Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

“Türkiye yakında Libya gibi karışacak"(mış…)

“Türkiye yakında Libya gibi karışacak"(mış…)
 

Benim bildiğim bileli yarım asırdır Türkiye’nin gündemi hiç durulmadı. Her gün bir öncekinden bu kadar farklı olayların yaşandığı bir başka ülkenin daha olduğunu sanmıyorum.

Doğrusu özendiğimiz Batılı ülkelerin gündemini hep merak etmişimdir. Bize özgü siyaset oyunlarının oralarda yapılması kimsenin aklına bile gelmez.

Bizde, içimizden birilerini diğerlerine karşı sürekli kışkırtan güçler var… Hem iç, hem dış kaynaklı bu kötü niyetli kişiler sayesinde sağcı solcuya, işçi patrona, fakir zengine, öğrenci öğretmene, küçük büyüğe, köylü şehirliye, Fenerli Galatasaraylı’ya, Doğulu Batılıya, devlet halka, Alevi sünniye, Kürt Türk’e, dindar dinsize, polis vatandaşa, sürücü yayaya, erkek kadına, güçlü güçsüze düşman…

Barış toplantılarında kavga çıkarmak sanırım yalnız bize mahsus bir özellik.

İnsanın olduğu her yerde kıskançlığın olmaması mümkün değil. Ne kadar çok kazansa da insan, ihtiyaç sahiplerini düşünmeden, “yine ben kazanayım, hep ben kazanayım” düşüncesinden bir türlü sıyrılamaz.

Ama “insanlık” dediğimiz bir olgu var. "Vicdan" denen bir terazi var. "Empati" denen bir ayna var. "Akıl" denen bir hakem var. "Mantık" denen bir formül var. Hiç mi düşünmez insan bir sözü söylerken, bir eylemi yaparken, bir kötülük işlerken, bir masuma zarar verirken…

*****

İncir çekirdeğini doldurmayacak gereksiz tartışmalar, lüzumsuz çekişmeler, hayatın en güzel zamanlarını alıp götürüyor da, biz hâlâ bir şeylerin farkında olmuyoruz.

Topu topu 60-70 yılla sınırlı bir ömrümüz var. Bu süre içinde hepimize yetecek kadar imkân var, fırsat var. Ama biz vaktimizi hem kendimize hem başkalarına mutsuzluk verecek şeylerle heba ediyoruz.

Önümüzde bir seçim süreci var. Türkiye’nin son 9 yılına damgasını vuran iktidarın yaptıklarını beğenenler, onu tekrar iktidara getirmek için, beğenmeyenler de başka bir partiyi denemek için oy verecekler. Mesele bu kadar basit.

Ancak daha iyi ve daha güzel şeyler yapmak vaadiyle siyasi partilerin oylarını artırmaya çalışmaları gerekirken, bizimkiler kendi yapacaklarından çok, iktidar partisinin yapmadıkları üzerine strateji geliştiriyorlar.

Benim bundan anladığım, siyasi partilerimiz, vatandaşı ikna edecek güleryüzlü projelerden yoksunlar.

Seçimlere katılması belirlenen partilerin listesi kesinleştiğinde, partileri tahlil eden bir yazı yazmayı düşünüyorum. Bu yazıda ise BDP’nin bir tehdidinden söz etmek istiyorum: “Türkiye yakında Libya gibi karışacakmış…”

Türkiye ile Libya arasında bir benzerlik kurmayı sağlayacak nasıl bir anlayışa ve mantığa sahip olduklarını bir türlü anlayamadım.

Bildiğimiz kadar orada 42 senedir devletin ve halkın başına çöreklenmiş bir despot idareci var. Sokaklara çıkıp muhalefet gösterileri yapanlar, mümkünse “birazcık demokrasi” istemiyle hayatlarını ortaya atıyorlar.

Türkiye’de farzedelim ki BDP’li anarşistlerin istediği gibi bir eylem oldu. Bu eylem sonucu iktidar BDP’nin eline mi geçecek? Ya da gelen yeni yönetim bu eylemi yaptığı ve kendisini iktidara getirdiği için BDP’ye teşekkür mü edecek?

“Karşıklığın her türlüsüne evet” diyen zihniyet, ülkeyi bölmeye, parçalamaya, Türkiye’yi yıkmaya, bugünkü bulunduğu noktadan onu alaşağı etmeye niyetli olanların çirkef yüzünü ne kadar da güzel anlatıyor.

Amacı anarşi olanlar için her yol mübahtır. Onlardan elbette mantıklı bir davranış bekliyor değiliz. Ama vatandaşlar bu konuda akıllarını ve mantıklarını son noktasına kadar kullanmak zorundalar.

Terörist bir eylemin sonucunda oluşacak karmaşık bir Türkiye, bugünkü şikâyetlerinizle mukayesesi mümkün olmayacak bir kâbus ülkesi olmaktan öteye bir özelliğe sahip olmayacaktır.

Sadece Kürtler’e değil, bilumum Türkler’e ve Türkiye’de yaşamak zorunda olan herkese önemle duyurulur.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..