Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

1 Şubat 2007 Perşembe

1 Şubat 2007 Perşembe
 

Basın'ın görevi elbette bir olayı takip etmek, üstüne gitmek, sonucunun ne olduğunu araştırmak, yani bir kere yazıp bırakmamak. . . Bunu biliyorum ve anlıyorum. Fakat bir cinayetin üzerinden 15 gün geçtikten sonra hâlâ manşetlerin onunla ilgili olması, bir şeylerin sanki bilerek ve isteyerek yapıldığı gibi bir izlenim verdi bana.

Bir olaya bu kadar odaklanıp bütün projektörleri oraya çevirmişken, arada ülkemiz için önemli bazı şeyleri kaçırıyor muyuz, kaybediyor muyuz diye bir endişeye düştüm. Umarım düşündüklerim bir kuruntudan ibarettir.

Aslında çoğu gazetelerin ana manşetleri bu konuyla ilgili olmasına dağmen, tam da Posta gazetesinin dediği gibi, DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK. Abdi İpekçi'den bu yana hayatını planlanan bu tür cinayetlerle kaybedenlerin hiçbirinin gerçek katilleri yakalanamadı. Olayın ardındaki sır çözülemedi.

Belli ki her dönemde ya birileri bunları koruyor, ya gerçekten bu cinayetler köksüz, geri plansız, fanatik kişilere ait, ya da emniyet teşkilâtımız böyle karmaşık olayları aydınlatmaktan âciz. Hangi seçeneğin doğru olduğunu düşünüyorsunuz?

Benzeri düşünceden yola çıkılarak atılan manşetler de var bugünkü gazetelerde.

Akşam gazetesi BAŞIBOŞ EMNİYET tesbiti yaparken, BirGün gazetesi SUİKAST DEĞİL İNFAZ diyebiliyor. Bugün gazetesi DERİN SORUŞTURMA başlığıyla farklı bir gönderme yaparken Cumhuriyet'in iddiası daha net: AKSU KORUYOR.

Milliyet gazetesinin manşeti daha farklı bir yöne dikkat çekecek şekilde: BOMBA ATAN ÇIKTI ATMAYAN YATIYOR. Gerçekten de bunun dışındaki bazı olaylarda da hepimizin şahit olduğu gibi, daha ağır ceza almasını beklediklerimiz tutuksuz yargılanıp beraat ederlerken, küçük suçlular hapiste yatmaktan paçayı kurtaramıyorlar.

Bu yargıçlar arasında bir yorum farkından mı kaynaklanıyor, yoksa bizim anlayamadığımız başka şeyler mi var emin değilim.

Sabah gazetesi RESMİ VEREN DE MUHBİR ABİ derken Yeni Şafak soruyor: ERHAN ABİ KİMİN MUHBİRİ? Bütün bu karmaşa karşısında radikal gazetesi dayanamayıp basıyor feryadı: OTURMAYIN O KOLTUKTA. . .

Bu olayın dışında da manşetlerde yer alan bazı haberler var. Gözcü gazetesi, Güneydoğunun da şehitleri var diyen CHP milletvekiline takmış kafayı BU ADAMIN CHP'DE NE İŞİ VAR? diye soruyor. Oy hesapları ve dengeler meselesinin siyasi partiler için ne kadar önem taşıdığı malum. Sanırım anladınız siz onu. . .

Başbakanın Etiyopya gezisine katılan gazeteciler, sordukları sorulara aldıkları cevaplardan kendilerince farklı başlıklar ürettiler. Star gazetesi, suça karışmamış olanların teslim olmaları halinde evlerine kolayca döneceklerini söyleyen başbakanın söyleminden DAĞDAN İN ÇAĞRISI şeklinde bir manşet çıkarmış.

Türkiye gazetesi de bunu farklı bir versiyonla TESLİM OLUN şeklinde kullanmış. Dağa çıkanların genellikle kendi hür iradeleriyle bu işe bulaşmadıkları düşünülürse, bu çağrıya güle oynaya olumlu cevap vermelerini beklemek çok zor. Çünkü onları orada tutan güç, daha çok baskı.

Vatan gazetesinin manşetinde çok farklı bir konu var. Alınan bazı haberlere göre tam olarak bitmeden hizmete açılan Bolu dağı tüneliyle ilgili bir haber bu. . . BÜYÜK SKANDAL başlığıyla sunulan haberde yapımcı firmanın henüz tam olarak bitmeyen tünelde aydınlatma, havalandırma, yangınla mücadele ve buzlanma konularında sıkıntılar yaşanabileceği uyarısı yaptığı anlatılıyor.

Nitekim açılıştan sonraki kısa sürede tünel iki kere buzlanma yüzünden kapanmak zorunda kaldı. Umarız diğer konularla ilgili bir sıkıntı yaşanıp da can kaybı olmaz.

Hürriyet gazetesinin DAĞLARI KORKU SARDI haberinde, Celal Talabani'nin oğlu Kubad Talabani'nin ABD başarısız olup giderse, bizi korumanın teminatını versin dediğine dikkat çekiliyor. Geçmiş dönemde benzer bir olay yaşadıklarına dikkat çeken Talabani, aynı hatanın tekrarlanmasından korkuyor.

BİR GRİPLİK VAR haberiyle Takvim gazetesi yeni bir kuş gribi vakasıyla karşı karşıya olma ihtimalini manşet yapmış. Erzurum'da ölen çocukların ölüm nedeniyle ilgili araştırma devam ederken acaba böyle bir durum söz konusu olabilir mi, doğrusu bunu hiçbirimiz temenni etmeyiz. İnşaallah farklı bir sonuç çıkar demekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

Yarın yeniden birlikte olmak umuduyla. . .

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..