Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '19

 
Kategori
Tarih
 

1915 Keşan'dan Çanakkale'ye

Enez’den başlayan Saroz Körfezi, Keşan’da Yayla, Erikli, Mecidiye, İbrice Limanı, Gökçetepe, Sazlıdere’yi de içine alarak tüm Gelibolu Yarımadası’nı kapsar.

Ege Denizi’nin en ucunda, kuzey kıyılarını oluşturan; Gelibolu Yarımadası ile Keşan’dan Enez’e doğru uzanan kıyı şeridi arasında kalan Saroz Körfezi, İstanbul’a 250 kilometre uzaklıkta, Tekirdağ’a 120 kilometre, Edirne il merkezine ise 150 kilometredir.
Gelibolu Yarımadası gibi Trakya’nın Ege Denizi’ne açılan kapısı olarak görülebilecek Saroz Körfezi’nde, Keşan-Enez boyunca uzanan girintili çıkıntılı kıyılar, 75 kilometre boyunca uzanır. Bu kıyıların 40 kilometresi Keşan ilçesi, 35 kilometrelik bölümüyse Enez ilçesi sınırlarında kalır.
Çanakkale Kahramanı Yarbay İzzeddin’in günlüğünden yararlanarak Keşan ve çevresinde Çanakkale direnişinde neler yaşandığını bir kez daha anlamaya çalışalım: “… Savaş düzeni 5. Ordu Karargâhının oluşturulmasından sonra alınmıştı. Daha önce sahil gözetlemesi için iki görüş vardı: Birincisi, düşmanı sahile çıkartmamak; ikincisi de düşmana sahile çıktıktan sonra taarruzla karşılık vermek. 3. Kolordu tarafından birinci görüş daha uygun görülmüş, savaş düzeni bu ana esas üzerine kurulmuştu. 5. Ordu’nun kurulmasından sonra 5. Ordu, 3. Kolordu, 9. ve 19. Tümen komuta kadrosu sahili incelemiş (13 Nisan 1915) ve sonuçta sahilin gözetlenmesine karar verilmiştir.”

Bu kadar büyük asker nakliyatının yanında o askerin kullanacağı, giyecek, yiyecek, cephane, silah, araç ve malzeme nakli ihtiyacı büyük bir deniz yolu nakliyatını da vazgeçilmez kılıyordu. Nitekim 23/24 Şubat 1915 tarihinde Yarbay Mustafa Kemal Bey’in 57. Alay ile birlikte Tekirdağ’dan ayrılarak Halep ve Reşitpaşa vapurlarıyla Maydos’a geldiğini Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından öğreniyoruz. (Bir Kahramanlık Abidesi 57. Piyade Alay Şehitler Alayı, Ankara 2003, s. 23. 11) Ordunun başarısı için Marmara Denizi’nin kontrol altında tutulması mutlak şarttı. Gelibolu Yarımadası’ndaki Osmanlı kuvvetlerinin her bakımdan ikmalini sağlayacak nakliyat için kullanılan en önemli yollardan biri de Uzunköprü’ye kadar tren ve buradan Keşan yolu üzerinden Bolayır ve Gelibolu’ya giden yürüyüş yoludur. Tekirdağ’daki 57’nci Alay’ın ihtiyatları, Keşan’daki 27’nci Alay, Uzunköprü’deki o dönemin 15’inci Hava Taburu, bu yoldan intikal etmiştir.

(Günümüzde, Keşan Doğa Çevre ve Kültür Derneği DOÇEK üyeleri; her yıl düzenledikleri etkinlikle, temsili 57. Alay ve 15. Hava Bölüğünü Keşan'da karşılar. Karşılama sonunda Keşan’daki 27’inci Alay, 57’nci Alay ve 15’nci Hava Bölüğü’nü temsilen diğer katılımcılarla birlikte Keşan-Gelibolu etabında yürürler.) 

1915’teki ikmal yolları şöyledir;

İstanbul-Çanakkale deniz yolu,

Uzunköprü’ye kadar tren ve buradan Keşan yolu üzerinden, Bolayır ve Gelibolu’ya giden yol.

Karadan Boğaz’ın Anadolu yakasına ve oradan Rumeli yakasına aktarma yoludur.

1915’te Kıyı, zayıf gözetleme birlikleriyle tutulmuştur. Kuvvetli ihtiyatlar (her an harekete hazır yedek kuvvetler), düşmanı karaya çıktıktan sonra karşı taarruzlarla denize dökmek üzere hazırlanmıştır. 5’inci Ordu’nun Saroz Körfezi kuzeyinde Enez’de başlayan sorumluluk alanı Keşan’da Yayla, Erikli, Mecidiye, İbrice Limanı, Gökçetepe, Sazlıdere’yi de içine alarak tüm Gelibolu Yarımadası’nı kapsar. Saroz Körfezi’nin Keşan-Enez kıyılarında Bağımsız Süvari Tugayı görev yapmıştır.

