- Kategori
- İnançlar
16 saniyenin tılsımı
İyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz, saf, yoğunlaşmış bir düşüncenin oluşması için 16 SANİYE gerekliymiş.
Bu kısa süre içinde, üzerinde hislerimizi de katarak düşündüğümüz şeyle aynı frekansa gelip bu şeyi çekmeye başlıyormuşuz. 16 saniye ya da daha uzun bir süreyle titreşimlerimize dahil ettiğimiz her şey, istesek de istemesek de bize doğru yola çıkıyormuş.
Yeni yılda kendimize bir kronometre mi alsak da alışana kadar her 16 saniyede bir çalsa.
Dünyayı küçücük bir sim karta sığdıran, mesafeleri yok eden teknoloji, şu olumsuz düşüncelerimizi algılayıp anında olumluya çevirebilecek bir alet geliştiremedi ki daha! Beyin dalgalarımıza sızıp kötü düşünceleri yakaladığı anda bizi uyaracak bir hatırlatıcı…
Ya da dünyanın öbür ucundaki sevdiklerimizle bizi buluşturan gsm operatörleri, kendi iç sesimiz ile bağlantı kurdurup, bilinçaltımızla konuşturabilse ya bizi! Bilinçaltımızla sohbet edebilsek tüm tepkilerimize hakim olur , başımıza gelecek olaylar üzerinde daha kontrollü olmaz mıydık? Bu operatör hepsinden popüler mi olurdu yoksa anında batar mıydı bilinmez. Kim kendi iç sesini duymak isteyecek kadar cesur?
Ben bu yazıyı yazarken başladım 2008’de bana doğru yola çıkmasını istediğim şeyleri düşünmeye, siz okurken de düşünüyor olacağım, siz de geç kalmayın, 16 Saniyeniz Başladı!
Yeni yılda güvenle ve inanarak beklediğiniz her şey sizin olsun…