Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

2010'a girerken

2010'a girerken
 

crofit


Yeni bir yıl başlıyor. Türkiye’nin kaybolan yılları çok. Ekonomide gelişme, demokraside iyileşme, toplumsal yaşamda yenilenme harcını karamadığımız her gün, aslında bir kayıptır. Bu yılı kazanmak zorundayız! Onu hak etmeliyiz!

Ülkemiz ve halkımız gittikçe artan ve ağırlaşan sorunlarla karşı karşıyadır. Yine de umut, bizim en vefakar ekmeğimiz. Ekmeği büyütmek ve hakça paylaşmak gerek…

Ekonomide katma değer artışı ve üretkenlikten oluşan yapısal dönüşüm katsayımızı yükseltmeliyiz. Yatırım olanaklarını da artıracak bütçe denkliğini önemsemeli, üretim süreçlerinde maliyetleri en aza indirgeyecek, ulaşım da dahil entegre projeleri yaşama geçirmeliyiz.

<ı>Dünya ne söylüyor? Katı ekonomik formların parçalanmasının yanı sıra, katıksız kapitalizmin de genleştiği ve mikrodalga kıvamında açlığı ve sefaleti kayıp Kıt’alardan görkemli bulvarlara yerleştirdiği aşikar. Piyasa toplumu ise; çözülmedir. Diğer yanda, kendi özgün dalga boyutundaki sosyal piyasa ekonomisi, karma anlayışımızdan motifler de taşımaktadır.

Yine de uluslar arası krizler çevriminde bir kez daha görülmüş olmalı ki, ekonomide kesin reçeteler bulmak ve olumsuzlukları bir başına aşacak duvarların ardına sığınmak çare değil. Kriz, kimine spekülasyon kimine karaborsa olarak giriyor. Kriz dinse, durgunluk ve stagflasyon sürebiliyor… Bu ve derinlikli gerekçelerle serseri paranın terbiyesi, örneğin bir Tobin Vergisinin uygulanması, artık liberallerin de kabul ettiği bir ihtiyaç olarak beliriyor. Çevre sorunları, karbon emisyonu ve kirletene ceza kesilmesi konusundaki oydaşma geç de olsa gelişiyor…

<ı>Türkiye nereye yürüyor? Bu anlamda, Türkiye’de de sürdürülebilir gelişme kavramına daha çok önem vermelidir. Daha kuramsal düzeyde ise, güvenlik kavramı ekonomik boyutuyla zenginleştirilmelidir. Kolluk gücü, silahlı kuvvetler ve yasal yaptırımlarla berkitilen bir iç ve dış barış ortamını, ekonomik hakkaniyet, gelir dağılımı adaleti ve geçerli bir sosyal devlet olanaklarıyla takviye edilmiş daha güvenilir bir güvenlik kavramıyla taçlandırmak, silaha değil sağlığa daha fazla kaynak aktarmak olanağını sağlayabilir.

Enerjide ulusal kaynaklarımıza sahip çıkmak paramıza sahip çıkmaktır. Global piyasada varlıkların blok olarak pey sürülmesindense alım maliyetlerinde dengeleme amacıyla koz olarak değerlendirilmesi aklın gereğidir. Uygun maliyetli elektrik ve ısınma fabrikalar için de aileler için de çok önemlidir. Enflasyon hedefi de bu olgulardan bağışık değildir.

Tarımın beslenme sorununun yanı sıra, barınmayla ilişkisi vardır. Unutmayalım ki, toprağı yetersiz köylüler göç etmektedir. Toprak yetmezse ve yeterli ürün vermezse hem çiftçinin hem de toplumun üzerindeki baskılar artar. Denizler dahil verim almak zorundayız. Yıllara yaygın ürün deseni garantisini sağlamak zorundayız.

Türkiye’nin "meselelerinin meselesi" eğitimdir. Eğitimin endüstriyle ilişkisini artırmak zorunludur. Ara insan gücü ve niteliği yaşamsal önemdedir. Diploma kadar meslek veren, meslek karşılığı iş veren, insanca emeklilik düzenine koşut istihdam düzeneği önemlidir.

Sosyal fonların amaç dışına taşması ya da dolaylı vergilerle tüketicisini ezen ve girişimcinin gözünü istihdam vergileriyle yıldıran bir düzenek yarar sağlamaz. Dış yatırıma açık olmalı, dış sahalarda da maç kazanabilmeli; dışarıya da yatırım yapabilmeliyiz.

Ekonomik alanda evrensel standartları kabul yeteneğimiz, demokratik anlamda yenilenmeye yönelik direnç eşiğimizle örtüşmeyebiliyor. Oysa ekonomide de demokrasiyi sağlayarak; üretim kararlarına sendikayı alarak, emekçileri sendikalarla daha yoğun buluşturarak, ilerlemeliyiz.

İnsan hak ve özgürlükleri 7 gün 24 saat anlayışıyla işlemelidir. Kültürel farklılıklar içinde birliğimizi korumanın bir tutarlı yolu da düşünce alanında şiddetten bağışık her lafzın özgürce dile getirilebilmesidir. Toplumda siyasal ayrımlar olabilir. Tanrı bile insanları farklı yaratmıştır. Ancak benzeri bir ayrım iktidar olanaklarına konu olmamalıdır. Özgür ve demokratik seçimlerin ardından kazanan Parti(ler) herkesin hükümetidir. Aksi kamuyu partizanlaştırmak olur.

Türkiye’nin karanlık düzeneklerle, gladyo, mafya yapılanmalarından arınması bir gerekliliktir. O arada, düşüncelerinden başka paylaşacak bir şeyi olmayan kimi gazetecilerin, akademisyenlerin, emekli bürokratların, sendikacıların ve siyasetçilerin herhangi bir davaya dayanılarak, yıllarca tutuklu kalmaları demokrasimiz ve geleceğimiz açısından çok büyük bir yaradır.Başlayacak yılda hukuk devleti ilkeleri, ulusal demokrasi deneyimimiz ve uluslararası gelenekler doğrultusunda yaşanılmakta olan olumsuzluklar geride kalmalıdır.

Ekonomide gelişme, demokraside iyileşme, toplumsal yaşamda yenilenme harcını ancak birlikte karabiliriz. Toplumsal barışın güçlendiği, ekonomik istikrarın sağlandığı, yatırımların arttığı, emeğe saygı duyulan ve Dünya kadar derdi olmaktan Dünya’ya kendisi kadar bir uygarlık katan Türkiye hepimizin özlemi olsa gerek. 2010 kutlu olsun!

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..