Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Tayyip şaşırrma, sabrımızı taşırma"'

Yok, ciddi anlamda cümleleri evirip-çevirmeyi, efendime söyleyeyim hangi mantık ve duygu hali ile söylendiğini falan düşünmeyi çoktan bırakmıştım da, her bir beyanat bu kadar mı kin kokar arkadaş?

Tencere-tavalar çalınırken “Tencere-tava hep aynı hava” diye tiye alan bir başbakan üzerinden az biraz zaman geçince konuyu tencere-tava çalanların komşularına havale etti, resmen!

“Şikayet edin” dedi, “Cezaları da verilsin”!

Ciddiye alıp cevap verecek olsa insan en azından “Hani hava-civaydı?” der…

“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” denir bizim coğrafyada, “Komşu komşuya düşman mı edilecek?”

Komşu komşuya Türk-Kürt olarak, Sünni-Alevi olarak, örtülü-örtüsüz, dini bütün ya da değil, aklınıza ne kadar ayrımcılık gelirse böldürüldü zaten; bir tencere-tavacı olanlar ve olmayanlar kalmıştı ki o da tamamlandı, gözümüz aydın!

Normal bir komşu herhangi bir gürültü için şikayet ettiğinde uyarı alır insanlar, normal saatler dahilinde yapılan gürültüler ise fazla da suç unsuru dahilinde değillerdir.

Tencere tava çalanlar saat 21:00 de çalmışlardır; herkesin normal şartlarda ayakta olduğu bir saattir.

O saatte her hangi bir gürültü için şikayette bulunun bakalım, bir deneyin, ne kadar haklı çıkarsınız?

Talimat başbakan tarafından verildi ya; “Tencere-tava” şifresini kullandığınız anda her türlü haklı çıkacağınızın, isterseniz hiç tencere-tava çalmamış dahi olsa istediğiniz komşunuzun adı verip şifreyi tekrarlamanız yeterlidir.

İçeri de alınır, dava da açılır, şansınızı zorlarsanız bir “Balyoz”, bir “Ergenekon”; olmadı “Terör örgütü”, hiç olmadı “Hükümete darbe girişimi” gibi suçlamalarla yıllarca içeriye tıktırabilirsiniz!

Eeee, ayağını denk alacak elbette! Bu ülkede “ileri” demokrasi var!

******

İnsan ciddi ciddi aynı şeyleri yazmaktan sıkılıyor; sıkılmanın ötesinde artık pes edesi geliyor; zira ne yazarsan yaz, en basit haliyle nasıl anlatırım diye düşünürsen düşün, “insan” olmak yerine “başbakanın g.t kılı olmayı tercih edenler var!

Gerçi, “insan” olduğunun, tercihlerinin olabileceğinin dahi farkında değil; üzülüyor insan… Eğitim diye ısrar edişimizin nedeni de bu ama başbakanın sandığı gibi üniversite sayısı, rektörlerin şahsi seçimi gibi işlerle olmaz eğitim!

Hele ki üniversite kapılarına “Polis” dayamakla hiç olmaz!...

Gerçi, bize göre olmaz olanlar başbakana göre pek makbul; iki dudağı ile ülke yönettiğine göre, yazmamız, yalnızca vicdani huzur!

******

Israr ve inatla Suriye ile savaşa girmemiz için koşullar servis ediliyor; Gezi Parkı olayları olmasaydı daha erkene çekilecekti de, bakmayın durum bunu gerektirdi.

Tabii, bu arada Öcalan’ın verdiği emirler de ayrı bir şekilde hükümeti sıkıştırıyor da, bakmayın tencere-tava ile halk bir taraftan hem korkutulur ve de çıkan sesler susturulur diye hesap yaparken aynı zamanda da dikkatleri bir tarafa çekme stratejisi var; hep olduğu gibi…

******

En kolay yöntemdir: Böl ve yönet!

Anacım, bu yöntemin de cılkını çıkardılar; bölüm-bölüm böldükçe, aklı başında insanlar neredeyse Amipler gibi, bölündükçe çoğalıyorlar!

Hoş, başbakan bunu da tiye alır gibi davranır da üç-beş gün sonra bir direktif verir ki: Amipler fazlasıyla zararlıdırlar, tüm Amipleri yok etmek için savcıları, konu-komşuları, şu mübarek Ramazan gününde tüm oruçluları göreve çağırıyorum!

******

İsmini vermek istemediğim çok güçlü bir elektronik ve beyaz eşya sektörünün patronu fabrikanın merdivenlerinden çıkarken genç bir adamın havalı bir şekilde merdivenlerden indiğini görür, genç adam kafasıyla selam verir.

Patron ofisine varır varmaz “Beni gördüğünde elini pantolon cebinden çıkarmayan o adamı derhal işten çıkarın” der.

Üç gün boyunca insan kaynakları araştırır dururlar; patrondan gelen baskının haddi ve hesabı yoktur; “İlle de bulun o adamı!”

Kan-ter içinde, işinden olma kaygısıyla, çalışan insan kaynakları en sonunda iş görüşmesi için gelen kişinin bilgilerine ulaşır: Garibim, iş görüşmesinden çıkıp, belki de iyi geçtiğine sevinir halde, merdivenlerden inerken hiç tanımadığı bir insana gülümseyerek selam vermiş.

Bir de elini pantolon cebinden çıkarsaymış!...

******

Komik ve de trajik şeylerin yaşandığı ülkelerden birindeyiz; kim demişti, şu an anımsayamıyorum, mizah demokrasinin tam olarak uygulanmadığı ülkelerin meyveleridir!

Tam demokrasiye geçmiş ülkelerde herkes istediğini söyleyebildiği için “Dokundurma”, “Mecaz” gibi “Kızım sana söyledim, gelinim sen anla” tarzına gerek duymayanların “Kara mizah” kültürleri gelişmiyor işte, şekerim!

******

Kara mizah dedim ya; bir de komik durumlar var; son dönemde en unutamadıklarımdan ikisi:

Başbakan spor salonu açıyor sıcak günlerin birinde, klimalarla donattık diyor ve soruyor: “Terliyor musunuz?”

“Evettttttt” diye yanıt geliyor!

******

Kazlıçeşme’de toplanan insanlar bir anda bağırmaya başlıyorlar “Tayyip şaşırma sabrımızı taşırma!

Gariplerim, “Taksim” şaşırma diye öğretileni anlayamamışlar!

Gel de kızma, gel de acıma bu insanlara!

******

Makarna ve kömüre neden muhtaç olduklarını dahi düşünemeyen bir güruh var; ya Allah akıl vermiş, vicdan vermiş; Kuran zamana ayak uydurun demiş; bu kadar inançlıysanız Allah’ın verdiği aklı düzgün kullanın.

Yalana meyil etmeyin, dürüstlükten ayrılmayın!

Kin ve nefretten arındırın yüreğinizi ve kimseyi yargılamayın…

İnanç Allah ile kul arasındadır, kimseyi aracı etmeyin!

Ne Kuran okudum ne de dini bütün güruhtan sayılırım lakin öyle bir inancım vardır ki ben ve Allah arasındadır; ona ne din yeter ne de şablonlar!

Hele ki dini araç edinenler öyle bir açığa çıkar ki bu inançta; görebilenlerin önce “İnsan” olması gerekir; adalet mekanizmasının doğru işlemesi ve mantık-duygu harmanını becermesi…

******

“İnsanlar layık oldukları şekilde yönetilirler” sözü doğrudur; bir açılım yapmam gerekirse: İnsanları neye layık olduklarına inandırmak da siyasal ve sosyal çalışmalar ile doğru orantılıdır!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..