"Yolcudur Abbas" demiştik

Anayasa Mahkemesi trafından açılan dava sürecinde ha kapatıldı-ha kapatılacak dedik..

Yerel seçimler öncesi kehanetlerde bulunup artık akp'nin siyasi sürecinin tamamlandığını, seçimlerden yenilgi alacağını ve yerel seçimler sonrası ülkenin erken genel seçimlere doğru yol alacağını düşündük..

Akp yolcudur dedik..

Deniz Feneri yosuzluk davası Erdoğan'ı bitirir dedik..

Oy kaybı öngörümüzde yanılmadık, % 20'lik erime oranı yaşadı Ak Parti..

90'lı yıllarda Anavatan Partisi'nin yerel seçimler sonrası yaşadığı çöküş sürecini örnekleyerek artık bundan böyle Ak Parti'nin aynı sürece gireceği ve parti içi çözülmeler ile birlikte Anavatan Partisi'nin yaşadıklarını yaşayacağı konuşuldu, yazıldı, çizildi..

Hiç biri de olmadı ve olmayacağa da benziyor..

Erdoğan yerel seçimlerden yenilgi almamış gibi soğukkanlılığını koruyarak yoluna devam gibi gözüküyor..

ABD'nin Komplo Teorileri ve senaryoları uygulama taktiği kapsamındaki pkk terör örgütünü bitirme projesiyle Erdoğan tekrar atağa geçtiği görülmektedir..

Öte yandan Başbakan'nın Polonya ve Fransa gezilerinde Avrupa Birliğine katılım süreci Türkiye'nin "birincil önceliği" olduğu vurgusuna yer vererek Sarkozy'e tepki göstermesiyle de kamuoyuna güven tazeliyor..

Merkez Parti oluşumu çalışmaları içinde bulunan Cindoruk'un çıkışı siyasi arenada yeni bir soluk getireceği düşünülse de eğer özellikle pkk terör örgütünü bitirme çabalarında akp somut adımlarla çözüme ulaşırsa tıpkı Öcalan'ın tutuklanması sonrasında Ecevit'i iktidar'a taşıdığı gibi Erdoğan'ın bundan sonra yapılacak genel seçimlerde tekrar iktidara tescili demek olacak..

Ee.. ülkede muhalefet parti liderleri de iktidar partisine destek verdiğine göre neden yeni bir Başbakan'a gerek duyulsun değil mi?