Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '13

 
Kategori
Uzay
 

2025'de Mars'a Tek Gidiş

2025'de Mars'a Tek Gidiş
 

Dünya kirlendi, sıra Mars'da...


Dünyanın dönüş hızından başı dönmeyen yoktur diye düşünüyorum.Özellikle geçtiğimiz  son yirmi yıl içinde neler yaşandı , hayatımızda neler değişti diye hafızamızı yokladığımızda, adeta dünyanın  , bir önceki yıla göre daha hızlı döndüğünü düşünmeden edemiyor insan.  İnsanlar  daha hızlı,çok daha  hızlı olmak için  yarış içindeler.  Zaman yok... Hiçbir şey için zaman yetmiyor.Trafikte, iş takibinde,orda, şurda, burda... Çabuk daha çabuk...  Nereye , neye koştuklarının bile bilincinde olmadan bir yerlere yetişme telaşında insanoğlu.  Teknoloji; yaşamı,  bundan elli sene önce hayal bile edilemeyecek noktaya getirdiği, her sorunu bir"tık"la bir "düğme"  ile çözüme kavuşturma noktasına getirdiği halde, insanlar yarım asır öncesinden daha hızlı yaşıyorlar. Üstelik, tüm kolaylıklara rağmen daha yorgunlar... 

Artık dünyanın kaynakları insanoğluna yetmiyor,  eğer  uzmanlar yanılmıyorlarsa, 20-25 yıl sonra içme suyu bulamayacakmış bu gezegende yaşayanlar...  Bu yüzden insanoğlu diğer gezegenlere gözünü dikmiş vaziyette.  Hollandalı bir girişimci, Bas Lansdorp tarafından geliştirilen MARS ONE  projesi, en geç 2025'e kadar  kalıcı insan kolonisi kurmayı hedefliyor. Bu projeye 100 ülkeden,200.000'den fazla başvuru yağmış. Elemeler neticesinde, içlerinde 6 Türk'ün de olduğu  bir grup  ,   Mars'a  tek  gidiş biletini  şimdilik hak etmişler. Bir daha dünyaya dönmemek üzere terk-i diyar edecekler ... Elemeler  tekrarlanacakmış , ilk etapta iki  kadın,iki erkek gönderilecekmiş sanırım...

Bilinç. bilgi, farkındalık oranı arttıkça,  mutluluk  düzeyi düşüyor .  Eskiyi öven insanlara, yakınlarınıza bakın  , eskiden  paraları olmamalarına karşı daha mutlu olduklarını söylerler. "Eskiden" dedikleri dönemde gençtiler, bu yüzden  daha mutluydular doğal olarak diye düşünebilirsiniz.  İlla ki gerçeklik payı var bu öngörüde.  Ama daha  geniş ve  küresel  bir bakışla baktığınızda,  mutluluğun  farkındalıkla  ters orantılı olduğu gerçeğini kabul etmek zorunda kalırsınız... Televizyon daha sonra da internet yaşamımıza girdikten hatta ayrılmaz bir parçamız olduktan sonra,  farkındalıklar,  daha önce ulaşılması  zor olan bilgiler  beynimizi doldurmaya dolayısıyla yaşamımızı yönlendirmeye başladı.  Artık birilerinin evinin , yaşantısının hangi düzeyde olduğu,  dünyanın diğer ucundaki bir insanın  gözlerindeki  hüznü, savaş anında vurulan, ölmek üzere olan bir insanın dramı,  galaksileri,  dünyanın koca evrende  bir noktadan ibaret olduğu  daha neler,neler ... televizyon ya da bilgisayar ekranından  beynimize  sürekli bir akış halindeler. İnsan beyninin bu kadar değişik ve sayısız  bilgiyi  özümsemeye,  içinde bulunduğumuz  hızlı yaşamı sindirmeye uygun olarak yaratılmamış olduğunu düşünüyorum yüce Yaradan tarafından.  Bu  nedenle   çağımızın insanı  mutsuz...

İnsanoğlu,  Kızıl  gezegen diye adlandırılan Mars'a da gitse;   yaşadığı köy veya şehirden başka yeri görmemiş,  bulduğunu yemiş, gördüğünü sevmiş , olduğu ile kanaat etmiş  "eskilerin"  engin gönül huzuruna ulaşamayacağı kesin...  Bence...  

2014'ün;   çilekeş  milletime  uğurlu  gelmesini ,  Milliyet Blog'un  değerli yazarları için de güzel bir yıl olmasını diliyorum...

Bu kadar toz duman içinde sanki tünelin ucunda bir ışık  görür gibiyim. Endişeler  yerini   huzura bırakacak  GİBİ   yakında... Çünkü,   Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğdu her seferinde,  bu millet.  Çetin Altan'ın sözünü yineliyerek , bu yılın son yazısına noktayı koyuyorum.

"Enseyi karartmayın..."  

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..