Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

2010'a el sallarken

2010'a el sallarken
 

2010 a veda zamanı


Kimimize göre yitik bir yıl kimimize göre kazançlı bir yıldı mutlaka, fakat ne hikmetse iyi şeylerden pek tat alamayız bir şeyler takılır kalır boğazımız da yutkunamayız bile, acı acı üstüne.. Kim diyebilir ki onca yitirdiğimiz insanlarımız varken.. Doğanlarımıza sevinirken. Bir yıla daha el sallıyoruz artık geriye dönmeyesiye tıpkı eskiyip giden yıllar gibi. Daha dün doğdu elimize ne kadar da çabuk büyüdü maşallah derken.. Daha dün kaybetmiş gibiyiz bir yıl olmuş beş yıl olmuş gibi şaşkınlıklar geçiririz kaybettiklerimize zira zihnimizde hep canlı tutmuş unutmamışızdır ama zaman gelir ve geçer.

Şimdi anketler düzenlenir bir yılın kronolojisi çıkarılır ‘’in’’ ler , ‘’ out’’ lar ve ‘’en’ ler… 10.10.2010 da doğum yapıp evlenenler bunu bir uğur saydılar şimdi gözler 11.11.2011 e çevrilecek kuşkusuz. Bunlar da ayrı bir takıntı. Bir yıl daha geride kalmak üzere elimde size sunacağım çılgın istatistikler yok Her yıl düşündüğüm şu olmuştur. Bu yıl ne oldu? Haber arşivlerinde o kadar çok şey var ki hangi birini saysak? Aklıma gelenler, referandum oldu 12 eylül de, Şili de maden işçilerinin kurtarılışını canlı izlerken etkilendik kaybettiğimiz işçilerimize hayıflandık, İsrail Filistin’e yardım götüren Marmara gemisinde katliam yaptı. Türkiye öyle ya da böyle rest çekti İsrail’e.

Hürriyet baş yazarı Oktay Ekşi AKP liler için analarını da satarlar bunlar dedi ve istifa etmek zorunda kaldı. CHP çalkalandı duruldu. Saadet partisi bölündü. Erbakan robot asansörlerle kürsüye çıktı ve dünyaya kazık çakacağım mesajı verdi.

İmralı delik deşik oldu.. elini kolunu sallayan avukat ve korumalar eşliğinde terörist başıyla görüşmeye başladı. Ergenekon, balyoz, kozmik oda derken sivil irade askerin sesini kesmeye başladı. En son 3 generali görevden yetki kullanarak aldı. Genel kurmay da tık yok!

Tuncay Özkan, Mustafa Balbay gibi isimler ve şuan ismini sayamadığım yüzlerce kişi resmen toplumdan tecrit edildi. Hala Silivri ceza evinde beraat etmeyi bekliyorlar. 2010 da özel yetkili savcı modası çıktı. Tamamen hükümet güdümünde hareket eden., sorulduğunda ise hukuka saygı duymalıyız diyenler hukuku kendilerine uydurmaya çalıştılar. HSYK yapısı değiştirildi!..Sporda Anadolu rüzgarı esmeye başladı.

On binlerce gözü yaşlı aile bayramları tadamadı bile Şehitlerimizi Allah’a emanet ettik. Trafik canavarı can almaya devam etti. Sivil toplum kuruluşları işçi memur sendikaları renklerini belli etti.

Doktorlara muayenehane yasağı ve tam gün mesai doktorların tepkisini çekti.

Arşivden çıkan Ulu önder Atatürk’ün farklı konuşmaların bulunduğu kayıtlar heyecanla izlendi dinlendi.

Üniversitelerde türban sorunu rüzgar gibi esip geçti. İkna odaları kalktı. Şimdi neden türbanlı milletvekili olmasın teraneleri dolaşmaya başladı. Hatırlarsak Merve Kavakçı meclise geldiğinde Rahmetli Ecevit ‘’ Burası devlete meydan okunacak yer değildir’’ diye hiddetli bir şekilde tavır koymuştu. Şimdi şartlar şekiller milletin gözünün içine baka baka değişmeye başladı. İşin garibi milletin onayı ile!..

Referandumdan % 58 evet çıktı muhalefet panik yapacağına iktidar panik yaptı ve % 42 nin nedenleri için komisyon kurdular. Neden hayır dediler diye!. Muhalefet ise % 42 az değil Allah bereket versin yaklaşımı ile kendini avuttu Bu da ilginçti 2010 da.

Aslında bakış açılarına göre daha neler yazılır söylenir 2010 için içimden geçti bir şiirimi paylaşayım dedim sonra baktım ki öyle şiirle romantizmle olacak şey değil. Yukarıda bahsettiğim konular heves mi bıraktı içimde. Ama yinede güzellikler düşünelim olduğunca söz konusu karamsarlık olduğunda ise bir türkü, bir şarkı tutturalım gitsin hani korku şarkısı derler korkuyu yenmek adına.

İnsanoğlu ana rahmine düştükten sonra gelişir serpilir cenin bir bebek olur ve dünya ya gelir. Bu kadar basittir işte o bizim kocaman dünyamız sonsuz hayallerimiz zaman içinde oluşmaya başlar. Ben ise kendimi yalnız hissettiğim de derim ki ‘’ Farzet ki doğmadın’’ Kim bilir yeni yılda neler bekliyor bizleri ne olaylar olacak o zaman sizde benim gibi yapın boş verin yukarıda yazdıklarımı enler, yüzdeler atın çöpe çok karamsar olduğunuzda aşağıdaki şiiri okuyup geçersiniz yeter.

FARZET Kİ DOĞMADIN

Elemin, sevincini geçmişse eğer

Özlem dolmuşsa hep yüreğine

Arkadaşın yalnızlıksa kaderinde

Karanlık sarmışsa dört bir yanını

Hiç üzülme, farzet ki doğmadın

Dünyalara sığmaz gibi gelir hayalin

Oysa bir damladır küçücük yüreğin

Yaprağa düşmüş bir çiğ gibi beklersin

Buhar oluncaya değin..

Sevinçler kederler bir gün unutulur

Son anın hep bu andır, zaman su gibi yutulur

Kalmamışsa umudun, olmamışsa muradın

Hiç üzülme, farzet ki doğmadın

İçin içine sığmamışsa heyecandan

Mutluluk taşmışsa yüreğinden

Kavuşmuşsan sevdiklerine

Sarılmışsan doyasıya yaşamışsan kana kana

Hepsi yoksa şuan da kalmışsa mazide hatıra

Hiç üzülme, farzet ki doğmadın

Selam ve saygılar
 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..