Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '06

 
Kategori
Dostluk
 

2045 yılından geriye Berk' le

Merhaba , tuhaf bir arkadaşım var. Adı Berk Hayali. Kendisi 21 / 12 / 2009 (İkibindokuz - Yanlış okumuyorsunuz) Pazartesi sabaha karşı saat 04.30 sularında İstanbulda özel bir hastanede doğmuş. Şuan kendisi 36 yaşında. Tezat entresan ki entreresan tezat, kendisi bir şekilde istemeyerek 12 / 12 / 2006 tarihinde İstanbul Kartal sahilyolunda bir bankta aramızda bulmuş kendini. Uzun uzadıya sohbetlerden sonra, kendisiyle tanıştıktan sonra konuşmamızın bir bölümünde bakın neler anlattı.

- Berk , herkes gibi 2006 ya yani zamanımıza nasıl geldin siye sormayacağım. Aksine senin buraya gelmeden bir saat öncesi dünya nasıldı? Anlayacağım dilde bana biraz anlatır mısın?

- (Berk hafifçe bir tebessüm etti.) Farklı bir soru sorduğunu zannediyorsun ama inan bana farklı bir soru sormadın… Evet 2045 yılında, dünya daha farklı. Nasıl farklı onu söyliyeyim. Hiç unutmam, herşey 15 Mayıs 2025 tarihinde, perşembe günü Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin tüm üye ülke cumhurbaşkanı, devlet başkanı ve genelkurmay başkanlarını olağanüstü toplantıya çağırmasıyla değişmeye başladı. O güne kadar ülkeler ikiye ayrılmıştı .Diğerlerine hakim olmaya çalışan , güç ve kuvvet merkezli politikalar izleyenlerle, bu ülkelerin baskısından kurtulmak için defansif politikalar izleyen ülkeler olarak bu ayrımı tanımlayabiliriz. Bir tarafta ABD, bir tarafta Avrupa, bir tarafta Çin ve Rusya ve uzun yıllar kan gölü haline gelmiş Ortadoğu…. (Berk’in gözleri dolmuştu.) . Çok acı çekildi. Ekonomik çıkarlar nedeniyle her ülke birbirinin kuyusunu kazıyordu. Fakirler ile zenginler arasında uçurum gitgide büyüyordu. Güç ve kuvvet kelimelerinin ifade ettiği manalar, sayfalarca yazı yazılsa yine yeterli gelmiyordu insanlara.

- Neler oldu peki?

- Neler mi oldu. İlkönce 2011 yılında İstanbulda gerçekten büyük bir deprem oldu. Ama korkmana gerek yok. Deprem resmen ben geliyorum önleminizi alın şeklinde geldi. İlk önce 4,5 sonra 5,6 şeklinde kısa süren öncüler geldi. Akşam saat 21:00 sularında olması nedeniyle herkes uyanıktı. Tabi herkes kendini sokağa attı. Sarsıntılar sonra yavaş yavaş kısa aralıklarla devam etti. Herkes kendince en önemli eşyalarını alıp kendilerini güven altına aldılar. Sonra 6,8 ve 7,5 şeklinde yaklaşık 30 saniye süren depremler geldi. 1999 yılında olmuş olan depremde hasar görmüş olan binaların hepsi çöktü. Bereket, belki inanmayacaksın ama tüm Marmara bölgesinde toplam 25 kişi öldü. Oda kalp krizinden. Depremin en büyük zararı, insanların psikolojik yapılarını bozmasıydı. Gözünüzün önünde yaylı akerdion gibi sallanan binalar, alışık olmadık bir durum tabi. Sanayi olarak da epey bir durgunluğa girildi. Ancak büyük firmalar sağlam yapılar yaptıkları için ana sanayinin ayakta kalması, toparlanmayı da erken getirdi.

- Türkiye AB ye girdi mi?

- Hayır. AB de zaten az kalsın dağılıyordu. 15 Mayıs 2025 yılından sonra bütün sizin şimdiki öncelikleriniz insanların hayata bakış açıları, kısaca her şey temelden değişti. Çünkü doğal afetler, küresel ısınma, depremlerin şiddetini ve sıklığını arttırdı ve iklimleri fevri şekilde değiştirdi. Tarım ve sanayi bir çok bakımdan kayıplar yaşamaya başladı. Tüm ülkeler birbirleriyle uğraşırken, 15 Mayıstaki toplantı esas tehlikenin ülkelerin kendisini değil, üzerinde yaşanan gezegenimizin artık bize yeter dediğinin anlaşılmasıydı. Biz birimizle uğraşırken, gezegen de bizle uğraşmaya başlamıştı. Tüm ülkelerin bilim adamlarından oluşan bir birlik oluşturuldu. Tabiata karşı bir özür dileme ve hataların onarılması için yoğun bir şekilde çalışılmaya başlandı. Nükleer enerjinin tabiata zarar vermeyen yönleri araştırıldı ve uygulanmaya başlandı. Ayrıca büyük filtreleme istasyonları kuruldu , 2044 yılında epey bir ilerleme kaydedildi. Son enerji çeşidi denenirken orasını tam hatırlamıyorum bir şey yolunda gitmedi. Yolunda neyin gitmediğini bilmiyorum ama o ne ise, o yüzen buradayım.

