Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '10

 
Kategori
ÖSYS
 

2010 ÖSYS kılavuzu ve tercihler üzerine

2010 ÖSYS kılavuzu ve tercihler üzerine
 

ÖSYM Logosu


Üç beş gün arayla iki hatalı (sonradan düzeltildiği açıklanan) ÖSYS Kılavuzu nihayet elime geçti. Gerçi internetten indirmiştim ama sayfa sayısı çok olduğu için PDF formatındaki kılavuzu kullanmak epey bir çaba gerektiriyor. "Fare"yi iyi kullanacaksın mesela. Hızını alamadın mı, "fare"nin hakimiyetini kaybettin mi aradığın üniversitenin ya çok altına gidersin ya da üstte kalırsın.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu kılavuzun içinden çıkabilmek için inceleyenin bayağı bir terlemesi gerekiyor. Niçin mi? Çünkü kullanılan yazı karakteri "karınca duası"ndaki yazı karakterleri gibi. İşin yoksa terle terle ve ara ki üniversite adını, o üniversitedeki alanını, 0, 12'li, 0, 15'i puanı, başarısını, dönüştürülmüş tahmini en düşük puanı bulabilesin, görebilesin ki tercih listesi oluşturabilesin.Bu ne böyle yahu? Böyle yapmak yerine alanlara göre sayısı daha az ama yazı karakterleri daha büyük basılamaz mıydı? Alan dışı tercih yapacaklar birden fazla kılavuzu edinirlerdi böylece bu denizde iğne
aranmamış olurdu.

Tercih Zorluğu

2010 ÖSYS ilk olduğu için geçmişi yok. Örnek yok yani. Kılavuzda verilmiş tahmini puanlar ne kadar doğrudur, elbette bilinmiyor. Hakeza başarı sıraları da. Gazetelerden tutun dershanelere kadar ilgili ilgisiz bir çok kişi ve/veya kurum internet sitelerinde, gazete sayfalarında ve/veya CD'lerde birçok sayısal veri veriyor. Güvenilir mi bilinmez. Bekleyip göreceğiz. Velhasıl zor günler çocuklarımız için.

Eğitimin içinden biri olarak şu tavsiyelerde bulunabilirim:

1)Sevgili ebeveynler çocuklarızın düşük puanlarından dolayı çocuklarına gönül koymasın. Çünkü bu sınav, milyonun üstünde öğrencinin girdiği, öğrenci kitlesi ile kazanacak öğrenci arasında uçurum olan bir sınav. Yani şu: Kazanamayacaklar tabii olarak aşağı yukarı kazananlardan aşağı yukarı 3 kat daha fazla olacak.

2)Sevgili ebeveynler çocuklarınızı asla ve asla başkalarının çocuklarıyla mukayese etmeyin. Aynı okullarda okusalar dahi her çocuk farklı bir dünyadır. Farklı bir iç dünyası, farklı bir yetiştirilmesi, farklı bir psikolojisi vardır.
Hem çocuğunuz istemez miydi kazanmayı? Onun elinden geldiğini yaptığını düşünün lütfen.

3)Kazanamayan sevgili öğrenciler çok fazla üzülmeyin. Bu başarısızlık her şeyin sonu değil. Özellikle ilk defa girip de kazanamayanlara bu sözüm. Çünkü lise bittiği için ders yükü üzerinizden kalktı, yoğunlaşacağınız alan "bir"e düştü.
Bu durumda istatistikler şunu gösteriyor: İkinci yıl girenlerin %65'i ÖSYS'yi kazanıyor.

4)Sevgili Öğrenciler ille de bir yer kazanayım, mantığıyla tercih yapmayın asla. İstemediğiniz bir bölümü tercih ederek onu bitirmek bazen hiç kazanmamaktan daha kötüdür. Bitirir gelirsiniz, kapı gibi diplomanız vardır ama istihdam, ihtiyaç açısından "şişmiş" bir bölümü bitirdiğinizden yıllarca iş arar durursunuz. (Ankara-Gazi İktisat bitiren kızkardeşimin 9 yıl iş aradığını bilirim.)

5)Sevgili öğrenciler, denize düşen biriymiş gibi yılana sarılmayın. Böyle durumlarda bilen, bilmeyen her kafadan bir ses çıkar. Hal böyleyken ne kadar çok etki altında kalırsanız o kadar kararsızlığa düşer sonunda da o kadar çok hata yaparsınız.

İşi ehline danışın. Kararlı olun, "nokta vuruşu" yapmaya çalışın.

Her şeyin hayırlısı dileklerimle...

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..