Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '14

 
Kategori
Güncel
 

2 Temmuz … Sivas olaylarının içleri yakan günü. Hoşgörü ve sevgi ortak değerindir, unutma. Anadolu

2 Temmuz … Sivas olaylarının içleri yakan günü. Hoşgörü ve sevgi ortak değerindir, unutma. Anadolu
 

Muğla Gazi Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde Sivas madımak sahnelendi


Sivas Ulus’a gittiğimde Mustafa Kemal Paşa’nın Sivas kongresini gerçekleştirdiği o masa ve koltuğu 1. Meclis binasında görmek ne çok ne çok heyecanlandım.

Fotoğrafını görüntüledim. Daha sonraki yıllarda gittiğimde o masayı göremedim. Görevlilere sordum, Sivas’taki o binaya gittiğini söylediler. Öyle mi orada mı sergileniyor?

Sivas Anadolu’nun tam bağımsızlığının ilan edildiği yer.

O yılları kim yaşattı? O yıllarda ülke neden paramparça yabancı ülkelerin işgali altında kaldı?  Mustafa Kemal Paşa bir Osmanlı askeri iken bir yurtsever idi. Ülkenin Osmanlı’nın gidişi içten içe yıkılıyor olması, halkın perişan olması, kolay tarihi olaylar değildi.

Osmanlı’nın üstünde dolaşan kara bulutlar ayıklanacak ülke kendi piramidinde yükselecekti.

Zor yıllar, savaşlar Osmanlı’nın belini bükmüştü. Bir gün geldi diğer uluslar Osmanlı’yı kendi öz yurdunda sıkıştırdı, işgal altına aldı.

Böylesine tarihsel acılar, dramlar ve  gerçekler Mustafa Kemal Paşa’yı içte içe düşündürüyor, içinde yanıp sönen büyük ateş ile Anadolu’yu özgürlüğüne, ülkenin bağımsızlığını kazandırmalı diye düşündürüyordu.. Türk ulusu yeniden dirilmeli, bu boyunduruktan kurtulmalıydı.

Kolay değildi o yıllar savaşlar, yengiler, işgaller.

Mustafa Kemal Paşa Amasya’da başlattığı gaz lambalı odada aldığı kararları Sivas’a taşıyacaktı.

Tartıştılar, hatta Halide Edip Adıvar Amerikan mandası altına girmeliyiz, dedi.

Oysa ki Mustafa Kemal Paşa ülkenin bağımsızlığına ve Türk ulusunun özgürlüğüne, iradesine inanmıştı.

O nedenle Sivas Türk ulusunun yeniden dirilişi ve yeniden var oluşunun tarihsel izlerini düşürür.

Bir belgeseldir Sivas. Sivas Anadolu, ulusun kendi öz yurdu demektir.

Her şey ne kadar da zor geçmiş o günlere doğru çıkmıştır.

Türk milleti kendi öz varlığına böylesine tarihsel gerçeklerin, yüzyılların, yıkılmışlığın, yok edilmişliğin içinden gelmektedir.

Sivas 2 Temmuz nedense bana bunları anımsatır. Sivas yolları. Anadolu’nun hoşgörü duygusunun ortak varlığıdır.

Tarih 2 Temmuz 1993’ü göstermekte. Bir çok şair, aydın, yazar orada buluşacak etkinlikleri, semahı sevgiyi dillendireceklerdir.

Dün gece Muğla Gazi Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde Sivas’ta yakılan, yanan canları dile getirdi Muğla Sanatseverler Derneği. Yana yana ağıttan umuda…

Sivas davasını olaylarını yakından üstlenen Cumhuriyet Kadınlar Derneği Başkanı Av. Şenal Sarıhan konuştu.

Ve Sivas davalarının ardındaki tanık olduğu olayları, olguları verdikleri mücadeleyi, polis ve mahkeme tutanaklarını ve olay öncesi yaşanan olayların emniyet, valilik ve belediyece geçilen bildirileri tertiplenen olayların iç yüzünü anlattı. MADIMAK OTELİ'NİN merdivenlerinde ölüme göz kırpanlar, aydınlığa ateş yakanlar, toplanan 5 - 15 bin arası kışkırtılan ve çevrelerden getirilip yerleştirilen ve ölüme göz kırpmadan gidenler otelin merdiveninde oturup son anlarını yaşayan o "CAN"lar.. Avukat Şenal Sarıhan bir eylemi belirleyen amaç o eylemde atılan sloganlardır, demektedir. Sivas’ta kurulan Cumhuriyet’in değerlerine karşı şeriat isteriz diye toplanan kalabalığı, mahkemede verdikleri, verecekleri  mücadeleyi  o anları belge yüklü duygu yüklü cümlelerle anlattı. Sivas'ta yakılan diri diri o canları saygıyla anıyorum. Onca kalabalık içinde sadece 150 kişi civarında suçlu tesbit edilmeye çalışıldığı ve mahkeme sürecinin iç yüzünü ve tabloyu, dışarıya kaçırılan sanıkları ve sanıkların nasıl korunduğunu , tanıklara  ve mücadele eden avukatlara nasıl hakaret edildiğini anlattı. Ve Muğla'daki geceye katılanlar konuklar, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş ve Mehmet Güven, meclis üyeleri. Ünal Türkeş, Hayrettin Şahin ayrıca bugüne dek gece gündüz demeden Muğla'nın sanatsal, ve kültürel olgularını saygı ile destekleyen ve katılan DSP eski milletvekili Fikret Uzunhasan ve eşi Neriman Hanım. Yine birlikteydik. Gecede sazda yanık ezgileri , türküleri ile Hüsnü Özbilgi ve Sadettin beyin çalışma arkadaşları şiirleri ile mezarlarına, gelecek nesillere ışık yaktılar.

Onlar Anadolu’nun bağrına türküleri, şiirlerini, insanını ekmeye gittiler. 37 candı. Yandılar. Bir türkü duydun mu? O Anadolu’dur. O Sivas yoludur.

Bir şiir var mı o Anadolu yaylalarını anlatır. Bir hoşgörü gülümseme gördünse Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre’dir.

Bir yanık bağrın varsa o senin insanındır.

Onlar senin can yoldaşlarındır.

Sivas’ta meydana gelen olay o günkü kadar tarihte kara öylesine canlı anımsanmaktadır.. Ancak bilinmez mi ki, tarihler bu coğrafya, Anadolu, bu insanlar en köklü Türk milletinin kaderidir, aydınlığıdır, geleceğidir. Çıkaracaktır, kendi varlığını hep Cumhuriyet’in , özgürlüklerin ışığında bu topraklarda ulu yaşayacaktır.

Bu yurdun Ataları, kanlarını, canlarını bu vatan, bu özgürlük, kendi öz varlığı için vakur ve gururlu duruşu ile akıtmıştır. Emanet etmiştir yurdunu, ulusunu, sen de koru. Tünelin ucundaki ışık, senin ve ulusunun yaşam haklarıdır.

Işık ve gelecek, hoşgörü ve sevgi ortak değerlerindir, ortak yaşam coğrafyandır.

Sivas olaylarının içleri yakan, bizi bize düşüren bir olaylar bütünü olduğunu düşünerek birlik ve beraberliğin bir ulusun  en büyük geleceği ve özgürlüğü olduğunu anımsayalım..

Bir daha yanmasın Anadolu’m, bir daha tükenmesin canlar. Bir olalım türküleri, ekmeğimizi ekelim Sivas yollarında. 

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..