- Senin ne işin vardı orada?

- Ben mühendisim.

- Peki ülkelerin birbirleriyle ilişkileri nasıl şekillenmeye başladı?

- İsrailde muhafazakarlar, Kral Süleyman tapınağını yapıp bütün bu problemleri yok edeceklerine inanıyorlardı. Müslümanlarla zaten o yüzden zıtlık hat safhaya gelmişti. İsrail yönetimden muhafazakarların ellerini çektirdi. Nükleer enerjinin temizlenmesi ve güvenli şekilde kullanılmasında en çok onların payı var diyebilirim. Ülkeler birbirlerine hakim olma amaçlarını rafa kaldırdılar. Silah teknolojisini tamamen küresel katiller adını verdiğimiz meteorlar için revize etmeye başladık. Birleşmiş Milletler şu anda ülkelerin yönetimini elinde tutan tek kurum. Her ülke eşit şekilde temsil edilmekte. Dünya Birliği kavramı ön plana çıktığı için, diğer birliklerin önemi kalmadı.

- ABD ne oldu?

- 2000 li yılların başlarında tarih ve siyaset tarihi kitaplarımızda okuduğumuz kadarıyla pastadan pay almak için ya, ekonomik gücü elinde tutmak gerekiyordu yada savaş yoluyla bir yerlere varılması gerekir düşüncesi hakimdi. Başka türlü ortadaki pastadan kimse pay alabileceğini hesaplayamıyordu. Doğal kaynaklar dolayısıyla enerji kıttı. Zamanla özellikle 2010 yılından sonra ve daha önce bahsettiğim bilim kongresinin dünyayı kurtarmak için yaptığı çalışmaların iyi bir yan etkisi olarak alternatif enerji kaynakları keşfedildi. Bu enerji kaynaklarının artması ile eski değer yargıları ve düşünceler aşıldı ve ABD de aktif politikalarından vazgeçti. Alternatif enerji kaynaklarıyla ABD tek başına kendi ülkesini binlerce sene idare ettirebilir .Sadece ABD için geçerli değil, tüm ülkeler aynı durumda. Dolayısıyla bir şeyi paylaşmak için kavga etmeye gerek kalmadı. Her ülke istediği kadar istediği şekilde enerjiyi istediği an üretebiliyor.

- Kısaca özetlersek….

- Evet kısaca özetlersek, bütün dünya ülkeleri tek çatı altında toplanıp gezegenimizi kurtarmak dolayısıyla kendilerini kurtarmak için birlik beraberlik içine girdiler. Eskinin süper güçleri, mütevazi bir şekilde sahip oldukları imkanları dünyayı daha iyi hale nasıl getiririz amacı altında bir araya getirdiler. Zaten getirmeselerdi sonumuz felaketti. Diğer bütün amaçlar rafa kalktı. En azından benim gelişime kadar böyleydi.

- Bu arada tarihi karposttalrını gördüğüm istanbulun içinde yaşamak gayet güzel ve sanırım artık bu zamanda ömrümü tamamlayıp öleceğim. Hayret edilecek şey , hep tarihe meraklı birisi olmuştum. Hala da öyleyim. Belki bu yüzden buraya geldim.

- Neyse senle konuşmak güzeldi Berk. Umarım yeni yaşamı beğenirsin.

- Acaba annemi babamı görmeye gitsem mi? diye düşünüyorum. Babam şimdi 24 yaşında falan olmalı. Annemde 20. Ama iyisi mi böyle kalsın. Onlarında aklını karıştırmayayım.

- Son bir soru, insanoğlu uzaya açıldı mı?

- Açıldı derken Neptün ’e kadar insanla uçuş yapabildik. ama insansız uydularımız her yeri geziyor. daha sonunun bulamadık. bulduğumuz tek şey taş, kaya, gaz kütleleri. Zaten insanlar artık koskoca evrenin sadece ve sadece insan için yaratıldığına inanmaya başladı.

 
Toplam blog
: 116
: 735
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1994 Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümü mezunuyum. Aynı üniversitede Genel İktisat Polit..