“Kabağınız” hayırlı olsun…

Uy… Uy… Uy… Yandım Allah ağabeyler…

Yandım ki ne yanma… Üstüne üstelik bir de <ı>“Çarpıldık” ağabeyler, dostlar…

Şimdi siz <ı>“dur ya telaşlanma, n’oldu” diyorsunuz ya, duramam gari… Duramam ağabeyler… Yandım, bittim, tutuştum…

Yahu…

Ben telaşa düşüyorum <ı>“Yandım, bittim tutuştum” diye de siz sanıyor musunuz ki sizde bir şey yok?

Ey ahaliiii…

Sizde de yangın var, siz de çarpıldınız, ey ümmeti Muhammed, haberiniz ola…

Hani <ı>“Erikçi” hikâyesi var ya… Hadi hadi, bilirsiniz hepiniz de <ı>“Kendinize girenden” kimsenin haberi olmasın diye sesiniz çıkmaz, bilirim…

Hani adam seyyar arabasında erik satıyormuş avaz avaz bağırarak… Padişahın buyruğu ile de bağırarak satış yapanın k.çına, sattığını dürtüyorlarmış…

Erikçi de gazaba uğramış, ama adam k.ıçına girene bakmıyor, bir taraftan da ha bire gülüyormuş.

Sormuşlar <ı>“Ne gülüyorsun lan erikçi…” demişler…

Erikçi; <ı>“Nasıl gülmem abi… Arkadan kabakçı geliyor avaz avaz bağırark” demiş…

Hükümetin, bugüne kadar ufaktan ufaktan fiyatlara yaptığı zamlara sesimiz çıkmadı, kiraz misali…

Vergiler zam yaptı, sesimiz çıkmadı erik misali…

Şimdi öyle bir zam geldi ki, püçüklü[1] bile değil, tohuma kaçmış kabak gibi…

Hem yakıyor, hem de çarpıyor…

Şimdiye kadar cebimizden çıkana göre, boğazımızı kıstık…

Şimdi ne halt edeceğiz?...

Boğazdan geçecek bir şey kalmadı, cepte hele hiçbir şey kalmadı…

Ama ferman <ı>“Ram” olmamızı isteyenlerden…

Elektriğe %22 zam geldi… Gelen %22 zammın üzerine KDV, ÖTV, v.s. gibi vergileri de ekleyin, alın size zam üstüne çifte kavrulmuş zam…

Bizim Kayseri’lilerin diyeceğini biliyorum… <ı>“Bağa göçtük be… Löküs yakarız, fener yakarız” diye düşünüyorsanız, gazın litresi kaç para?

Ya mum yakacaksınız, ya da idare lambası…

Vallaha bakın, ne diyorlar ona? Nostalji mi ne, işte ondan olur, hatırlarsınız geçmiş günlerinizi…

Bağdan göçünce de neyi söndürecekseniz?

Aslında <ı>“Ampul”ü söndürmek, hatta ta <ı>“duy”undan çıkarmak gerek, bir daha da yakmamak üzere.

Ama nerede o yürek?...

Ya…

Adamı böyle çarparlar <ı>“Şeyh çarpmış” gibi ederler… Size kim dedi <ı>“Ampul”ü büyütün diye? Soktunuz elinize ta içine, bütün ezalarınız titredi.

Farkında mısınız?

Yok yok… Daha farkında değilsiniz. Gün ola, sizi 380 volt çarpa ki, ölünce aklınız başınıza gelsin…

Gerçi öldük de ağlayanımız yok, o başka bir mesele…

Hadiii…

Kabağınız hayırlı olsun… Kolay geçsin, şey pardon, özür dilerim, kolay gelsin diyecektim…

<ı>28 HAZİRAN 2008

---

[1] Havuç’a Kayseri’de “Püçüklü” derler… Daha doğrusu “Pürçüklü”dür de kısaltılınca öyle olmuştur. Topraktan söküdüğünde, gövdesindeki kılcal köklerden ötürü…