Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '13

 
Kategori
Futurizm
 

2050 yılında ülkemizde nufus dağılımı

2050 yılında ülkemizde nufus dağılımı
 

Ülkemiz nufus dağılımı haritası


Ülkemizde nufus planlaması konusunda etkin bir çalışmaya rastlanmamaktadır.

Sağlık bakanlığına bağlı nufus planlaması ile ilgili resmi bir birim var. Ne yaparlar bu kişiler, nasıl bir aktivite içindedirler. Basına yansıyan herhangi bir çalışmaları duyulmamıştır.

Dış ülkelerde 40-50 yıl sonrasında her konuda nasıl bir durumun oluşacağı hakkında çalışmalar yapan füturizm masaları var. Bu birimdeki füturistler eldeki mevcut donelerle, hipotezler oluşturup anketler yaparak varsayımların da yardımıyla güçlü tahminlere ulaşmaktadırlar.

Nitekim bu güçlü tahminler, zamanı geldiğinde gerçeğe veya gerçeğin en yakın şekline dönüşmektedir. Ülkemizde de böyle bir çalışmaya, bir "füturizm masasına" ihtiyaç olduğu henüz fark edilmiyor.

Ülke idarecileri, düne ve bugüne bakarak geleceğe hangi rotada, hangi hızla yol alınacağını kısa, orta ve uzun vadeye göre hangi zamanda hangi noktaya gelineceği hesapları içinde olmalıdırlar. Örneğin tarımda, kullanılabilen arazilerden üretilen mahsuller, gelecekte oluşacak nûfusun ne kadarını besleyebilecektir, bu çok önemli...

Seneden seneye nufus çoğalıyor ama topraklar aynı kalıyor, düşünülmesi gerekmez mi?

Üç oda bir salon daire, iki çocuk bir de anne-babaya yetiyorken, çocuk sayısının ondan fazla olması durumunda bu daire yaşam alanı olarak yeter mi sizce? meselâ...

Artan nufus ve nufus hızına göre, üzerinde yaşayan vatandaşlarını besleyemeyen bir ülke, dışa bağımlı hale gelecektir. Dışa bağımlı yaşamak, ne zaman, nereye kadar?

Tıpkı düşüncesizce 10-12 çocuk yapıp beslemeyen sonunda devlet yurtlarına veren ailelere benzer bir durum oluşur...O ailelerin baş vuracağı bir devleti var ama aynı duruma düşerse  devlet, nereye baş vuracak?  "Ben ülkemin vatandaşlarına yetemiyorum, halkımı besleyemiyorum"  diyebilir mi?...

En yüksek nûfusa sahip Çin'de, bir çocuğa izin var, daha fazla çocuk yasak...Nûfus artışına böyle bir önlem getirmişler...

Bizde durum acaipten daha öte...Bazı bölgelerde aileler, ortalama iki çocuk ile yetinirlerken, hepimizce bilinen bazı bölgelerimizde her ailenin, tek anneden olma 10 veya 12 çocuğu var... Kumalar da göz önüne alındığında bir babanın ortalama 20-25 çocuğu oluyor. Çocuklarını erken yaşta evlendiren bu bölge nufusu,  permütasyon dizim ve artışına göre iki nesil sonrası akıl almaz sayılara ulaşacaktır...

Ülkemizde bugün Türkler çoğunlukta, devletimizin adı T.C....Yarınlarda,  örneğin 40 yıl sonra, Türk nufusu azınlıkta kalırsa devletimizin adı yine T.C. olarak kalabilir mi?  Veya idare ile yasalar, varsayım olarak azınlıkta kalabilen Türklerin hakimiyetinde olabilir mi? Bu konuların düşünülmesi ve hesapların sağlıklı olarak yapılması lâzım...

Öyle bir durumda, ilköğretim okullarında  "TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM,"  diye mi söylenir and?  Yoksa başka bir söz dizimi mi oluşturulur?

Şu anda bile mevcut sözleriyle sabah andının kaldırılması gereklidir bana göre. Tartışmaları vardı belki de halihazırda kaldırılmıştır sabah andı. Kaldırılması da çok mantıklıdır,  sebebi açık: Etnik kökeni TÜRK olmayan bir öğrenciye  "Türk'üm, doğruyum"  diye söyletmeye çalışmak; zorlamadır...

Bu durumu ve gelecekteki muhtemel tabloyu başbakanımız ve danışmanları farketmiş olmalılar ki, "üç çocuk" tavsiyesi güncelliğini koruyor.

Bölgeler arası nûfus dengelerini sağlayabilmek için, gelişmiş bölgelerin maddi olanakları  güzel olan aileleri, çocuklarına iyi bir eğitim ve rahat bir gelecek sağlayabileceklerine göre, üçten daha fazla çocuk sahibi olmalıdırlar...

Keza, hızlı nufus artışıyla bilinen bölgelerindeki halktan, çok çocuk yapmayı özendirici maddi destekler çekilmeli ve sıkı bir takiple, tıbbi destekli nufus planlaması uygulanmalıdır.

Aksi halde, üzülerek söylemeliyim ki, şu andaki gidişata göre, Anadolu toprakları üzerinde mevcut devletimiz, Türkiye Cumhuriyeti değil,   yaklaşık 40 yıl sonra başka bir isimle dünya coğrafyasındaki yerini alacak gibi görülüyor şayet ciddi çalışmalar yapılmazsa...

Bu konu, günceldeki bütün konulardan daha önceliklidir.

Selam ve saygılarla...

Yurdagül Alkan.  

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..