12 Eylül ve bir Türkiye gerçeği

Geçtiğimiz 12 Eylül akşamı, haber bültenlerinden birini izliyorum… Konu tabii ki 12 Eylül, muhabir sokakta ben yaşlarında ki gençlere soruyor: 12 Eylül nedir?

İlk başta gülümsedim habere, koca koca insanlar 12 Eylül’ü bilmez olurlar mı hiç diye? Ama izledikçe yanıldığımı gördüm, gençlerin çoğu bilemedi 12 Eylül’ü, kimi 11 Eylül’le karıştırdı, kimi bilmem ne günü dedi, kimisi bilmiyorum "ne olmuş 12 Eylül’de" diyerek soruya cevap verdiler…

Sinemalarda oynayan hiçbir yabancı filmi kaçırmayan, yerli, yabancı tüm pop şarkıcılarını, şarkılarını ezbere bilen bu gençlik, nerden bilecekti 12Eylül’ü… Kendi kültüründen, kendi siyasi tarihinden habersiz bu gençler, tabii ki 12 Eylül’ü, 11 Eylül’le karıştıracaktı…

Beyinleri televizyonda oynayan abuk sabuk programlarla uyuşturulan, yaptığı her rezilliğe rağmen pirim gören "sözde şarkıcıların" cirit attığı, Seda Sayan-Nihat Doğan aşkındaki gelişmeleri an ve an takip eden, Pınar Altuğ’un kimi kimle aldattığını ezbere sayan, Hülya Avşar’ın saçma sapan sözlerini çok zekice bulup dinleyen bu toplumdan daha ne beklenebilirdi ki zaten?

Uyumayalım arkadaşlar, uyutulmayalım… Biraz silkelenelim, kendimize gelelim… Tarihimizi, kültürümüzü bilelim… Toplum olarak kendimize gelelim yahu! Bize ne Ahu Tuğba’nın düzmece aşkından, bize ne Asena’dan, Sibel Can’dan, İbrahim Tatlıses’ten, Pınar Altuğ’dan, Gülben Ergen’den.. vs.vs’den? Sahi siz sıkılmadınız mı?

Ülkemize sahip çıkalım arkadaşlarım, büyüklerim, küçüklerim!!! Sahip çıkalım Kültürümüze, tarihimize Ve tabii ki beynimize!