Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '06

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

'Örtük' mücadele

'Örtük' mücadele
 

İslamcıların hukuk sistemi ile olan mücadelesi , mayınlı bir alan olarak yıllardır Türkiye topraklarını meşgul eden sorunsallardan olmuştur. Bu köşe yazısının amacı sekiz yüz milyondan fazla mümini, çoğunlukla Asya ve Afrika’da düzinelerce toplumu, devleti, tarihi, coğrafyası ve kültürü ile İslam Dünyası’nın [1] inandığı din olan İslamiyet’i sorgulamak değil... Vurgulanmak istenen, İslami basın köşe yazarlarının türbandan yola çıkarak, mevcut hukuk sistemi ile “örtük” bir mücadele içerisine girişmeleridir.

İslamcılık kavramının, gündelik yaşamın hemen her momentinde İslamı ve onun inandığı kitap olan Kur’an-ı Kerim’i kendisine referans alan bir ideoloji olduğu söylenebilir. Osmanlı’dan başlayarak konjonktüre [2] bağlı olarak gelişen ve değişen İslamcı hareket günümüze kadar etkinliğini sürdürmüştür. İslamcı ideolojinin zaman içinde oluşan farklı kollarının, düzene olan muhalefet ekseninde birleştikleri söylenebilir.

Osmanlı döneminden bu yana var olan düzene muhalefetleri ile bilinen İslamcılar, günümüzde basın da dahil olmak üzere çok sayıda alanda faaliyet göstermekte ve bu yolla ideolojilerini kitlelere duyurmaktadırlar. Son dönemde İslamcı politik duruşun seyrine bakıldığında; küresel ve yerel kitle iletişim kurumlarıyla entegre olmanın fikirlerini yaymak için altın bir fırsat olduğunun farkına vardıkları söylenebilir. Bir başka ifadeyle İslamcı hareket, İslamcı yayın organlarının doğuşuna neden olurken, bu hareketin taşıyıcısı yayın organları da İslamcılık düşüncesinin belirgin bir ideolojik kimlik kazanmasında önemli bir rol oynamıştır.

İslamcıların Anayasa’nın 2. Maddesinde açıkça belirtilen; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne dayanan mevcut hukuk sistemi ile olan mücadelelerinde kullanılan en önemli araçlardan biri kuşkusuz türbandır.

Türbandan yola çıkılarak verilen “örtük” mücadele, İslami basın köşe yazılarının adeta ana temasını oluşturmaktadır. Muhafazakarlığın içerisinde kurulan “türban sorunu”na, bireysel hak ve özgürlükler tabanında yanıt aranmaya çabalanması son derece şaşırtıcıdır. Bu bağlamda, İslamcıların temelde karşı çıktıkları değerleri mücadeleleri için kullanmaktan çekinmedikleri söylenebilir. Bu durum, köşe yazılarında bir yandan Mecelle’yi modern batının hukuk anlayışından üstün gören ifadelere yer verilirken, öte yandan “insani değerler”, “bireysel hak ve özgürlükler”, “demokrasi” gibi Batı temelli kavramlardan yola çıkan bir anlatı bulamacının doğmasına neden olmaktadır.

Türbana sırtını dayayan İslami mücadele çoğu kez, “muasır medeniyet” (çağdaş uygarlık) vurgusu ile bir yüzü Batı’ya dönük olan Kemalizm’le de çatışma içine girmektedir. Temelde karşı çıktıkları değerleri referans alarak verdikleri mücadelede Batı’yı olabildiğince prototipleştiren İslamcılar, bir anlamda Batı’nın son derece acımasız olan oryantalist tutumunu tersine çevirmekten öteye gidememektedirler.

İslamcıların hukuk sistemiyle olan mücadelesi konunun tarihi, sosyolojik ve siyasal alt yapısı düşünüldüğünde, türban olmadığı takdirde, bir başka simgeden hareketle devam edecektir. Basit bir “örtü”nün altında yatan ideolojinin, tüm “örtülüler”i zan altında bırakacak bir savaş alanına dönüşerek bağlamını genişlettiği de söylenebilir. Sorunun ana ekseninden çıkıp yörüngeler dahilinde genele yayılmasının çözüme bir katkısı olmayacağı ortadadır.

[1] Said, Edward. Haberlerin Ağında İslam. Çev: Alev Alatlı, Babil Yayınları, İstanbul, 2000.

[2] Bir ülkenin ekonomik ve sosyal yaşantısındaki inişli çıkışlı dalgalanmaları çerçeveleyen şartlar anlamında kullanılmıştır.

 
Toplam blog
: 3
: 486
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunudur. Aynı alanda yüksek lisans yapmıştır. Bir kamu kurul..