Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '08

 
Kategori
Edebiyat
 

"Metin And ölmüş dediler..."

"Metin And ölmüş dediler..."
 

Doçent Dr. Efdal Sevinçli yıllardır sanata, şiire, yazına, kültüre emek veren yazarlarımızdan biri. Sevinçli, özellikle tiyatro alanında yazıları, yapıtları olan bir bilim adamı. İzmir’de 4 yıla yakın bir süre yayımlanan ÜNLEM Dergisi’nin Yazı Kurulu’nda birlikte görev aldık. Titiz, çalışkan, üretken bir insan.

Efdal Sevinçli’den e-posta’ma 1 Ekim Çarşamba günü yaşamını yitiren araştırmacı, yazar ve bilim adamı Metin And’la ilgili anlamlı bir yazı geldi. Önce Metin And'ı kısaca anımasayalım.

81 yıllık yaşamı boyunca 54 kitap, bin 500 kadar bilimsel inceleme, tanıtma-eleştiri yazısı ve ansiklopedi maddesi kaleme alan ve sayısız ödüller kazanan Metin And, ülkemizde tiyatronun alfabesini yazan kişi olarak tanındı. Karagöz, kukla, orta oyunu, minyatür, halk dansları, ritüeller gibi konularda sayısız araştırması bulunan sanatçı, aynı zamanda iyi bir illüzyonistti.

Kuruluşundan itibaren Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde otuz yılı aşkın bir süre öğretim üyesi olarak çalıştı ve 1994'te emekli oldu. Boğaziçi ve Bilkent üniversitelerinde üçer yıl Kültür Tarihi dersleri okuttu. Amerika, Almanya ve Japonya'da konuk öğretim üyesi olarak dersler, ayrıca Amerika, Sovyetler Birliği, Çin ve Ortadoğu ülkelerinde konferanslar verdi.
Geleneksel Türk tiyatrosunun kökenleri, etkileşimleri ve kültürel boyutları üzerinde uzmanlaştı. Batı etkisiyle gelişen Türk tiyatrosunun dönemlerini belgelere dayalı bir yöntemle araştırdı. Karşılaştırmalı tiyatro araştırmalarının öncülerinden biri oldu.

Metin And'la ilgili bu kısa bilginin ardından, Efdal Sevinçli dostumun içten, duyarlı, anlamlı yazısını sizlerle de paylaşmak istedim.

Çünkü Metin And’lar kolay yetişmiyor. Bu ülkenin Metin And gibi yaşamının sonuna dek çalışan, üreten, yapıtlar bırakan, öğrenciler yetiştiren değerli insanlara gereksinimi var.

“Metin And Ölmüş Dediler…"

Doç. Dr. Efdal Sevinçli

Metin And ölmüş dediler… Sen Metin And’ı tanır mısın çocuğum?… Say bakalım güzel kızım, güzel oğlum… say, “kültürlü” dostum, bu güzel ülkenin, Türkçe’nin yurdunun çalışkan insanlarının adlarını, bir bir saymaya çalış… Kimleri tanıyorsun çocuğum?.. Kültür tarihimizi yazan, kültürümüzü bize öğreten kaç çalışkan Türk tanıyorsun çocuğum?… Metin And ölmüş dediler… Hiç Metin And ölür mü çocuğum?

Onların adları çocuğum, futbolcu adlarına benzemez… Haklısın, test sorusuna hele hiç benzemez… Evet, hemen aklına gelmez… utanma, lütfen say çocuğum.. Utanma… Ben sana hırsızları… soyguncuları sormuyorum… çocuğum… Bu güzel ülkenin kültür tarihini yaratan, bu ufak tefek, çekik gözlü…bu güzel insan artık yok çocuğum… Lütfen doğru söyle… kaç kitabını gördün desem… kaç makalesini okudun diye sorsam… korkma… söyle, kimse seni suçlamayacak… Unutma… Hiç Metin And ölür mü çocuğum?… Kitap raflarına bak güzel oğlum, güzel kızım… çevrene bir daha dikkatle bak… Emek ürünü, alınteriyle yazılmış kitaplarını, yaptıklarını, yazdıklarını göreceksin… Metin And ölmüş dediler… Hiç Metin And ölür mü çocuğum? Unutma…

Ben isterdim ki bu ülkenin bayrakları, üzüntüden değil, acıdan değil, çalışkanlığından yoksun kalışımızdan duyacağımız utançla yarıya indirilsin… Ben isterdim ki ülkemin bütün güzel insanları bugün, Metin And’ın ışıl ışıl ışıldayan gözlerine baka baka, karşısında saygıyla, sevgiyle bir dakika dursunlar… Ben isterdim ki bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, O’nu, o güzel insanı, o çocuk ruhlu, bu güzel ülkenin, en çalışkan evladlarından Metin AND’ı, özenle, saygıyla, bedenini incitmeye korkarcasına, elleriyle toprağa yerleştirsinler… Ben böyle olsun isterdim…

Ben böyle olsun isterdim… Ancak… unutma çocuğum… Hiç Metin And ölür mü?… Bak karşıya… Metin And bütün sevecenliğiyle, “muzipliğiyle” sana gülüyor.. Bak, elini dayadığı masasında duran kitaplarına bak… Hiç Karagöz ölür mü, Ortaoyunu ölür mü, hiç Tasvir Sanatlarımız, hiç Bizans Tiyatrosu, hiç Gönlü Yüce Türk, Oyun ve Bügü, Minyatürlerimiz, hiç Osmanlı Mitologyası, Çarşı Ressamlarımız, hiç Sur-nâmelerimiz, hiç Hacivat ölür mü çocuğum?…Hiç Şenliklerimiz, Tanzimat ve Meşrutiyet Tiyatrolarımız, hiç Osmanlı Tiyatrosu, Cumhuriyet Tiyatrosu, hiç Ulus gazetesinde, dergilerde, gazetelerde yetim kalan yüzlerce makale, onlarca dilde yazılmış incelemeler ölür mü çocuğum?… Unutma, Türkiye’nin kültür tarihi ölür mü? Kültür tarihimizin araştırılmasına, canını verircesine emekler veren, alınterini katan Metin And ölür mü çocuğum?... Benzersiz bir kitaplık, benzersiz bir arşiv, ölür mü?… Sen biraz ilgi gösterirsen biliyorum, ölmez çocuğum… Hele Metin And, ölür mü?..

Evet, insan ölür çocuğum… Cumhurbaşkanı ölür, başbakan ölür çocuğum… Ancak unutma yavrum, Metin And ölmez… Hiç Metin And ölür mü çocuğum?… Metin And ölmüş dediler… İnanma… çocuğum… inanma… Metin And ölmez…"

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..