Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '09

 
Kategori
Eğitim
 

'Yerinden yönetim' teşebbüsü, eyaletleşme ve ademi merkeziyetçiliktir

'Yerinden yönetim' teşebbüsü, eyaletleşme ve ademi merkeziyetçiliktir
 

Bu düşünce Sebahattin Ali'ye dayanır


Yerinden yönetim’ teşebbüsü, eyaletleşme ve ademi merkeziyetçiliktir ...

AKP, Tevhidi Tedrisat'ı tasfiye etmeye hazırlanıyor. Tevekkeli, değil, Bakan Çelik, devir teslimde 'herşeyi otomatiğe bağladık' diyordu.

‘Yerinden yönetim’ teşebbüsü, eyaletleşme ve ademi merkeziyetçiliktir.

MEB, “Mesleki Eğitim ve Öğretim Hizmeti’nin Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında taşra teşkilatına, yani Milli Eğitim Müdürlüklerine 29 Mayıs 2009 tarihinde resmi bir yazı gönderdi, lise müdürleri yanıtlamak üzere. Yazının mahiyeti “Eğitim hizmetlerinin yerel yetkililere devri ve Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatları için roller, sorumluluklar ve görev kodlarının belirlenerek ihtiyaçlara göre yeniden tanımlanması…”

Bakanlığın sanki yangından mal kaçırır gibi acelesi de var. Ayrıca bu acelecilik, biraz da suçluluğun bir göstergesi, suçluluğun telaşı anlamına geliyor. 29 Mayıs Cuma günü… Ve 3 gün sonra, yani 3 Haziran gününe kadar görüş bildirmesini bekliyor lise müdürlerinden.

‘Eğitim hizmetlerinin yerel yetkililere devri’ Milli Eğitimde temel bir değişiklik. Eğitimde merkeziyetçiliğin tasfiyesi, ademi merkeziyetçiliğe geçiş demektir. Eyaletleşmenin, federasyonlaşmanın hukuki zeminini hazırlayan son dönem hükümetleri şimdi de yapısal alanda ulusdevleti unufak etme sürecine girmiştir. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkım sürecidir.

Eyaletleşme, yerel yönetimlerden sonra Milli Eğitim üzerinden başlamıştır.

Nimet Çubukçu’ya ayrıca iş düşmeyeceğe benzer. Zira kendisinden önceki Bakan devri teslim yaparken ’otomatiğe bağladık, ona iş kalmayacak’ ifadesini kullanmış, o zaman bunun ne demek olduğunu çoğu kişi anlamamıştı.

Türk milletinin gözlerinin önünde, boş bakışlarımızın donuk dayanılmazlığında devlet yavaş yavaş yıkılmakta, ABD ve AB’nin BOP’unun en önemli ayağı olan kukla Kürt devletiyle bir federasyon altında birleşme projesi adım adım uygulanmaktadır.

Öte yandan Bakanlığın Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla yılsonlarında okullara gönderdiği yaz tatillerinde uygulanan seminer programları kitapçığında bu yaz seminerlerde uygulanacak temel konunun 'yerinden yönetim’ olduğunu öğreniyoruz. Bakanlık öğretmenleri de zihnen eyaletleşmeye hazırlamaktadır. Beyni ele geçirilmeyen öğretmenler devrimci ve bilimsel Tevhidi Tedrisat’ın yerine gerici ve ulusdevlet düşmanı “yerinden yönetim”e evet derler mi?

Temmuz 2001 tarihinde CFR’den Tayyip Erdoğan’a bir memorandum gelir. Memorandumda, “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” ifadeleri vardır. (Arslan Bulut/ Küresel Haçlı Seferi)

Arslan Bulut’un araştırmasına göre, CFR, Erdoğan’lardan Türkiye’nin eyaletleştirilmesini, federal bir yapıya büründürülmesini, yani Türkiye Cumhuriyeti ulusdevletini yıkmalarını istemektedir.

Bu CFR isteklerini Tayyip Erdoğan ve Gül ikilisi aynen partilerinin program ve tüzüğüne koymuşlardır.

Kurucular Kurulu kitabında, AKP’nin “”merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini” öngördüğünü (Sayfa: 8), bu öngörünün “küreselleşmenin gerektirdiği yapısal dönüşümler” olarak algılanmakta ve “kaçınılmaz” olarak saptanmakta (sayfa: 11), buradan hareketle partilerinin, yani AKP’nin, “eğitim hizmetlerinin yerelleşmesinden ve özelleştirilmesinden yana” olduğu (sayfa: 12) ifade edilmektedir.

Ayrıca açık açık yazmışlardır parti programlarına eğitimi özelleştireceklerini ve Tevhidi Tedrisat’ı yıkacaklarını: “Temel eğitim hizmetlerinin verilmesi, pilot uygulamalarla merkezi idarenin taşra birimlerine ve yerel yönetimlere aktarılacaktır”

(Parti Programı, 41. sahife) 35. sayfada çağın anlamı açıklanmakta, “çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır” ifadeleri yer almaktadır.

Yurtseverler boşuna “Devrim Kanunları Uygulansın!” diye feryat etmiyorlarmış!

AKP Devrim Kanunları’nın yıkımı için mücadele etmekte, Türkiye Cumhuriyeti devletini, parçalamak için CFR’nin emirlerini yerine getirmeye çabalamaktadır.

Ergenekon davasında sanıklar hükümeti ve devleti yıkmak için darbe yapmaya teşebbüsle suçlanmaktadır.

Peki, AKP’nin yaptığı nedir?

‘Yerinden yönetim’ teşebbüsü, eyaletleşme ve âdemi merkeziyetçiliktir. Bu ise milli devletin yıkımıdır.

AKP program ve tüzüğü baştanbaşa devlet yıkıcılığı değil midir?

Türkiye Cumhuriyeti üniter devletini yıkarak yerine federe devletçiklerden oluşan bir federasyon kurmayı tasarlamak mevcut devleti yıkmaya çalışmak değil midir?

Bu yasalarımıza göre suç değil midir?

Anayasayı tağyir ve tedbir başka nasıl olur, anlayan varsa beri geldin, lütfen!

5 Haziran 2009

www.fatihozcan.org

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..