Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

17 Aralık unutulmadı, unutulmayacak!

Önümüz-arkamız “Sobe” yerine “Siyaset” oldu; Allahım, bu kadar yeterli toplum haline ne zaman geldik?

Hayır yani; siyaset kişinin kendi varlığının farkına varıp da, kendi sorgulamasını yaptıktan sonraki duruşudur; diğer türlüsü üzerinde oynanan oyunlara kanmaktır!

Mesela, aklı başında olan hiç kimse “Trafoya kedi girdi!” açıklamasına inanmaz; inananlar kendi kişilik sorgulamalarını yapamamış olanlardır!

Bizler henüz tecavüzü sorgularken, siyasete nasıl adım atıldı? Hayret!

Eğitimi sorgularken, misal, sanki aşmışız gibi bir de ahkam kesiliyor; çocuk kızını başlık parası karşılığı satan adam siyasete soyunuyor!

Duyan da her bir vatandaşımız eğitimli, özgür iradeli, iş-güç sahibi olmakla birlikte hobileri olan ve de bu arada yaşadığı ülkenin siyasal sorunlarına kafa yoran bir halk var sanır!

Kim kimi kandırıyorsa artık: Sobe!

******

En tedirgin olduğum konu şu: Öyle bir alışkanlık haline geldi ki artık tepki veresimiz bile kalmadı: Her yerden üç kağıtlar çıkıyor, ille de adını koymak gerekmiyor, hükümetin el attığı her yerden pis kokular çıkıyor. Bizler tam da “Bunlar nedir?” demeye hazırlanırken “Sizler var ya, sizler! Osunuz, busunuz!” deniliyor!

Valla ben o da değilim bu da; pis kokular var diyorum; özgür iradeli bir savcı sesimi duysun istiyorum; umudum tükeniyor, bir ses duyamıyorum!

******

Duyduğum sesler haberleri veren gazetelerden geliyor, Ağrı’da on üç kez sayım tekrarlanıyor, Ankara’da gerek yok!

Duymak istediğim sesler bu değil, halbuki!

Özgürlüğün sesleriydi!...  

******

Duymak istediğimiz ile duyduğumuz sesler farklı olduğunda; eğer ki bir halk eğitimli, bilinçli, var olmasının ayırdında olan, yaşamsal hedefi ile birlikte hobileri olansa; ne mutlu!

Diğer türlüsü ne olduğunun bile farkında olmayan koyun sürüsüdür! Ne kadar yardım etmeye çalışsan da ille de püskürtecek bir kalkanı vardır!

O kalkanı ona verenin amacını hiç bilmeyecek olsa da; sonuna kadar kullanacak!

******

Oysa bizler O’nun için çabalarken; okusun kızlarımız derken, çocuk gelinler olmasın derken ne emekler harcadık! Yaptıklarımızı yaldızlayıp da anlatmadık! Allah adını kullanarak da reklamlamadık!

******

17 Aralık unutuldu mu? Peşinden gelen depremler? Salak yerine konulmamız yetmedi mi?

Sandıklarda dönen dolaplar, falan…

Kendi uçkuruna sahip olamayan erkeklerin bir anda siyasal alanlarda boy göstermelerine kim inanır?

Hani duyan, gören diğer milletler sanır ki “Hay yarabbi, nasıl bir toplummuş ki her türlü kişisel sıkıntılarını aşmışlar da, yalnızca siyasete odaklanmışlar!”

******

İşsiz gençlerin cebine iki kuruş konulunca bülbül kesiliyorlar oralarda-buralarda; olumsuz konuşanlar da attırıldılar mı yazdıkları yerlerden, YSK da yanlarında olduktan sonra: Her yer Tayyip, Her yer Erdoğan!

Pardon, cılız bir ses mi duydum oradan?

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..