Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '16

 
Kategori
Gelenekler
 

Âşıklık geleneğimiz ve Biz

Âşıklık geleneğimiz ve Biz
 

Yüzyıllar boyu çağlayan âşıklık geleneği unutuluyor mu?


Masal oldu o demler,
 
Saz ve söz yetim kaldı,
 
Çatladı koca çınar, 
 
Dibinde, pop kök saldı.      
 
Ş.U.
 
 
 
Uzun bir aradan sonra, Erzurum'da, Âşık Yaşar Reyhani’nin ve daha pek çok başka kıymetli ozanımızın memleketinde, Erzurum Halk Edebiyatı Kültür Derneği tarafından sunulan bir programı izleme şansı buldum. O Reyhani ki, sanki gelecekte olacakları biliyormuş gibi kırk yıl çalıp söylediği memleketinden ayrılıp gurbete giderken “gidirem” parçasıyla pek çok kişinin yüreğine dokunmuştu.
 
O gece de, engin ve zengin gönüllü sanatçılarımız tek kuruş para almadan Van Depremzedeleri için çalıp söylemeyi tereddütsüz kabul etmişlerdi.
 
Onların halk ozanlarımıza özgü samimi, sıcak duruşları gönlümüzü okşadı. Gümbür gümbür çaldıkları sazlarının tınısını, gürül gürül okudukları şiirleri, söyledikleri deyişleri ve yaptıkları atışmaları kadın erkek, çoluk çocuk büyük bir zevkle izledik.
 
Çok kıymetli bir etkinlikten uzun zaman ayrı kaldığımı fark ettim. Sanki ruhum böyle bir etkinliğe susamıştı ve bu kıymetli ozanlar sazlarıyla, sözleriyle o susuzluğumu en iyi bir şekilde gidermek için ne gerekiyorsa yapıyorlardı. Atışmaya ayak veren yaşlı adam da, diğer pek çok izleyici de benimkine benzer ruh halleri içindeydiler. Bunu hissetmek zor değildi.
 
Dernek Başkanı Selami Yağar sazını alarak televizyonlardaki güncel dizilerle ilgili yazmış olduğu çok güzel bir şiir okudu. Şiirinde hepimizin bildiği diziler, kahramanları, konuları adeta özetlenmişti ve kırıcı hiç bir söz kullanılmadan toplumumuzdaki dizi merakı taşlanmıştı.
 
Erzurum'lu çok kıymetli ozanlar İsrafil Daşdan, Ayhan Kırbaş. Mevlüt Merdoğlu, Selahattin Şeydayi, Sıtkı Eminoğlu, sırayla sahne aldılar. Sunuculuk görevini de üstlenen Dernek Başkanı Selami Yağar, zaman zaman güzel şiirlerle araya girdi.
 
Sahneye gelen her sanatçı, Ercişli ve Vanlı depremzedelere bir jest olarak mutlaka Ercişli Emrah'ın bir parçasını çaldı, söyledi.
 
Programın sonunda dört aşığımız ikişer ikişer sahneye gelip atışmalar yaptılar. Atışmaları izleyiciler sık sık alkışladılar.
 
Finalde de bütün sanatçılar sahnedeydi ve birlikte çalıp söylediler.
 
Erzurum Halk Edebiyatı Kültür Derneği Başkanı Selami Yağar, Erzurum Valiliği Afet Koordinatörü Canip Yılmaz ve Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü Müdür Yardımcısı Onur Yücesoy birer kısa konuşma yaptılar.
 
Programdan çıkarken aklımdan geçenleri yakınımdaki insanlarla paylaşmadan edemedim.
 
Bu güzel yürekli ozanlarımız kendi sınırlı olanaklarıyla ata yadigârı âşıklık geleneğini büyük fedakârlıklarla sürdürüyorlardı. Geçimlerini esnaflıkla, şoförlükle ve başka işlerle sağlarken bu geleneğin bayrağını da büyük bir zevkle taşıyorlardı. Eurovision Yarışması gibi etkinliklere, popüler müziğe büyük paralar harcayan kuruluşlar, bu anlamlı ve önemli sanatı neredeyse unutmuş durumdayken yapıyorlardı bunu.
 
