiştir. Buna karşılık mısır halkının bir bölümü karşı çıkmış, sokaklara dökülmüştür.

 

Mursi, halkın isteklerine kulak asıp, gerekeni yapmak yerine, ülkenin karışıklığa sürüklenmesine neden olmuştur. Sonuçta, bugün ortaya çıkan kanlı olaylara davetiye çıkarmış, Sisi gibi bir başka caninin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

 

Ama...

 

Mursi, AKP ve dolayısıyla başbakanın desteklediği "Müslüman Kardeşler" teşkilatının adamı olduğu için, İİT Genel Sekreteri Ekmeleddin İslamoğlu'nun da başbakanın yanlışına ortak olup Mursi'den yana tavır koymalıydı, koymadı...

 

O zaman Hüseyin Çelik ve Bekir Bozdağ'ın düşüncesine göre, başbakana karşı çıkmak istifayı gerektirir...

 

AKP içindeki bazı yanlışları yapanların bugüne kadar "İstifa" etmemiş olmaları da zaten "Başbakana rağmen" olmayışlarındadır.

 

O ne derse o olunca, istifaya da gerek yoktur...

 

O nedenledir ki AKP içinde "İstifa erdemi"ni bilen pek olmaz. Ama Prof. Dr. Ekmeleddin İslamoğlu, AKP'ye göre istifa etmelidir.

 

21 AĞUSTOS 2013

İBRAHİM PEKBAY