Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '08

 
Kategori
Haber
 

"Sözle pilav pişmez..."

"Sözle pilav pişmez..."
 

CHP Genel Başkanı, belli ki uzun zamandan beri hazırlandığı <ı>“Güneydoğu” gezisini yapmak ve oralarda Başbakanın <ı>“Gelemiyorlar” sözüne de cevap vermek, sorunların çözümünü yerelinde anlatmak için dün Şanlıurfa’ya gitti.

Ne yazık ki haber saatlerinde CHP Genel Başkanı’nın Şanlıurfa’da ne söylediğini değil, şehre giriş sırasında yaşanan <ı>“Ölüm” olayının nasıl olduğunu, o sırada insanların neler yaptığını öğrendik. Bütün kanallar haberin bu yönünü ortaya koydular ve CHP Genel Başkanının gezisi ve orada neler söylediği güme gitti.

Bu da bir gerçeği gösteriyor… Habercilere <ı>“Gerçek haber” değil, daha çok ilgi çekecek haber gerek.

Bu gezi sırasında, yöre halkı sorunlarını ne kadar yanına yaklaşabildilerse, Deniz BAYKAL’a anlatmaya çalıştılar.

Yanına yaklaşabilen genç bir kızı işçinin <ı>"Kuraklık var, sulama kanalları yok. Sorunlarımızı çözün" talebi üzerine Baykal, <ı>"Hepsini biliyorum. Onun için geldik" dedi. Ancak <ı>"Bir sizin kıyafetinize bakın, bir de bizimkine. Benim babam sabahtan akşama kadar ateş karşısında çalışıyor" karşılığını alan Baykal, <ı>"Bu sorunlar çözülür" dedi. Genç kızdan <ı>"Sözle pilav pişmez" yanıtını aldı.

Elbette buradaki son söz, bir <ı>“Tepki”nin ifadesi öncelikle…

CHP ve Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı’na <ı>“Sözle pilav pişmez” diyerek tepkisini ortaya koyan genç kız, mutlaka o gece yattığında rahat bir uyku uyumuştur. Çünkü dikkate alınmayan toplumun bir tepkisini, açıkça, özgürce ve ilgilinin yüzüne karşı söyleyebilme şansını yakaladığı ve söylediği için rahatlamıştır.

Tabi bu sözü acaba Başbakan’a yaklaşabilip de söyleseydi ne olurdu, orasını kestiremiyorum, maazallah…

Bu ayaküstü ve kısa söyleşi, aslında benim aklıma bir başka şeyi getirdi.

Benim, olaylara genel yaklaşımım ve düşüncem şudur; eğer bir sorun varsa, mutlaka çözümü de vardır. Dünyada hiçbir şey çözümsüz değildir, yeter ki <ı>“Düşünebilen” beyinler olsun, düşünsünler ama nasıl düşünürlerse düşünsünler.

Diğer bir anlatımla <ı>“Özgür düşünce”nin gereği bunun için var. Yani, sorunları çözmek için.

Ama siz özgür düşünceyi kötüye kullanırsanız, tabi orasını bilemem.

İnsanların, özellikle sorunun içinde yaşayan insanların önerilerine kulak vermek gerekir. Sorunu yaşamayan insanlardan çözüm üretmelerini beklemek safdillik olur. Onların sorunları yok ki neyi nasıl çözecekler.

Sorunu, ancak yaşayan kendi çözer…

O nedenle diyorum ki, toplumun sorunlarını çözmek için, yine onların <ı>“Ham öneri” halindeki düşüncelerini dinlemek gerek. İşte <ı>“Liderlik” niteliği bundan sonra ortaya çıkar.

<ı>Lider, dinleyen, düşünen ve karar verendir.

Görüyor ve izliyoruz ki; CHP muhalefet görevini yeterince yerine getiremiyor ve Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın suyolunda kalmaya devam ediyor. Bir başka deyiş ile siyaseten Başbakan’ın kuytusunda kalıyor. Gündemi O yaratıyor, CHP yaratılan <ı>“Yapay gündem”in peşinden koşuyor.

Oysa… Gerçek gündemi yaratması, muhalefet partilerinden beklenir. Onlar çalışır, sorunları bulur, ortaya koyar, sorularını sorar, iktidarı köşeye sıkıştırır ve böylelikle de sorunların çözülmesinde <ı>“Etkin muhalefet” görevini başarıyla yapmış olur.

Bunu başarabilmenin yolu ise, muhalefet olarak ülkeyi köşe bucak dolaşmak, sorunları bulmak, sahiplerinden çözüm önerilerini dinlemek, önlerine gelen <ı>“Ham önerileri” olgunlaştırmak, kendi <ı>“Liderine” aktarıp, liderinin koyacağı son nokta ile de harekete geçmekten geçer…

Bizdeki muhalefet partileri ne yapıyor dersiniz?

Ne yaptıkları ortada… Asli görevleri olan <ı>“Muhalefet” yapmak dışında her şeyi yapıyorlar, çokça da gerekli gereksiz <ı>“Nutuk” atıyorlar. Hele bunu Sayın Devlet BAHÇELİ, çok güzel başarıyor, aynen çocukların müsamerelerden şiir okumaları veya piyesin bir yerinde <ı>“Vatan, millet, Sakarya” temalı konuşmaları gibi.

<ı>Hiddetli ve de şiddetli!...

Ya da, girdikleri girdabın içinde, farkında olmadan<ı> “Kulak” içine düşüyorlar, orada da önlerine çıkan <ı>“Örs, çekiç ve üzengi” ile oynayıp duruyorlar…

Sözü bağlayacağım yer şurası…

Muhalefet partilerine duyurabilirsem şayet, diyorum ki <ı>“Sorunu, odağından dinleyin ve sorun ‘çözümü sizce ne’ diye…” bakın sonuçta neler çıkacak ortaya.

Gerçi şimdilerde sanırım yasaklandı ama kamyonların arkasında yazılı yazılardan birinde olduğu gibi <ı>“Hor görme garibi” esas sorun da onlarda, çözüm önerisi de…

<ı>05 HAZİRAN 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..