Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '07

 
Kategori
Yılbaşı
 

2007'den 2008'e giderken

2007'den 2008'e giderken
 

Hoş geldin yeni yıl.


31 Aralığı 1 Ocağa bağlayan geceleri sevmem. Ne bileyim sevemedim bir türlü.

Hiç yanlış anlamayın. Eğlenceye karşı değilim. Eğlenelim, oynayalım ve güzel bir gece geçirelim. Ben buna karşı değilim. İnsanlar bir tutturmuş yılbaşı, yılbaşı diye. Ortada ne giden var ne gelen. Saat olmuş 24.00, hoş geldin yeni yıl diye herkes birbirine sarılır öper yeni yıllarını kutlalar. Hâlbuki ben küçüklüğümden beri canlandırmışsımdır. Arkasında bohçasını almış giden bir ihtiyar hadi bana müsaade yolcu yolunda gerek benim vaktim doldu diyor. O sırada bir kapı çalınıyor daha yeni doğmuş bir bebek giriyor içeriye. Bir yerde devir teslim töreni yapılıyor. Ömrünü dolduran yıl gidiyor hiç yaşanmamış bir yıl geliyor. Ama değişen bir şey yok. Yalnızca değişen o yılı belirten rakamın bir fazlası olarak değişmesi.

Eskiden insanlar bakmışlar bir gün gökyüzünde ki herhangi bir yıldız güneşle birlikte doğmuş. Ertesi günde aynı yıldız güneşten yaklaşık 4 dakika erken doğmuş. Bundan sonra ki günleri takibe alıp yıldızın güneşten her geçen gün bir önce ki günden 4 dakika daha erken doğduğunu görmüşler. Ve yaklaşık bu 4 dakikalar birike, birike bir gün oluncaya kadar günleri saymışlar 365 gün sonra aynı yıldızın tekrar güneşle birlikte doğduğunu görmüşler. Bu şu demek: Yıldız güneşten çok çok uzaklarda olduğu için dünyanın ekseni etrafında ki tam dönüşü yaptığı an yıldızla aynı konuma gelmektedir. Hâlbuki güneşle aynı konuma gelebilmesi için bir yaklaşık 4 dakika kadar bir zaman daha geçmesi gerekmektedir. Dünya kendi ekseni etrafında döndüğü gibi güneşin etrafında döndüğü için yıldız ile güneşin tekrar aynı konuma gelebilmesi ancak 365 gün sonra olabilmektedir. İşte insanlar buna 1 yıl demişler.

Teleskopun icat edilmediği eski dönemler de bazı parlak cisimlerin (halen biz bu cisimleri çıplak gözle takip edebilmekteyiz) bunlar Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter e Satürn dünyamız gibi güneşin etrafında dolandıklarından gezegen demişler. Yıldızdan farklı olduklarından Güneş ile Ay’ın da eklenmesi ile 7 tane gözle takip edilebilen cismi 7 günde sınırlandırıp haftayı oluşturmuşlardır.

1 yıl 52 haftaya denk gelmektedir.

Uydumuz Ay’ında dünyanın etrafında dönme süresi olarak 30 günü baz alarak 12 adet ay oluşturulmuş. Ama fazlalık olan 5 günü diğer aylara paylaştırmışlar ve gün sayısını 31 yapmışlar. 2 ay daha 31 olunca Şubat ayı 28 olarak kabul edilmiş. Ancak 1 yıl 365 gün 6 saat olması nedeni ile 4 yılda 1 gün artacağından dörde bölünen yıllar da Şubat ayı 29 olmaktadır.

Bir yılda 12 ay vardır.

    Ocak ayı 31 Şubat ayı 28 dörde bölünen yıllarda 29 Mart ayı 31 Nisan ayı 30 Mayıs ayı 31 Haziran ayı 30 Temmuz ayı 31 Ağustos ayı 31 Eylül ayı 30 Ekim ayı 31 Kasım ayı 30 Aralık ayı 31 gündür.

İnsanlar takvime göre programlarını ona göre yapmaktadırlar. Düğünler, davetiyeler ona göre ayarlanmakta insanlar zaman vererek davet edecek kişileri çağrılmaktadırlar. Yazı yazmalar ona göre yapılmakta hatta bir olayın üstesinden ne kadar zaman geçtiği de takimlerin yardımıyla hesaplanmaktadır. Eğer randevunuz varsa zamanı ayarlamanız takvime ve saatinize göre yapmaktasınız. Yani zaman hesaplama ve takvim gerekmektedir insan hayatı için. Bu kaçınılmazdır.

Dünya’nın hareketi ile oluşan zaman, dilimler halinde bölünmüştür.

En küçük zaman dilimi saniyedir. 60 saniye geçince 1 dakika geçmiş olur. 60 dakika geçince 1 saat yaşanmış olur. 24 saat yaşanınca ömürden 1 gün geçirmiş oluruz. 7’şer günler geçince haftalar, 30’ar günler geçince aylar ve 12 ay geçince 1 yıl geçer.

1 yıl
12 Ay
52 Hafta
365 Gün veya 366 Gün
8.760 Saat veya 8.784 Saat
525.600 Dakika veya 527.040 Dakika
31.536.000 Saniye veya 31.662.400 saniyedir.

İşte o yıllar sıralanır sırası gelen gelir belirtilen süre içersinde kalır ve zamanı dolunca gider.

Yıllar da geçer gider. İhtiyarlarız. Yaşadığımız zaman diliminde bunun farkına varmayız da. Kalp kırmalar, tatsız olaylar yaşarız güzel günler gibi. Sonunda arkaya döndüğümüzde “A ne kadarda zaman geçmiş deriz.” Öyle değil mi?

Şu an öyle bir ana yaklaşıyoruz. 31 Aralık’ta saatlerin 24’dü vurduğu an koca bir yıl gidecek yeni bir yıl gelecek. Sefa getire. İnsanlar hiç düşünmezler ben geçmişte ne yaptım diye. Ne hatalar işledim diye. Hep ileriye bir umutla bakarlar.

2007 yılı 2 gün eksiği ile yaşandı ve bitti. Yaşanmamış o 2 gün de yaşandıktan sonra acısı ile tatlısıyla bir yıl daha tarihe gömülecek. İnsanlar bir umutla yaşasın yeni yıl diyecekler. Ben de buradan ama tüm insanlık âlemine iyi yıllar diliyorum. Terörsüz, insanların acı çekmediği, insanların insanca yaşanılan bir yıl olsun istiyorum.

31 Aralığı 1 Ocağa bağlayan geceleri sevmem demişsim. Neden mi? Her sene bir ümitle bakmışsımdır gelen yeni yıla ama ne yazık ki o gelen yeni yıllar yaşandıkça iyi günler de olsa da hep acılar kalmış hafızalar da..

Gelen 2008 senesi diğer geçmiş yıllar ki gibi olmasın. Bir yıl sonra 2009 yılına girerken 2008 yılı için iyi şeyler yaşandı diyebilmeliyiz. O dileklerim bunun içindir efendim.

Saygılarımla.

Lütfen aşağıda ki link adreslerini tıklayınız

http://www.sevgidenizi.com/yeni_yil/001.htm

http://www.sevgidenizi.com/yeni_yil/002.htm

http://www.sevgidenizi.com/yeni_yil/005.htm

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..