Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '11

 
Kategori
Sosyoloji
 

“Küresel değişim için birleşin” yürüyüşleri

“Küresel değişim için birleşin” yürüyüşleri
 

15 Eylül 2011den beri dünyanın dört bir yanında yapılan yürüyüşler ne kadar dikkatimizi çekiyor?

Sosyal medya aracılığı ile sadece Arap Dünyası harekete geçmedi, aynı zamanda gelişmiş ülkelerdeki insanlar da zenginlik ve yoksulluk arasındaki farkın giderek daha fazla açılmasına dikkat çekmek, insan ve çevreyi hiçe sayan politikaları ve politikacıları uyarmak için sokaklara döküldü.http://www.facebook.com/15octobernet

15 Eylül 2011’de Newyork Wall Street’de bir araya gelenlerle birlikte, Londra, Tokyo, Sidney, Roma, Atina, Stockholm’de ve Portekiz, Almanya gibi ülkelerde (82 ülke ve 951 şehirde) de halk yürüyüşler yaptı, zengin fakir arasındaki farkın azaltılması, yeni ekonomik düzenlemeler için ellerindeki pankartlarla mevcut yöneticileri istifaya çağırdı ya da konuya dikkat edilmesi için uyardı. Kapitalizmin ana yurdu ABD’de borçlanma oranı artırıldı, finans kurumlarına devlet müdahalesi gündeme getirildi.

TV’lerde artık uzmanlar “Kapitalizm,  çöküyor mu?” sohbetleri yapıyor.

Bütün dünyada çok hızlı şekilde yayılan Zeitgeist adlı belgesel dizi filmler ile yönetmen Peter Joseph. ekonominin nereden nereye geldiğini, insanların nasıl sömürüldüğünü gerçekçi bir şekilde sunarken, aynı zamanda gelecek senaryoları üzerinde de duruyor. Çeşitli yarışmalarda ödül alan ve Zeitgeist Hareketi’ne dönüşen film ile ilgili http://zeitgeistmovie.com/resmi sitesinden ayrıntılı bilgiler alabilirsiniz.

Halk, yöneticilere rağmen uyanıyor mu?

Günümüzde artık sadece felsefecilerin değil, tarihçilerin de görüş birliğinde olduğu 1789 Fransız ihtilali ile başlayan ulus –devlet kavramı çöküş sinyalleri mi veriyor? Inadına halklar birleşiyor mu? Van depreminde hayatını kaybeden Japon Dr. Atsushi Miyazaki dünya barışının ülke halklarının birbirlerine yardım etmesiyle gelişeceğine inanan ve bunun için çalışan güzel bir örnekti.

Platon, 2500 sene önce yazdığı Devlet adlı eserinde, bir devletin batışındaki sinyallerden biri olarak zenginlik ve fakirliği işaret etmişti. Bir ikinci sinyali ise avukat ve doktorların artışını göstermişti. Elbette bir devlette iyi hukuk adamları ve doktorlar olmalıydı ama diyordu ki, hukuk adamlarının artması iki kişinin sorunlarını karşılıklı çözemeyip bir üçüncü kişiye başvurması sonucu olur ve bu da insanlar açısından ayıp değil de nedir? Doktorlar için ise, “fazla yemekten, hedonistik (zevk düşkünü) yaşantı sonucu doktora gitmek ayıptır.” yazdı. Demokrasinin en kötü yönetimlerden biri olduğunu söylüyor ve arkasından tiranlığın geleceğini açıklıyordu. Ona göre en iyilerin, en ahlaklıların, en tecrübelilerin kaptan olması gerekliydi. Ilginçtir ki Papendrau’nun istifası sonrasında hem muhalefet hem de iktidardaki parti liderleri bir teknokratı başbakan yaptı! Yunan halkı için, eski Avrupa Merkez Bankası Başkan Yardımcısı iyi bir seçim!

Ben ne ekonomist ne de siyaset bilimciyim ve dolayısı ile sosyolojik olarak halkların ortak tutum içerisindeki hareketlerinin temellerini onlar kadar net ifade edemeyebilirim. Ancak zaten sizinle bu hafta paylaşmak istediğim geçmişte olanların ne olduğunu ve neden bu günlere geldiğimiz değil, bundan sonra ne olacağı yönünde??

Doğa (fizik) yasalarından biri de “doğa, boşluk tanımaz.” Kapitalizm çöküyorsa yerine ne geliyor?

Uluslar yıkılacak ise, yerine nasıl bir yaşam geliyor?

Bizleri bu günlere getiren yöneticiler gidecek ise, yarın hangi nitelikte insanlar yönetici olacak?

Bu hafta bunları düşünmenizi ve eğer ikna olduğunu yanıtlara ulaşırsanız benimle paylaşmanızı rica ediyorum. http://blog.milliyet.com.tr/sadevatandas

Bu yazı, Bursa Hakimiyet için hazırlanmıştır.

 
Toplam blog
: 68
: 2603
Kayıt tarihi
: 27.05.11
 
 

Çoklu paydaş ortamında çalışma yeteneği, özellikle inovasyon ve kümelenmeyi teşvik etmek için kamu k..