17 Nisan rüzgarı

Güzel yurdumuzun yüzlerce noktasında harlanan Köy Enstitüleri ateşi, Kartal’da da ışıdı. Kuruluşunun 68. yıl dönümünde Maltepe Ünüversitesi Dragos Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen anma / kutlama, büyük ilgi gördü, beğeni aldı.                                  

Türkiye Emekli Öğretmenler Derneği Kartal Şubesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kartal Şubesi’nin birlikte düzenledikleri etkinlikte Köy Enstitülerinin yaşamını yansıtan resim sergisi, Hasan Seçkin’in karikatür sergisi, Dr. Hüseyin Karakuş’un Köy Enstitüleri Belgeseli, imza ve söyleşi: Hasan Kıyafet, Nazan Moroğlu, Gürşen Kafkas, Muhsin Durucan, Hasan Seçkin, Türkay Korkmaz, Niyazi Yaşar; Müzik dinletisi: Kent Ozanları Grubu, Serhat Turunç, Göktuğ Çelik, Serkan Yıldız vardı.

Avukat Celal Ülgen’in yönettiği açık oturum’un konuşmacıları ise: Gürşen Kafkas (eğitimci yazar), Muhsin Durucan (eğitimci yazar), Hasan Kıyafet (eğitimci yazar), Metin Gökyokuş (Maltepe Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Müdürü) ve Av.Nazan Moroğlu’ydu.(İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı)

Celal Ülgen: Köy Enstitüleri, başarılı ve çağdaş kurumlardı. Onlardan yararlanacağamız sonuçlar çıkarmalıyız. Karanlık güçler, ulusumuzu, bağımsızlığımızı, bölgemizi tehdit eder duruma geldiler. Enstitüler ruhuyla yeniden dik durmaya geçmeliyiz

Gürşen Kafkas: Köy Enstitüleri, toprağımızın ve insanımızın sorunlarına çare üreten insanları yetiştirdi. Kalkınmamızı, çağdaşlaşmamızı istemeyen feodal ve gerici çevreler bunu durdurdu. Bu çevreler, bugün de bunu yapmaktadırlar. Öyleyse, yazboz tahtasına çevrilen, her gelenin çomak soktuğu, gayri milli eğitim sistemini Köy Enstitüleri ışığında ulusallaştırıp kalıcı kılmaktan geçer kurtuluşumuz.

Muhsin Durucan: Köy Enstitüleri, Anadolu’nun yüzyıllara dayalı imece (paylaşımcı) geleneğine dayanır. Dersler uyglamalı, sanat ve bilim ağırlıklıdır. Kitap ve kitaplık, en çok bu dönemde artmıştır. Kişi başına yıllık okunan kitap sayısı 25’tir. Bugün bu sayı 5’ler düzeyinde olup ayrıca seçici de değildir. Bu yüzden gericiliğin karanlığına saplandık. Yeniden güler yüzlü, hoşgörülü, üretken, sorgulayan, özgür bireyi yetiştirecek eğitim modeline dönmeliyiz.

Nazan Moroğlu: Cumhuriyet ve onun çağdaş eğitim kurumları olan Köy Enstitüleri, ümmet bireyi olan kul yerine laik hukuk sistemini ve özgür bireyi hedefledi. Bugün de çağdışı anlayışların temsilcileri, halkı kul yapma ve ülkeyi sömürge valilerine teslim etme çabasındalar. Buna izin veremeyiz.

Metin Gökyokuş:  Köy Enstitüleri; üretkenliğin, laikliğin, demokratik yönetimin, iş içinde eğitimin kurumlarıdır. Nüfusumuzun yüzde sekseni köylü olduğu için de köyü ve köylülüğü programlamıştır. Bugün ise köyler boşaltılmış, ancak kentler köyleştirilmiştir. O nedenle, Enstitülerden esinlenerek, Kent Enstitüleri oluşturmalıyız.

Hasan Kıyafet: Tarih, günümüzle köprü kuramıyorsa tarih olmaz. Köy Enstitülerinin eksiklerini gidererek okullarımızı ve eğitim sistemimizi çağdaşlaştırmalıyız.Çünkü bir sisitem, ancak kendini yaşatabilecek insanlarla kalıcı olabilir. Örneğin,Cumhuriyet, medreselerin yetiştirdiği insan tipiyle yaşayamayacağını gördüğü için Köy Enstitülerini kurdu.Bugün de bu kurumların bıraktığı boşluğu doldurmak, bizim için yaşamsal bir zorunluluktur.

Köy Enstitüleri, biz köylü çocuklarını önce insan yerine koydu. Sonra sevdi, bilgi ve beceriyle dınattı, üretken yaptı. Böylece bizi onurlu ve korkusuz kıldı. Çünkü muhtaç insan ne korkularını kolayca yenebilir ne de onurunu koruyabilir. Bu gerçeklikten olsa gerek, 12 Martçılar tabanlarımıza vuruyordu. 12 Eylülcüler kafamıza vurmaya başladılar. Uyanmamızı istemediler. Uyanmadan insan olunur mu hiç!?

17 Nisan 2013'e düşen not:

Köy Enstitüleri'nin 68. kuruluş yıldönümünde alanlarında uzman eğitimciler yakınmalarını, kaygılarını sağır kulaklara duyurmaya çalıştılar.Ne yazık ki duyan yok.

Bugün yine başka bir yıldönümü Köy Enstitüleri'nin.Salonlarda yine dile getirilecek Köy Enstitüleri.Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kurumları nice yurtseverler yetiştirmişti.O kuşak bitti ama, Köy Enstitüleri özlemi bitmeyecek.