10 kasım 1979 ve bugün

Yıl 1980 bir Ali dayı'mız vardı.

İslahiye'nin Şatırhöyük (Köyün ismini karıştırmış olabilirim) Köy kalkındırma kooperatif'inin başkanı. O zaman yaşı 60 larda. Yaşıyorsa şimdi 89 -90 larda olmalı. Öldü ise Allah rahmet eylesin.

Topal Ali Gaziantep'e sık sık gelirdi. Bazende bizde misafir kalırdı. Bana karşı bir baba şefkati de beslerdi. Eski bir TİP li uzun gece sohbetlerimiz oldu. Birgün ahal inanamadığım bir şey anlattı bana. 10 kasım 1980 günü Ankara'ya gittiğini biliyordum. Tıpkı bugün ki gibi halk asker'den meded umar durumda idi. Akşam'ları bir kör kurşuna hedef olmamak için karanlık basmadan, güneş batmadan evimize sığınırdık. Hergün ölenlerin öldürenlerin haberleri bültenleri süslerdi.

Yanılmıyorsam 13-14 kasım 1979 günleri Topal Ali Bizde misafirdi. Bak müdürüm beni iyi dinle dedi. ve başladı.

"-Müdürüm ben TİP te bu bozuk düzen'i düzeltmek için hayatımı harcadım. Ama ne yazık ki ABD emparyalizmi yer le bir edilmeden . Ağa'lık düzenine son verilmeden , bir sonuç alamayız. Bak müdür sen iyi bir insan sın bu ülkenin senin gibi okumuş yazmış hala adam gibi adam olmaya devam edebilen insanlara ihtiyacı var. Bak evladım ADAKOBİRLİK genel müdür'ü Akın Özdemir'i yaşattılar mı? yaşatmazlar müdürüm aklını başına al. Şu memleketin haline bir baksana kardeş kardeşi öldürüyor. Yerli işbirlikciler hala bana sağcılar çinayet işliyor dedirttemezsiniz diyor iktidarın başı. 6.filo ya go home yanke diyen devrimciler'e bozkurlar koministler moskova'ya diye saldırıyor. Müdür bu işe son verse verse gene Mutafa Kemal'in ordusu son verir."

Şaşırmıştım , ne diyorsun Ali Dayı Askeri darbe demokrasiyi yok eder sen nasıl bunu dersin dedim.

"-Bak müdür; Darbeye karşı olduğunu biliyorum bende karşıyım. Lakin gelgör ki bu düzen böyle devam ettikçe senin gibi benim gibi düşünenleri yaşatmazlar müdür. Durum çok kötü bir an önce bu kan durmalı. Belki beraber işkenceye tabi tutuluruz, Belki hapis yatarız ama bildiğim birşey var en azından ölmeyiz. Daha fazla dayanamadım 10 kasım da anıt kabir'e bir mektup bıraktım. Artık bu kardeş katline izin vermeyin dedim. İktidar'a el koyun dedim." dedi ve sustu.

Başımdan kaynar sular dökülmüştü. Topal Ali, TİP li ALi dayı ihtilal istiyordu. suskunluk epeyce sürdü. Suskunluğu gene Topal ALi bozdu. Bak müdür. sana bir şey anlatayım dedi. ve başladı."- Rusyada Ekim devrimi yapılmış, Fabrikalara , tersanalere işciler emekciler el koymuş, El konan fabrikaların başlarına da işçileri güvenliği sağlamak üzere bırakmışlar. Bir provakotör. fabrikaya girmek için işçiye Empeyalizm, faşizm ajitasyon çekmeye başlamış. İşçi dönmüş provaktör'e sen boşver bunları sen emekten mi yoksa sermayeden mi yanasın bana onu söyle. demiş ve silahı provakotör'e doğrultmuş. Müdür sen bana söyle ölmek mi yaşamak mı?"

Bunları neden mi anlattım.? Bugün Anıt Kabir de bir kadının haykırışını duydum da ondan. Bugün ülkemin adım adım 12 eylül öncesinden de kötü duruma düştüğünü görmekteyimde ondan. O zamanlarda gazeteler ve köşe yazarları (Akil adamlar) iktidar dalkavukluğu yapıyorlardı. Onlaarın çoğu şimdi bu iktidarın akil adamları da ondan.

Aklım karıştı BOP gereği Güneydoğumuz Kürdistan devleti olarak kurulmalı mı yoksa ....... Şehit katilleri açılım diyerek kahraman gibi karşılanmalı mı? Yoksa.... Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet'in yerine İslam cumhuriyet'i ne razı olmak mı yoksa..... Vessalam aklım karıştı.

Topal Ali 12 Eylül 1980 de mektubuna cevap aldı. İkimizide zindan'a attılar. Yüzü gülüyoru." Müdür ölmekten iyidir"

Kırk katır mı?

Kırk satır mı?