2050 yılında Türkiye ekonomisi

Mali denetim şirketi PriceWaterhouseCoopers, Dünya Bankası verilerinden hareketle dünya ekonomisinin 2050’deki fotoğrafını çekmiş. 

Hemen bizim resimdeki yerimiz neresi diye merak ettiniz değil mi? Resimdeki yerimizi bilmeyecek ne var. ‘İleri Demokrasi’nin getirdiği huzurla, yeni padişahımız, sultanımızın izniyle, ekonomimizdeki bir gecede meydana gelen iyileştirmelerle, güllük gülistanlık bir ülkede, gül gibi geçinip gideceğiz işte… 

Gelelim biz hazırlanan rapora; Günümüzde dünya ekonomisinin patronu olan G7 ülkelerinin 40 yıl sonra, aralarında Türkiye’nin de olduğu E7 ülkeleri tarafından tahttan indirilecekmiş!.. 

İnandınız mı? 

Ben aslında inanmak istiyorum ama… Her nedense gönlümün bir yanı pek inanma diyor… 

Evet, gelelim dünyanın 2050 yılındaki falına! 

Guardian gazetesinin yayınladığı rapora da; 2050’de dünya ekonomisinin en büyüğü Çin ve Hindistan olacakmış. ABD İmparatorluğu tahtını kaybedecekmiş! 

Türkiye ise 2009–2050 periyodunda dünyanın en hızlı büyüyen 6’ncı ülkesi olarak ve yüzde 5.1’lik büyüme ortalaması tutturacakmış. 

Türk ekonomisi satın alma paritesine göre hesaplandığında 5.3 trilyon dolar seviyesine ulaşacakmış. 

Türkiye, Fransa, Almanya ve İngiltere gibi dev ekonomilerle kafa kafaya gelecekmiş. 

Dünya ekonomisine yön veren G7 ülkeleri, 2030 yılından itibaren güçlerini kaybetmeye başlayacaklarmış. 

2030’da satın alma paritesi baz alınarak yapılan hesaplamada; E7 (Gelişmekte olan 7) ülkeleri Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye, günümüzün G7 ülkeleri olan Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD ekonomik büyüklükte geride bırakacakmış. 

Sabit fiyatlarla yapılan hesaplamada ise bu ülkeleri geride bırakmak ancak 2050 yılında mümkün olacakmış. 

Satın alma gücü paritesine göre; 2009 milli geliri 1 trilyon dolar gösterilen Türkiye’nin, 2025’te 2 trilyon 109 milyar dolara, 2050 yılında ise 5 trilyon 298 milyar dolarla ulaşarak, dünya sıralamasında İngiltere ve Fransa’nın ardından 12’nci sıraya oturması bekleniyormuş. 

40 yılda Türkiye’nin, İtalya ve Kanada’ya 2 trilyon dolar fark atması bekleniyormuş. 

2009–2050 yılları arasında; büyümede Vietnam, Hindistan, Nijerya, Çin ve Endonezya yüzde 8.8 büyüme ortalaması ilk sırada yer alırlarken, Türkiye yüzde 5.1 ortalaması ile 6. sırada yer alacakmış. 

Bu raporda açıklanmayan, ancak benim çok merak ettiği, bu büyümenin üretime mi dayalı, yoksa tüketime mi dayalı olacağı? 

Bildiğiniz gibi biz üretmeden, sıcak paranın getirdiği refah(!)la, borçlanarak kalkınıp duruyoruz. Bir yandan işsiz sayımız artarken, öbür yandan cari açığımız rekorlar kırarken, teğet geçen krizi görmezden gelip, ekonomik olarak dünya devleri ile yarışıyoruz(!) 

Bu nasıl bir ekonomi yönetimidir ki, bunca olumsuzluğa rağmen, ülkeyi ha bire kalkındırıp duruyor! 

Bu kalkınmayı biz niye görmüyoruz diye sormayın… 

Göremezsiniz! 

Çünkü bu görünmez kalkınma(!)