Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '10

 
Kategori
Tarih
 

22. Yüzyıl’da Yitir-Kazan Neden-Sonuç Ağları

Önbilgi 1:

1 neden 1 sonuca, oyun kuramındaki karar ağacı çizelgesinin benzeri biçimde, (her biri ayrı alt-olasılıklı ve ayrı önkoşullu, yankoşullu ve artkoşullu olmak üzere) 1’den çok olasılık tahsisli, her 1 olasılık akışı, zaman serisi biçimine getirilebilir biçimde oynak yapılı bir ağ kurulabilir. Bu ağlardaki düğüm mecazı, akışkanlar devimselindeki (kendi ayrı iç devimselini taşıyan) girdaplar mecazı olabilir. Girdaplar aslında; olgu, kategori, kavram, sonuç tezahürleridir. Kriz süreleri dışında, olağan akışlı tarihte bu ilintiler oldukça belirgindir. Örneğin, yerel veya global nüfusta periyodik salınımlar, uzun dönemli artışlar veya azalışlar gözlenmiştir ve kaydedilmiştir. Bunlardan türetilen genel denklemlerle, 1950-2000 arasında gerçeğe oldukça uygun kestirimler yapılabildi. Ancak bu kestirimler, Endonezya yerine neden Bangladeş’te büyükkent oluşmadığını açıklamaz. Yine de, 2050’de 20 tane daha yeni Cakarta çıkmayacağını öngörür.

Önbilgi 2:

22. Yüzyıl, 2000 momentiyle bakıldığında, 21. Yüzyıl’ın ardından gelecek benzeşik bir dönem olacaktır. Bununla kendi-özdeşlik (self-similarity) kastedilmiyor. 2000 üzerinden, 2000 ve 2100 momenti bakış açısıyla, daha değişik bir ıraksama ve yakınsama neden-sonuç ve yitir-kazan ağları kastediliyor. Yitirilenler ve kazanılanlar kendi altkümelerine sahiptir ve bunlar birer birim veya atom değildir, yalnızca gelişigüzel oluşmuş parçalardır. Bu modelde, 1 yüzyıl yerine, 2 yüzyıl için kestirim yapmak, tam da informatik ve kognitif tekillik limitinde olduğumuz varsayılan bir dönemde olduğumuz önesürüldüğü halde, gidişat tam tersini (kestiremediğimiz paradigmaların doğuşu yerine, ciddi bir ‘yeni kitelesel cahillik’ dönemine yol aldığımızı) gösterdiği için önemlidir. Yani bazı olgular, şimdiden limit belirlenmiş durumdadır ya da başka bir deyişle oluşumları önümüzdeki 2 yüzyıl boyunca ne denli uğraşılırsa uğraşılsın engellenemeyecektir. Etki edilebilecek olanlar, olgunun tezahür tarihi, biçimi ve ardışıklıklarıdır. Yani, 2 yüzyıl gibi bir dönem sözkonusu olduğunda, gelecekbilim açısından modüler mantık (veya sayı tabanı) kullanıyoruz. Modüller sabit ve kombinasyon ve permütasyonları sabit değil. Örneğin, 22. Yüzyıl’da Çin’in 1 no olmayı kaybedeceğini biliyoruz ama kimin 1 numara olacağını bilmiyoruz ki büyük olasılık 1 numaranın olmadığı 1 duralama dönemi yaşanacak. Burada geleceği belirlemeye çabalamıyoruz, daha önceleri kezlerce yinelediğimiz üzere, makro etkileri sıfırlama yönünde, rasgele kaotik esintiler oluşturuyoruz.

Önbilgi 3:

2000’de global panorama 1900 ve 2000 birlikte ele alındığında ortaya oldukça benzer modeller çıkmıştı. (‘Büyük Güçlerin Yükselişi ve Düşüşü’ kitabı.) 2100 ve 2200 birlikte ele alındığında, ortaya çıkacak olan benzer model durağanlık. 2000-2050 arası oldukça hareketli geçecek ama sonrasında yavaşlama giderek belirginleşecek.

Geçelim, yitirilecek ve kazanılacak öğeler arasındaki etkileşimlere:

İkinci Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürü yakınsama olgusunu yaşayacak ama sonul sonuca tam limitlenme berraklaşmaları, büyük olasılık 23. Yüzyıl’a sarkacak. Bunun temel nedeni, 20. Yüzyıl’ın bu konuda 21. Yüzyıl’ı çok sarsacak mirası nedeniyle, 21. Yüzyıl’ın ne denli dengeli geçmiş olursa olsun, yeterince limit dengeye ulaşamamış olması olacak. Yani, bazı artçı neden-sonuç ilintileri görüngüleri, 200 yıl gecikmeyle olgulaşacak.


9 öncü altkültürün birbirleriyle etkileşiminin, görünen potansiyel durağanlığa etkisini kestiremiyoruz.


9 öncü altkültürlerden başka altkültürler, ortaya çıkabilir de çıkmayabilir de.


9 öncü altkültür 2250’de pekala durağanlık yaratan etkenler arasına girebilir.


Tam bilimin yitişi, agnostizmlerin artışına neden olacağı gibi, yeni dinleri de doğuracaktır. Tek tanrılı dinlerin tarikat ve mezhep tarihlerine baktığımızda, bunu gözlüyoruz.

20. Yüzyıl’ın 2 atom bombası ve uzaya çıkışla kanıtladığı, aslında çözümü imkansız hemen hiçbir insan sorunu olmadığı (ki ölüm buna 21. Yüzyıl’da dahil edildi) gerçeği 23. Yüzyıl’da yaygın kültürde yerini alacak. Burada vurgulanması gereken şey, 20. Yüzyıl’da tasarlanan, 5.000 yıllık makro Dünya sistemi modellerinin tümünün, insan sorunlarının neredeyse kaçınılmaz ve çözümsüz olduğu yönündeki dolaylı varsayımını taşımasıdır. Eğer, herşeyi çözülür kabul edersek, o zaman devrim anlamını yitirir, hatta savaş da ama ortaya yine durağanlık çıkacaktır.

Yitirişlerin ve kazanışların temel nedenleri, tamama yakın birbirleri dışında nedenler olacaktır. Ancak mekansal ve zamansal yakınlık durumunda, birbirlerini tetikleyebilirler.


Dipnot: Bütün şıkların hepsi yazılmadı, yani bu yazı bir taslak durumunda.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..