"Tutkunuzu keşfedin"

Günlük yaşam koşuşturmasının bir parçası olan alışveriş için şehrin  yoğun çarşılarından birindeyim.  Onca kalabalığın içinden geçiyorum, bir yandan insanlara, binalara, dükkanlara göz atıyorum. Bir yandan düşünüyorum, alışveriş yapıyorum. Cadde, sağlı sollu  çoğunluğu giyisi  ve yiyecek, içecek olmak üzere dükkanlarıyla dikkat çekse de şehrin  o çok ünlü caddelerinden biri olma ünvanını henüz kazanabilmiş değil.  Oysa  herkese ve her keseye uygun bir şeyler bulabilmek mümkün burada.  Alış veriş merkezlerinin ışıltılı yapay ruhuyla günümüz insanını sarıp sarmaladığı da dikkate alınacak olursa  ünlü olma olasılığı, bu cadde için şimdilik uzak bir hayal gibi. Olsun, ben bu haliyle seviyorum burayı. Neyse  kalabalığa bakılırsa hala benden başka sevenler de var.

Caddenin ortalarına doğru yürürken istemsizce  kafamı kaldırdığımda  bir kitap sergisiyle burun buruna geliyorum. Uzun zamandır unutmuş olduğum küçük kitapevlerinin, sahaf dükkanlarının büyüleyici  etkisinin çok yakınımda olduğunu seziyorum. Sergi, son zamanlarda şehrin her hangi bir yerinde karşımıza çıkabilecek, sıradan bir işporta tezgahı olmadığını hissettiriyor her nasılsa. Elimi uzatıyorum, az sonra beni pasajın içerisindeki zengin kaynakla  tanıştıracak ilk kitaba dokunuyorum. Eski basım kitabın kokusu, sararmış yaprakları, ve adı, beni içeriye çekiyor. Güneşli ışıl ışıl caddeden karanlık pasaja doğru  adım atıyorum, birkaç adım sonra  giriş kapısının tam karşısında içi tıklım tıklım kitap dolu sahafta tekrar aydınlanacağımı nereden bilebilirim?  İçeride benden başka kitap seçen, sahafla sohbet eden birkaç hanım daha var. Elimi hangi kitaba atacağımı bilemiyorum, bir kitap madeni bulmanın heyecanıyla  önünde durduğum rafa uzanıyorum. Basım tarihi bir hayli eski Varlık Yayınları mı istersiniz, cep kitapları mı istersiniz, sayfaları üzerine sahipleri tarafından düşülmüş notlar mı istersiniz? Öyküler mi, şiirler mi, yıllıklar mı, kişisel gelişim türü kitapların ilk örneklerini mi istersiniz?

Son zamanlarda kitap alışverişlerimi yaptığım birkaç büyük mağazanın yanında sözü edilemeyecek derecede küçük ve bir o kadar da sevimli bu dükkan, sahibinin, dükkanına adım atanlara, bir müşteriden çok bir misafir, her şeyden önemlisi bir kitap dostu olduğunu hissettiren tavrıyla huzurlu ve mutlu bir alış veriş ortamı sunuyor. Sahaf bey, dilediğiniz gibi seçin, indirim de yaparız diyor ve beni, kitaplarla baş başa bırakıp diğer müşterileriyle koyu bir sohbete dalıyor.

Elimde kitaplar olduğu halde başımı kaldırıp üst raflara uzanacağım sırada şu levhayla karşılaşıyorum.  “Belki de aradığınız kitap bizdedir.” Kendi kendime gülümsüyorum, az önce pasaj girişinde karşılaştığım kitapla tekrar göz göze geliyorum. Kitabın adı, gökkuşağının olanca renginin yansıdığı,  şehirden demir almış bir yelkenli figürünün üzerinden göz kırpıyor bana.

Farkına varıyorum, yavaşça fısıldıyorum, “ Tutkunuzu Keşfedin.”

ESRA KARA 07.04.2016