12 Haziran 2011 Genel seçimleri arefesinde

Seçim kapıda Malum yüz dilimli siyasi bir pasta masa da durmakta ve herkes bu pastadan alacakları dilim sayısını arttırmak adına çalışma içinde. Eski partilerin yanında yeni partilerde var bu kaygan zeminde. Oynak bir oy potansiyeli de mevcut ülkemizde. Seçimlerin kaderini belirleyen (biz buna ortalama %15 diyelim) kararsız oyların yanında dönem dönem renk değiştiren oylarda mevcut buna da %15 diyelim. O zaman üç aşağı beş yukarı seçimlerin kaderini geçmişte olduğu gibi belirleyen %30 luk bir kitle var. Bu kitleye kararsızlar dense de kimi sağ duyulu kitle diyor kimi yanar döner. Fakat günümüzde bu karmaşaya istikrar arayışında olan kitle adı verilmiş!. Bu kitle ki, yukarıda bahsettiğim oranda geçmişte DSP yi iktidar yapmış, ANAP’ı iktidar yapmış şimdide AKP yi iktidar yapmış.  

O günün ve bugünün muhalefeti aslında kendi kuyusunu kendi kazmıştır. 2 Kasım 2002 de Devlet Bahçeli’nin erken seçime gitme kararı tek başına ortaksız bir iktidarın hayali, Kemal Derviş’e tepkisi ve hayal kırıklığı sonrasında AKP nin iktidarı siyasi yasağı bulunan Tayyip Erdoğan’ın affına katkı, milletvekilliğine CHP ile beraber destek ve kendi düşen ağlamaz misali MHP ve CHP nin muhalefete kendilerini çivilemeleri.  

AKP nin ömrünün uzamasının püf noktası ise 58. hükümettir. Abdullah Gül o dönemin emanetçi başbakanı olmuş ve CHP nin desteği ile Tayyip Erdoğan’ ın yasağı kaldırılarak ve bir milletvekili istifa ettirilerek milletvekili ve Başbakan olması sağlanmış 59. hükümet kurulmuştur. Sonrasında ise politik manevralarla AKP kendini beslemiş ve 60. hükümeti de kurmuştur. Bugün siyasi arenada AKP ye alternatif olabilecek milli ve merkezi sağ oluşumu arayışları DP lideri Namık Kemal Zeybek ve TP lideri Abdüllatif Şener, merhum Erbakan’ın cenaze merasimi esnasında dillendirmişti. Geriye kalan seçim süresini göz önüne aldığımızda artık bu dönem için geç kalınmış bir oluşum planı olarak görebiliriz. Öncü Erbakan vefat etti. Bundan sonra ne olur? Bu kısa sürede böyle güç birliği oluşumu ve girişimi olursa Tıpkı ANAP ve DP nin durumuna düşmeleri muhtemel.  

Önümüzdeki seçimde muhtemelen oynak oylar fazla yer değiştireceğe benzemiyor. Bu nedenle Sıralama değişmese de genel mana da hepsinin oylarında biraz azalma olacak. Zira medyada tartışılan 8, 5 yıllık İktidar partisi, 8, 5 yıllık muhalefet partisi ve alternatif muhalefet partisi(!) dışında yeni oluşumları da göz ardı etmemeliyiz. Pastadan bu partilerde pay almak isteyeceklerdir ve alacaklardır da ancak %10 baraj nedeniyle yetmeyecektir hatta seçim ertesinde bazı partilerin kapanması bile söz konusu olacaktır. Kemik oy diye tabir ettiğimiz kitle çok olmasa da MHP ve BDP de daha oturmuş durumda. Öncelikle her görüşe saygı duymalıyız. Kararlı seçmen olduğu gibi oynak seçmen (!) gurubu da mevcut. Yukarıda oturmamış karakterdeki oylar hakkındaki gözlemlerimden bahsettim.  

Şuan da beklentisi olan ve hatta gözaltında bulunan kişiler mevcut aday olur ya da aday gösterilirlerse taraftarları veya sevenleri destekler fakat bağımsız adaylıklara yeteceğini zannetmiyorum. Haksız yere tutuklu bulunan gazeteci, bilim adamı, bürokrat, emekli asker(!) gibi şahsiyetlerin seçilme olasılığı yüksek yer ve sıralardan aday gösterilmelerini arzu ederim. Sağcı, solcu, liberal kim olursa olsun. Bu haksız esarete dur demek adına yargılamaların gecikmesini, adını hatırlamadığımız demir parmaklıklar ardındaki hürriyetleri kısıtlanan insanlarımızın haklarının aranmasına kapı açmak ve bürokratik yargısal engellerin kaldırılması ve yargılamaların çabuk neticelendirilmesi adına bu adım mutlaka atılmalıdır ve seçim bir fırsattır. Bayan milletvekili sayısını kota koymaksızın arttırmak parti içi ön seçimlerde yeterli tercih sırasında olmasalar da bu iki unsurun kontenjana alınmaları gereklidir. Ayrıca, tutuklular adına dokunulmazlık zırhına bürünmek ve kendilerine atfedilen suçlamalardan kurtulma olarak algılanmaması gerek.