Gelibolu Yarımadasında, 3’üncü Kolordu emrinde 7’nci ve 9’uncu Tümenler, ayrıca 5’inci Tümen, Bağımsız Süvari Tugayı ve 5’inci Ordu’nun genel ihtiyatı olarak 19’uncu Tümen bulunmaktadır.

3’üncü Kolordu Komutanı: Tuğgeneral Esat Paşa, Kurmay Başkanı: Yarbay Fahrettin (Altay).

5’inci Tümen Komutanı: Yarbay Hasan Basri, 13’üncü Alay Komutanı: Yarbay Ali Rıza, 14’üncü Alay Komutanı: Yarbay Ali Rıfat, 15’inci Alay Komutanı: Yarbay İbrahim Şükrü.

7’nci Tümen Komutanı: Albay Ali Remzi, 19’uncu Alay Komutanı: Yarbay Sabri, 20’nci Alay Komutanı: Binbaşı Halit, 21’inci Alay Komutanı: Yarbay Halil bulunmaktaydı.

9’uncu Tümen Komutanı: Albay Halil Sami, 25’inci Alay Komutanı: Yarbay Mehmet İrfan, 26’ıncı Alay Komutanı: Yarbay Hafız Kadri, 27. Alay Komutanı: Yarbay Mehmet Şefik (Aker).

19’uncu Tümen Komutanı: Yarbay Mustafa Kemal (ATATÜRK), Kurmay Başkanı da Yarbay İzzettin (Çalışlar), 57’nci Alay Komutanı: Yarbay Hüseyin Avni’dir.
Gelibolu Yarımadası’nda ayrıca, Gelibolu ve Bursa Jandarma Taburları bulunmaktadır.

“Ordunun kuvveti: 84.000 kişi ve 72 top idi. Silahımız azdı. Askerin sadece tüfeği, kasaturası ve bombası vardı.”

5’inci Ordu Komutanı Alman Liman Von Sanders, kuvvetleri 3 guruba ayırdı:

Saroz mıntıkasında; 5. ve 7. Tümenler,

Yarımadanın güney bölgesinde; 9. Tümen,

Boğazın Anadolu yakasında; 3. ve 11. Tümenler,

Maydos ve Bigalı mıntıkasında ordu ihtiyatı olarak 19. Tümen.

Süvari Tugayı da Saroz körfezi kuzeyini gözetleyecekti. (Tarihçi Melike Bayrak)

18 Mart sonrasında Müttefikler, işgal için yarımadanın en güneyindeki en büyük yükselti olan Alçıtepe’yi ana hedef olarak planlamıştı.
Yarımadanın orta kesiminde Arıburnu yarları zirvesi olan Kocaçimentepe civarını da ikinci işgal hedefi olarak planlamıştı.
Müttefiklerin Boğaz’ı donanma geçişine açmak için yaptıkları esas hedef tespiti son derece anlaşılır halde idi…

Bu iki zirve çok kısa sürede işgal edilince, birlikler Kilitbahir platosunda birleşecekler; bir taraftan sahil savunma topları tahrip edilirken, diğer taraftan mayın hatları temizlenecekti.

Neticede Çanakkale Boğazı girişinde Ege’de bekleyen Birleşik Filo, İstanbul yolunu tutacaktı. 
Nihayetinde üzerinde güneş batmaz İngiltere, şöhretine şöhret katacak ve Cihan Harbi de son bulacaktı (!)
Sonuç olarak, 24 Nisan 1915 günü İngiltere neredeyse buna hazır durumdaydı. 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Ahmet Esenkaya’nın da dediği gibi özellikle Müttefikler adına savaşacak askerler “Sömürge imparatoru olan efendilerinin yılın sonunda nasıl ters-yüz olacaklarını…” bilmeden, hücum emrini bekliyordu. 

İngilizler, Çanakkale'de 18 Mart yenilgisini bir türlü içine sindiremez. 
21 Nisan günü harekât emri verilen Müttefik Kuvvetler, çıkarma için artık sadece elverişli bir hava durumu beklemeye başlar.

Sonuçları itibariyle Çanakkale direnişi, savaşın iki yıla yakın uzamasından tutun da, Bolşevik ihtilâline, İngiltere’nin sömürgelerde itibar kaybına kadar beklenmedik pek çok gelişmenin yaşanmasına sebep oldu. 
Belki de bunun özünde, “üstünde güneş batmayan” sömürge imparatorluğu İngiltere politikasına yön verenlerin, meseleyi hafife alır tarzda “inat” ve “gurur” tabanında “Türk’e ders verme” düşüncesi ağır basmaktadır. Emperyalistler bu nedenle Çanakkale’yi asla unutmazlar! 

 

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..