Canlı canlı ve seyirci ile etkileşim içinde çok güzel eserleri sazlarıyla, sözleriyle dile getirirken onları izleyen seyirci kitlesine sayılamayacak kadar çok olumlu mesajı hem duruşlarıyla, alçak gönüllülükleriyle, hem de anlamlı sözleriyle fazlasıyla ve anında veren insanların yürüttüğü bu gelenek mutlaka devletin ilgili birimleri tarafından görülmelidir. Sanatçılar da etkinlikleri de her anlamda desteklenmeli, mümkünse onların geçimlerini sağlamalarına yetecek kadar para sırf bu sanatları nedeniyle kendilerine verilmeli başka işler yapmak yerine bütün zaman ve enerjilerini bu işe harcamaları için kendileri teşvik edilmelidir. Ayrıca faaliyet gösterebilecekleri uygun, nezih mekânlar kendilerine tahsis edilmelidir.
 
Dijital medyanın çok çeşitli ürünlerle çekip uzaklaştırdığı izleyici kitlesine bu güzel geleneğimiz yeniden tanıtılmalı, gerekiyorsa ve mümkünse çağdaş araçlar da kullanılarak âşıklık etkinlikleri halkın nezdinde cazip hale getirilmelidir.
 
Âşıklık bizim kültürümüzün beş bin yıllık geleneğidir. Âşıklık bizi biz eden önemli değerlerin başta gelenlerindendir. Erzurum, Kars, Sivas, Malatya, Konya ve benim adını bilmediğim pek çok merkezde uzun yıllar toplumu eğiten, kaynaştıran önemli bir sanat dalıdır.
 
Gönlümden geçen, Erzurum gibi önemli bir büyük şehrimizin ve diğer merkezlerin önemli aşıklarının yakın zamanda geçimini bu sanattan temin eden, zaman ve enerjilerini bu işe harcayan kişiler olmasına olanak sağlanmasıdır. Amatör, dağınık ve desteksiz gözüken derneklerinin güçlendirilmesidir. Kurumsallaşma olanağı sağlanmış, kendi sahneleri olan ve bizi biz eden değerleri, bu sanata yatkın yetenekli gençleri topluma kazandırma konusunda sorumluluk üstlenmiş yapılara dönüştürülmesidir. Bu alanda güçlü bölgesel yapıların el birliğiyle, devletin öncülüğünde, devlet millet kaynaşmasıyla inşa edilmesidir.
 
Doğrusu Emrahlarımızın, Karacaoğlanlarımızın, Köroğlularımızın, Pir Sultan Abdallarımızın bayraktarlığını yaptıkları,  yüzyıllar boyu canlı tuttukları bu geleneğin,  sonunun geldiğini düşündürecek kadar ihmal edilmiş olması bu gece benim içimi incitti.
 
Daha dün dinlemiyor muyduk Aşık Yaşar Reyhani’yi, Murat Çobanoğlu’nu, Aşık Sefai’yi, Aşık Mahzuni Şerif’i? Konserlerini tıklım tıklım doldurmuyor muyduk? Ne oldu bize böyle?
 
Dilerim ki bu yazıyı okuma alçak gönüllülüğünü gösterecek etkili ve yetkililerin içini de bir nebze  incitir ve onları harekete geçirecek küçük kıvılcımlardan biri olur.
 
10 Ocak 2012 Salı
 
 
 
NOT: Yukarıdaki metni programdan hemen sonra yazarken geceye katılan ozanlarımızın bir kısmının ismini tam anımsamadığımı fark ettim.
 
Enstitünün girişinde afişlerini görmüştüm, iner öğrenirim dedim kendi kendime. Sabah erkenden indiğimde afişler kaldırılmıştı. Önce program bittiğine göre kaldırılabilir diye geçirdim aklımdan sonra içime bir şüphe düştü. Belki de ellerinde başka afiş yoktu ve bundan sonraki programlarda kullanmak üzere kendileri almışlardı. Resepsiyondaki görevliye sordum. "Dernektekiler çıkardılar" dedi. Şüphemde haklı olduğumu anladım.
 
İsimlerini soruştururken ozanlarımızdan birinin para kazanmak için âşıklıkla ilgisi olmayan eğlence yerlerinde çalıp söylediğini öğrenince içim yeniden cız etti.
 
Onları ne kadar çok yalnız bıraktığımı bir kez daha anladım.
 
 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..